Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2015/259 esas 2017/138 karar sayılı ve 02/03/2017 günlü ilamı ile belirlenen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür yaratmamak koşulu ile ) davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, nafakanın kararın kesinleşmesine kadar devamına" karar verilmiştir. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tanıklarının beyanına itibar edilmediğini, hatalı değerlendirilme yapıldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. Dosya kapsamına göre, tarafların 2002 yılında evlendikleri, müşterek çocukları olmadığı, taraflar arasında davalı kadın tarafından açılan önlem nafakası davasında Bakırköy 5....

Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.....1998 gün, 1998/...–656 E, 1998/688 K. 26.....2001 gün 2001/...–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/...–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; her ne kadar davalı kadının 01.04.2011 tarihinden sonra sigortalı bir işe girip çalıştığı tespit edilmiş ise de; aldığı maaş ile aldığı nafaka miktarı toplamı, onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda değildir. Davacının ise, aldığı maaş miktarı gözetildiğinde nafaka ödeme gücüne sahip olduğu anlaşılmaktadır....

    Dava, davacı tarafından davalı eşten tedbir nafakası istemine ilişkindir. Nafaka, Yargıtay kararlarında kabul edildiği üzere tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere dörde ayrılır. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin kendisi için ve müşterek çocuklar için talep ettiği nafakaya tedbir nafakası denir. TMK.nun 197.maddesine göre evlilik birliği devam etmektele beraber, ayrı yaşamakta haklı olan eşin diğer eşten talep ettiği nafaka tedbir nafakasıdır....

      Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre, mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...n yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı, tarafların boşanma ilamıyla davalıya aylık 450 TL, velayeti davalıya bırakılan müşterek çocuk için aylık 350 TL nafaka bağlanıp, yıllık %35 artış öngörülüp, dava tarihinde 3592 TL'ye yükselen nafakanın ödenmesinin imkansız duruma geldiğini ileri sürerek nafakanın davalı için 350 TL'ye, müşterek çocuk için 300 TL'ye indirilip, yıllık %35 artış oranının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

          Maddesi hükümlerine göre kurum olarak bakım ve korunmasını gerçekleştirdikleri çocuk için nafaka isteyebileceklerini belirterek; dava tarihinden geçerli olmak üzere, çocuk için aylık 350,00 TL nafakanın davalılardan alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ..., devlet tarafından barınma ve temel giderler karşılanıyorken bakım ve korunma yükümlülüğü devlette olan yükseköğrenim öğrencisi için kendisinden nafaka talep edilmesinin hakkaniyete uymadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı kurum tarafından davalı ...' a yönelik açılan nafaka davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL nafakanın davalı ...'dan alınarak davacı kuruma verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; Davalı ...'...

            Mahkemece; daha önce hükmedilen iştirak nafakası miktarının, aradan geçen zaman ile ihtiyaçların değişmesi karşısında yetersiz kaldığı, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, hak ve nesafet kurallarının birlikte değerlendirilmesi gerekçesi ile davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; müşterek çoçuklardan .......... yönünden hükmolunan 150,00 TL nafakanın; 300,00TL ye, müşterek çoçuklardan ............. yönünden aylık 100,00 TL olan nafakanın 200,00 TL ye çıkarılmasına hükmolunmuş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'nın 182/....maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır . TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir....

              Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; müşterek çoçuk ..., dava tarihi itibariyle ergin olup, karşı dava ile eğitiminin devam ettiğini ileri sürerek 250 TL nafakanın 750 TL'na çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, 2 nolu bendde hüküm altına alınan nafakanın yardım nafakası olarak belirtilmemeside doğru değildir....

                etki eden olgulardan kabul edilmediği, nafakanın azaltılması hususunda vicdani kanaat oluşmadığı, davacı tarafın her zaman nafakanın azaltılması için dava açabileceği, nafaka miktarının şimdilik indirilmesinin hakkaniyete aykırı olacağına dair tam bir vicdani kanaate varıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir....

                  -TL olarak belirlendiğini, davalının yalnızca 5 ay nafaka ödediğini, başkaca nafaka ödemesi yapmadığını, 140,00.-TL nafakanın davacının günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceğinin ortada olduğunu, davacının reşit olan iki kız çocuğu ile aynı evde yaşadığını, hiçbir gelirinin olmadığını ve geçimini sosyal yardımlar ile sağladığını, davacının boşandıktan sonra davalıdan yardım alamadığını, davalının şu an emekli olduğunu, davacının boşanma nedeniyle yoksulluğa düştüğünü, davacının maddi durumunun kötü olduğunu, davacıya yargılama süresince tedbiren 1.000,00.-TL tedbir nafakası istediğini, kararın kesinleşmesi ile tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini istediklerini belirterek, öncelikle adli yardım talebinin kabulüne, aylık 1.000,00....

                  UYAP Entegrasyonu