İcra Müdürülüğü dosyası (2018/4610) incelendiğinde, davacı borçlu T1 hiç bir zaman nafaka borçlarını zamanında ödemediğini, icra dosyasına sundukları 22.07.2018 tarihli beyanlarında da belirttikleri gibi nafaka borçlusundan 11.000,00 TL tahsil edildiğini, müvekkilinin, nafaka borçlusu ve aynı zamanda çocuğunun babası olan T1 bundan böyle nafaka borcunu muntazam ödeme vaadi nediyle ( borcun tamamını ödemediği halde ) borçlunun önceden hazırladığı belgeleri imzaladığını, müvekkili tarafından imzalanan belge nedeni ile nafaka borcunun 17.02.2012 tarihine kadar ödendiğini kabul ettiklerini, buna rağmen nafaka borçlusunun muntazam ödeme yapmadığının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri ile de sabit olduğunu, bu durumu kendisi de kabul ettiğinden Ağustos 2018 aylık nafakasını dosyaya 1.500,00 TL olarak yatırdığını, bu nedenle toplam nafaka alacağının 17.02.2012 tarihinden başlayarak bu tarihiden sonra 11.032,00 TL düşülerek birikmiş nafaka alacağının belirlenmesi gerektiğini belirterek bilirkişi...
Nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarı tutarında yada bu miktarın katları tutarında olması ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Somut olayda aile mahkemesi tarafından tedbir kararı verilmeden önce borçlu tarafından ödendiği belirtilen miktarların takip konusu nafakadan mahsup edilmesi mümkün değildir. Zira, henüz karar altına alınmamış bir şey için ödeme yapıldığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece nafaka alacağı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir....
Dairenin 22.06.2022 tarihli bozma kararı ile; davacı baba tarafından davalı annenin banka hesaplarına birbirini takip eden aylarda belli miktar ödemeler yapıldığı, davacı tarafından davalının hesaplarına açıklamasız olarak yapılan ödemeler dışında Denizbank hesabına yapılan ve "nafaka ödemesi" açıklaması olan 4.445,00 TL olduğu, açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından ortak çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlâki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına "nafaka" açıklaması ile yaptığı 4.445,00 TL tutarındaki ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkmasının gerektiği ve mahkemece "nafaka" açıklaması ile yapılan ödeme olan 4.445,00 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile bu miktar yönünden nafaka borcu bulunmadığına, açıklamasız yapılan ödemeler ahlâki...
Nafaka ilamındaki ÜFE olarak belirlenen yıllık artış oranının TÜFE olarak değiştirilmesi istemi yönünden istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; nafakanın ve yıllık artış oranının anlaşmalı boşanma kararı ile belirlendiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, nafaka kesinleşmesinden itibaren bir yıl sonra başlayan yıllık artış oranının uygulanmasına, nafakanın ulaştığı miktara, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca benimsenen artış oranının ÜFE olmasına göre bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaati ile, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kocaeli 5.Aile Mahkemesi 2021/210....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, bilirkişi raporunda bakiye borç muhtarısında birikmiş nafaka alacağının “ 11.253,80- TL”, her ay işler nafaka alacağının “ 988,87- TL” (tahsil harcı hariç) olarak talep edilebileceğinin bildirildiği, Osmaniye 2.İcra Müdürlüğünün 26.09.2019 tarihli bakiye borç muhtırasında birikmiş nafaka alacak tutarının 50.231,46 TL, her ay işler nafaka alacak tutarının 53,13 TL fazla talep edildiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile Osmaniye 2. İcra Müdürlüğünün 2009/1856 esas sayılı dosyasından düzenlenen 26/09/2019 tarihli bakiye borç muhtırasında belirtilen "61.485,26 TL" birikmiş nafaka alacak tutarının "11.253,80- TL", " 1.042,00 TL" aylık işler nafaka alacak tutarının" "988,87 TL" olarak (tahsil harçları hariç) düzeltilmesine ve 28/11/2019 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince davacıya ait banka kayıtları getirtilmiş, davalının isteyebileceği nafaka alacağının tespiti bakımından dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Esen Yeğin tarafından düzenlenen bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş, raporda davacının zamanaşımı itirazının kabulüne veya reddine göre terditli hesaplama yapılmış, zamanaşımı itirazının kabulü halinde davacının 7.664,30 TL fazla ödeme yaptığı belirlenmiştir. Bilirkişi raporu denetime olanaklı ve hüküm kurmaya elverişli olup, davalının banka kanalı ile yapılan ödemelerin nafaka borcuna karşılık yapıldığını kabul ettiği ve zamanaşımına uğramamış nafaka alacağına göre davacının ödenmemiş nafaka borcunun olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Anılan ihbarnamede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 esas, 2005/37 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödemesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, somut olayda Bayramiç İcra Müdürlüğünün...
Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin Yargıtay'ın son içtihatları ile yumuşatılmış ve aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti, dershane, servis, kıyafet, telefon, elektirik, su faturası, kira, vb. gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise nafakaya mahsup edilmesi mümkün değildir. Diğer yandan, nafaka açıklaması ile yapılsa dahi "nafaka alacaklısının" muvafakati olmadan 3. kişiye yapılan ödemelerin de nafaka borcuna mahsubu olanaklı değildir....
-Türk Medeni Kanunu'nun 327/....maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/.... maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/.... maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/.... maddesi) TMK.'nun 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Somut olayda; müşterek çocuk ....'in velayetinin ... .... Aile Mahkemesi'nin 2015/185 E.-2015/517 K....
Kadın tarafından açılan nafaka davası kabul edilmiş, davacı-davalı erkek bu hükmü temyiz etmemiş, davalı-davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davası, yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyizi üzerine, kadının kabul edilen nafaka davası ve reddedilen manevi tazminat talebi yönünden katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunmuştur. Davacı-davalı, nafaka davası hakkında verilen hükmü temyiz etmediğine göre, davalı- davacının boşanma davasına ilişkin temyizi üzerine, temyize cevabında artık nafaka davası hakkında kurulan hükme karşı temyiz itirazlarını ileri sürme hakkını kaybetmiştir....