WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oysa, sözü edilen içtihatta; "borçlunun birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi bir takım ödemeler yaptığı ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabulü gerektiği" vurgulanmaktadır. Somut olayda ise, davacı (borçlunun) yaptığı ödemeler raporda da açıkça belirtildiği gibi nafaka dışında, kredi kartı borcu ile özel okul ücreti, yemek ve servis giderlerine ilişkin bulunmaktadır....

    Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadın tarafından açılan nafaka davasında ortak çocuk için nafakaya hükmedilmiş olduğundan bu dosyada ikinci kere nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, ayrıca nafaka miktarının da yüksek olduğu, erkeğin işsiz olduğu, daha önce açılan nafaka davasında davalı kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların kaldırılması talebi hakkında bir karar verilmediği, erkeğin adli yardımdan yararlandırılması gerektiği gerekçeleri ile ortak çocuk için hükmedilen nafakaların mükerrer olduğu ve miktarı, nafaka davası ile kadın ve çocuk yararına bağlanan nafakaların kaldırılması talebi hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2....

      -TL nafakaya hükmedildiği, Mahkememizin 2005/203 Esas, 2006/115 Karar sayılı kararı ile davacı lehine hükmedilen nafakanın artırılmasına karar verildiği anlaşılmış, sonuç olarak boşanma kararından bu yana yaklaşık 15 yıllık sürenin, nafaka artırımı davası kararından bu yana ise yaklaşık 13 yıllık bir sürenin geçmiş olması, zaman içerisinde paranın alım gücündeki düşüş, davacının yaşadığı coğrafyada ki ekonomik koşullar, davacının nafaka ve devlet tarafından yapılan maddi yardım harici gelirinin bulunmaması, davalı ile davacının sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak TMK'nın 176/4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereği davacı lehine davalı tarafından ödenen nafakanın 160,00.-TL artırılarak aylık 300,00....

      Hukuk Dairesinin son içtihatlarında, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarında, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Borçlu tarafça açıkça sebebi belirtilerek yapılan ödemelerin ise, nafaka borcundan indirilmesi mümkün değildir. Somut olayda davacının dayandığı banka kayıtlarına göre, yapılan ödemelerde nafaka ödemesi olduklarına dair bir açıklama bulunmadığı, yatırılan miktarların değişik miktarlar olduğu, tarihlerin de düzenli olmadığı görülmüş, yapılan bilirkişi incelemesinde aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelen ödemeler nafaka ödemesi olarak kabul edilmiştir....

      Mahkemece dayanak ilamın 09/04/2021 tarihinde tavzihi ile, nafaka alacağına dava tarihi 01/06/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4.500,00- TL iştirak nafakasına ve her yıl değişen oranlarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında olan artışın her yıl mevcut nafaka miktarı üzerinden artışla hesap edilmesine hükmedildiği anlaşılmış olup mahkeme hükmünün aynen infazına ilişkin zorunluluğun tavzih hükmünü de kapsadığı göz önüne alındığında, borçlunun nafaka borcunun doğduğu dava tarihi 01/06/2016 tarihinden itibaren sonraki sene 01/06/2017 tarihi itibariyle nafaka artış miktarının hesaplanması gerekmekte olup, dosya içeriğinde bulunan 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda bu yönde bir hesaplamaya gidilmediği ve yapılan hesaplamada nafaka başlangıç ve artış tarihlerinin bilirkişi tarafından nafaka alacaklısının aleyhine olacak şekilde daha sonraki tarihlerden başlatılarak bu suretle birikmiş nafaka borcu ve işleyecek nafaka miktarının eksik belirlendiği, bu konu aleyhine takip alacaklısı...

      Davacı tarafın istemi aylık 500,00 TL yardım nafakasına ilişkin olup, mahkemece 300,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir HUMK’nın 427/2. maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Buna göre hüküm, davalı açısından kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin nitelikte değildir.Hal böyle olunca mahkemece; kararın kesin olduğundan bahisle davalının temyiz dilekçesinin reddine dair ek kararın kaldırılmasına ve yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelemesine karar verilmiştir....

        Davacı tarafından davalının...ve ... hesabına yapılan açıklamasız ödemeler dışında ... hesabına yapılan ve nafaka ödemesi açıklaması olan 4.445,00.TL olduğu anlaşılmaktadır. Açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından çocuğun okul taksidine yönelik çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlaki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına nafaka açıklaması ile yaptığı 4.445,00.TL ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkması gerekmektedir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/14 E. 2018/9 K. 05/01/2018 Tarihli ilamı dayanak gösterilen ilamların icrasına dair icra emri düzenlendiği, icra emrinin davacıya 06/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği davcının şikayet yoluna başvurmadığı, dava dilekçesi ile kendisinin nafaka borcu olmadığını iddia ettiği, davalının da cevap dilekçesi ile ve duruşmada verdiği beyanlarında davacıdan nafaka alacağı olmadığını beyan ettiği, takibinin protokol gereği kararlaştırılan toplamda 100 gr altın karşılığı tazminata ilişkin olduğunu belirttiği, icra dosyasının incelenmesinden takip talebinde borç dayanağının "birikmiş nafaka alacağı" olarak bizzat davalı tarafından belirtildiği ve icra emrinin de takip talebi doğrultusunda düzenlendiği, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunulan dekontlardan ve davalının bizzat kendisinin davacıdan nafaka alacağı olmadığını yazılı ve sözlü olarak beyan etmesinden dolayı davacının davalıya karşı nafaka alacağı ve Perşembe İcra Müdürlüğü'nün 2018/40 E....

          Davalı vekili cevabında; davacının isteğiyle müşterek çocukların özel okula gönderildiğini, taraflarca bu konuda anlaşma olmaması sebebiyle özel okul masraflarının nafaka borcundan mahsup edilemeyeceğini, iddia edilen diğer ödemelerinde kararlaştırılmadığı için nafaka borcundan düşülemeyeceğini belirterek, davanın tamamen reddini savunmuştur. Mahkemece; "davacının ortak çocukların eğitimi için toplam 107.742,96 TL ödeme yaptığı, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsup edilmesinin kabul edilebilir olduğu, davacı tarafından davalı adına yapılan kredi kartı borcu ve perde ödemesinin nafaka borcuna mahsuben olduğu belirtilmediğinden nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği" gerekçesiyle, davacı tarafından eğitim gideri olarak yapılan 107.742,96 TL ödemenin nafaka borcunu karşıladığı kabul edilerek davacının nafaka borcunun bulunmadığının tespiti ile davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir....

            HD'nin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Dairenin son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, bu ödemeler ahlaki vazifenin yerine getirilmesi kapsamında olup nafakaya mahsup edilemez....

            UYAP Entegrasyonu