AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2020/675 ESAS, 2021/355 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Van 1. Aile Mahkemesi'nin 08/06/2021 tarih, 2020/675 Esas, 2021/355 Karar sayılı ilamı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ÖZETİ : Davacı, dava dilekçesinde özetle ;tarafların Muş Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/541 Es,2012/442 K.Sayılı ilamı ile boşandıklarını , davalı tarafın müvekkillerine aylık 1.000,00 TL nafaka ödemeyi kabul ettiğini, iş bu nafakanın Van Aile Mahkemesi 08/12/2014 tarih ve 2014/71 Es,2014/514 K....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; "tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ile küçüğün artan ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) ve nafaka alacaklısının (davacı annenin) tespit edilen mevcut gelir durumları ile tanıkların beyanları nazara alındığında daha önceden belirlenen iştirak nafakası miktarının arttırılması gerektiği" gerekçesiyle, müşterek çocuk lehine hükme bağlanan aylık 550,00 TL tutarındaki iştirak nafakasının arttırılarak aylık 1.100,00 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, halihazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı olarak, hükmedilen nafakanın Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre takip eden yıllardaki artışının TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekirken, mahkemece, bu husus gözardı edilerek nafakanın her yıl Tüketici Fiyat Endekslerinde meydana gelen artış oranında artırılmasına hükmedilmesi de doğru değildir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların, 18.07.2013 tarihinde, anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verildiği, boşanma hükmünün, 19.07.2013 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 24.07.2014 tarihinde açılmış olduğu, davacı kadının, ev hanımı olduğu, babasından 370 TL ölüm aylığı aldığı, kendisine ait evde oturduğu, aylık 450 TL konut kredisi geri ödemesi bulunduğu; davalının ise memur olup, 2.250 TL maaş aldığı, annesine ait evde annesi ile birlikte yaşadığı, 2001 model O.A. marka aracının bulunduğu anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın en son arttırılmasına karar verilen 2012 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik şartları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak uygun miktarda artırılması gerekmektedir....
TMK. nun 327/1. maddesi “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır” hükmünü içermektedir.Aynı kanunun 330/1. maddesi ile nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, 331. madde ile de durumun değişmesi halinde hakimin, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği hüküm altına alınmıştır. Yukarıda belirtilen hükümler uyarınca, iştirak nafakasının miktarı tayin edilirken müşterek çocukların ihtiyaçları yanında nafaka yükümlüsünün gelir durumunun da dikkate alınacağı ve durumun değişmesi halinde nafakanın miktarının yeniden belirleneceği açıktır. Somut olayda; nafakanın artırılmasına ilişkin olarak açılan önceki dava tarihi ile (05.01.2010) eldeki davanın açılma tarihi (29.07.2011) arasında yaklaşık olarak 18 ay geçmiştir....
(TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri gözönünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir. Somut olayda; 1997 doğumlu davacının, ... ... , Matematik bölümü öğrencisi olduğu, davalı babasının ise emekli ve aylık 1.855.70 TL gelirinin olduğu, bir aracının bulunduğu dosya içeriği ile anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Artırımı talep edilen yoksulluk nafakası, 31.01.2007 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile 100TL olarak belirlenmiş, bu dava ise 12.09.2014 tarihinde açılmıştır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde, mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...’in yayınladığı ... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Nafaka alacaklısı kadının aldığı yetim aylığı ve vefat eden babasından kalan taşınmazın; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalı kadının aldığı yetim aylığı ve vefat eden babasından kalan taşınmazın, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, nafakanın ...'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının ise emekli olup, 1.650TL emekli aylığının olduğu, bunun yanında kira geliri elde ettiği taşınmazları bulunduğu, boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır....