DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, kadının davasının kabulü, nafaka davası, tazminatlar, velayet, vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise, kocanın davasının kabulü, tazminat miktarları, vekalet ücreti, yargılama giderleri, 21.11.2012 günlü dilekçe ile nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadın ilk temyiz dilekçesinde nafakaları temyiz etmemiş, temyiz süresi geçtikten sonra 21.11.2012 tarihli dilekçe ile nafakalar yönünden temyiz edilmiş ise de; nafakalara yönelik temyiz istemi 15 günlük temyiz süresi geçtikten sonra yapıldığından davalı-davacı kadının nafakalara yönelik temyiz isteğinin reddine, 2-Tarafların temyizine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından hükme bağlanan nafaka miktarlarının az olduğunu ve nafakanın dava tarihinden itibaren başlatılması gerekirken karar tarihinden itibaren başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava; ayrı yaşamakta haklılık iddiasıyla Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası talebine ilişkin olup, verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. TMK'nın 197. maddesi gereği, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir....
Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı", 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği", 329/1. maddesinde "küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği", 330/1. maddesinde "nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de göz önünde bulundurulacağı" ve 331. maddesinde "durumun değişmesi halinde hakimin istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği" hükme bağlanmıştır. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2015/7148 Esas sayılı takip dosyasında borçlu hakkında yapılan icra takibinin birikmiş nafaka borcu yönünden geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, her ne kadar aylık ödemelerin nafaka miktarı ve bunun katlarına denk gelecek şekilde yapıldığı, açıklamasız ödemelerin aylık nafaka ödemesi olarak değerlendirildiği gerekçeli kararda belirtilmiş ise de aylık nafaka bedelinin İzmir 27....
Mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş ise de; bilirkişi raporunda kredi ve kredi kart ödemelerinin ayrıca gösterildiği, ancak raporda nafaka ödemesi olarak kabul edilen ödemeler için dekontlarda ayrıca nafaka ödemesi yazılıp yazılmadığının açıklanmadığı, yine borçlu tarafından 10/02/2015 tarihinde yapılan 31.553,54 TL'lik ödeme nafaka borcundan mahsup edilmiş ise de bu ödemenin açıklama kısmında ne yazdığının belirtilmediği, ayrıca dosya hesap raporuna göre o tarihteki birikmiş nafaka borcunun 26.763,02 TL olduğu anlaşılmıştır....
kapak hesabı yapılmış olması , borçlu tarafından sunulan belgelerin nafaka borcunun mahsubunda dikkate alınamayacağı gerekçesi ile 08.07.2020 tarihinde talebin reddine karar verildiği, davacı borçlu tarafından bu karara karşı şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından haciz konulan hesabın nafaka hesabı olduğunun iddia edildiğini, hesabın borçlunun vadesiz mevduat hesabı olduğunu, hesaba yatan paraların nafaka ödemesi olduğunu gösterir herhangi bir belge ibraz edilmediğini, yapılan ödemelerin açıklamasında "nafaka" kelimesinin geçmesinin, bu ödemelerin nafaka ödemesi olduğunu kanıtlar nitelikte olmadığını, ödemelerin nafaka ödemesi olduğu düşünülse bile İİK m.83 uyarınca ilama müstenid olmayan nafakalar borçlu ve ailesinin geçimi için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczedileceğini, neticede hiç bir dayanağı olmayan borçlu şikayetinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....
bulunan kişi sürekli aynı mağduriyetleri yaşamasın diye nafakaya hükmedilen ilk kararda veya nafaka artırımına ilişkin kararda nafaka alacağının her yıl belli oranda artırılmasına dair hüküm koyulabilir....
Ayrıca, TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1). Dosya içeriğine göre, davalı kocanın müşterek konutu terk etmesi nedeniyle davacının ayrı yaşamada haklı olduğu, davacı yanında kalan 2005 doğumlu müşterek çocuğun % 90 özürlü olması nedeniyle davacı tarafa 650 TL bakım parası ödendiği ve müşterek çocuğun özürlü olması nedeniyle devlet tarafından ödenen bakım parası nedeniyle mahkemece müşterek çocuk için nafakaya hükmedilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, her ne kadar müşterek çocuk için devlet tarafından bakım ücreti yardımı yapılıyor ise de, bu durum davalı babanın bakım ve gözetim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz....
Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiği yönündeki içtihatlar Yargıtay'ın son içtihatları ile yumuşatılmış ve aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Bunun dışında, okul ücreti, dershane, kıyafet, gıda, aidat, kira vb. ahlaki yükümlülük kapsamında nafaka alacaklısına veya 3. kişilere yapılan ödemelerin nafakaya mahsup edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davalının, aidat, okul taksidi, vergi, araç masrafı ve çocuklar için 3. kişilere yapılan çeşitli ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabulü mümkün değildir. Davacı tarafça bu ödemelerin nafakaya istinaden yapıldığı yönünde bir kabulü de bulunmamaktadır....