Mahkemece; nafakanın arttırılması davasının kısmen kabulü ile, davacı kadının halen almakta olduğu 100 TL yoksulluk nafakasının 350 TL'ye yükseltilmesine, öte yandan nafakanın kaldırılmasına ilişkin karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK.'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen nafaka miktarı ... olup, TMK'nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Mahkemece, davalının sabit işi ve geliri bulunduğu ve dosyada mevcut işe giriş bildirgesinden de bu durumun belgelendirilmiş bulunduğu, davalının maaşı davalıyı yoksulluktan kurtarmasa da davacının ekonomik ve sosyal durumu itibarıyla davacıyı nafaka yükümlülüğü altında tutmanın hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davalının düzenli işe başlaması ve geliri olmasına rağmen nafaka tahsil etmeye devam etmesi nedeniyle nafakanın haksızlığının hukuken sabit olduğu dava tarihinden geçerli olmak üzere tahsil edilen nafakanın davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2018/1100 esas-2018/856 karar sayılı kararı ile boşandıklarını, bu dava sonucunda ortak çocuk Begüm Atay'ın velayetinin davacı anneye bırakıldığını ve çocuk için aylık 400,00- TL nafakaya hükmedildiğini, hükmedilen nafakanın artık müşterek çocuğun giderleri için günümüz şartlarında yetersiz geldiğini, davacı çalıştığı için ortak çocuğun kreş ve okul giderlerinin olduğunu, davalının 2020 yılına kadar 500,00- TL nafaka ödediğini, 2021 yılı Ocak ayından bu yana da kendince bir artış yaparak aylık 600,00- TL ödediğini, fakat bu artışla bile nafaka miktarının ortak çocuğun sadece kreş ve artık ana okuluna başlayacağı için okul taksidinin yarısı dahi etmediğini, ayrıca davalının nafaka miktarı dışında herhangi bir ödeme de yapmadığını, davalının ise ziraat mühendisi olup son bir yıldır büyük bir firmada çalıştığını ve aldığı ücretin nafakanın arttırılması halinde kendisini etkilemeyecek kadar fazla olduğunu, nafaka dışında çocuğun hiç bir giderine de karışmadığını, harçlık dahi...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2021 NUMARASI : 2020/280 ESAS 2021/113 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Konya 2. Aile Mahkemesinin 2004/857 E- 2005/223 K. Sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuklar Raziye ve Hatice'nin velayetlerinin davacıya verildiğini, ayrıca davalının müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 50'şerTL nafaka ödemesine hükmedildiğini, sonrasında Konya 1. Aile Mahkemesinin 2006/602 E- 2006 895 K. Sayılı ilamı ile nafakanın 80TL'ye çıkartıldığını, daha sonra yeniden artırım için başvurulduğunu Konya 1. Aile Mahkemesinin 2009/617 E- 2009/1021 K. Sayılı ilamı ile nafakanın 100TLye çıkartıldığını, son olarak Konya 1....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının nafaka yükümlülüğünü yerine getirmediğini, nafaka alacağının emekli maaşından kesilebileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı nafakanın artırımı davasında tarafımızca dava dilekçemizde de talep edilerek dava tarihinden itibaren nafakanın artırılmasına dair mahkemece verilen nafakanın artırılması kararının akabinde; dava tarihinden itibaren ve her yıl üfe oranında artırılan nafaka miktarları üzerinden hesaplanarak takibe konulduğunu, davacı borçluya gönderilen icra emri incelendiğinde görüleceği üzere takip konusu borcun devam eden nafakalara ilişkin olmayıp, nafakanın artırımı davasında dava tarihinden itibaren ödenmesine karar verilen her yıl üfe oranında artırılan bedellerin toplamı olarak birikmiş olan nafaka borcuna ilişkin olduğunu, davacı tarafın takibin iptalini talep ettiği dosyanın devam eden nafakalara ilişkin dosya olmayıp devam eden nafakaların tahsil edildiği dosyanın Milas İcra Dairesi'nin 2018/1481 E. sayılı dosyası olup halen açık durumda olduğunu, davalı tarafından nafaka ödemelerinin artırılmayan miktar üzerinden ve her bir çocuk için 250,00- TL olarak bugüne değin iş bu dosya üzerinden...
Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 01.05.2001 tarihli karar ile boşandıkları; 1995 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, daha sonra tarafların anlaşması ile 2005 yılında nafakanın 350,00 TL'ye çıkarıldığı, eldeki artırım davasının ise 7 yıl sonra 28.08.2012 günü açıldığı, davacı annenin çalışmadığı; davalı babanın ise üniversite öğretim görevlisi olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı, duruşmada kendisi için nafaka istemediğini, çocuğun nafakasının artırılmasını ve gelecek yıllar için artış oranı uygulanmasını talep ettiğini belirtmiştir . Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 125.00.- TL nafakanın yıllık ÜFE artış oranı ile 400.00.- TL'ye çıkarılmasına, davacının kendisi için istediği nafakanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre takdir edilen nafaka miktarının gelecek yıllarda artırılması konusunda oran olarak ÜFE oranı, artış tarihi olarak da kararın kesinleştiği tarih benimsenmektedir....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/578 Esas ve 2012/129 Karar sayılı ve 04.04.2012 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 08.06.2012 günü kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 28.06.2013 tarihinde açılmıştır....
Fiili ayrılık süresi içinde davalı-davacının herhangi bir kusuru ispatlanamadığına göre, kesin hükme aykırı olarak boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, davalı-karşı davacı(nın) ortak kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak manevi tazminat talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davalı, karşılık davası ile "daha önce hükmedilmiş olan nafakanın artırılmasını" talep etmiştir. Daha önce davalı lehine hükmedilmiş nafaka, reddedilen boşanma davasında Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesine göre tayin edilen, dava süresince geçerli olan tedbir nafakası olup, bağımsız bir nafaka davasında tayin edilen bir nafaka değildir. Önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesiyle kendiliğinden kalkmıştır. Dolayısıyla karşı dava tarihinde hukuken devam eden bir nafaka mevcut değildir. Ne var ki, karşı dava ile telep edilen nafakanın artırılmasına ilişkin istek, bağımsız nafaka talebi niteliğindedir....