kaldırılması veya indirilmesinin talep edildiği, mahkeme tarafından talebin reddedildiği, kaldırılması istenilen nafakanın bir yıllık nafaka tutarının 7.200TL ye tekabül ettiği, 2022 yılı itibarı ile 8.000TL yi geçmeyen kararların kesin olması sebebi ile erkeğin çocuk için hükmedilen önlem nafakasına yönelik istinafının HMK 352 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve özellikle boşanma davasına ilişkin hükmün kesinleşmesine kadar davacının ayrı yaşama hakkına dayalı olarak tedbir nafakası alabileceği gözetildiğinde nafakanın, boşanma kararının kesinleşmesinden önce açılan nafakanın kaldırılması dava tarihinden (20.03.2008) itibaren kaldırılması yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “dava tarihi olan 20.03.2008 tarihinden” ibarelerinin karar metninden çıkartılıp yerine “boşanma kararının kesinleştiği 13.05.2009 tarihinden” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1.55 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun yaşı , ihtiyaçları, eğitim durumu ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Somut olayda; tarafların Mudanya 1....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, kaldırılmasına karar verilen yıllık yoksulluk nafakası miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan, davalı-davacı erkeğin açtığı nafakanın kaldırılması davasında verilen karar kesin olduğundan, davacı-davalının (kadının) yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine yönelik istinaf dilekçesinin ve davalı-davacı (erkeğin) yoksulluk nafakasının kaldırılması davasındaki vekalet ücretine yönelik istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; nafaka artırımına ilişkin olarak açtıkları en son davanın 16.11.2011 tarihinde kesinleştiğini, yargılama sonunda toplanan delillere göre nafakaların artırılmasına karar verildiğini, nafaka yükümlüsünün nafakaların kaldırılması için açtığı karşı davanın reddedildiğini, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, davacının, nafaka ödememek amacıyla iflas yolunu seçtiğini, gayrimenkullerinin çoğunu anne, baba ve kardeşlerine devrettiğini, müvekkilinin ise çalışmadığını, babası ve çocuklarıyla birlikte yaşadığını, tüm masrafları babasının karşıladığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’ nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Bu bağlamda; nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
Aile Mahkemesinin 15/12/2020 tarih, 2019/762 2020/703 Karar sayılı ilamı ile özetle; davacı vekilinin müşterek çocuk Cansel ile ilgili nafakanın kaldırılması talebinin kanun gereği nafaka kendiliğinden kalkacağından hukuki yarar olmadığından reddine, davacı vekilinin diğer çocuklar yönünden nafakanın kaldırılması talebinin reddine, davacı vekilinin nafakanın indirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir....
Davacının dava dilekçesinde, davalının çalıştığına dair duyum aldığı, kendisinin ise çalışamadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemenin karar gerekçesinde açıklandığı üzere, davalı kadının düzenli bir gelirinin olmadığı, nafaka tarihinden bu tarafa uzun zaman geçtiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden....ed Ali adında müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, daha sonra boşandıklarını, müşterek çocuklar için aylık 150'şer TL iştirak nafakası bağlandığını, bu bağlanan nafaka miktarlarını düzenli bir şekilde ödediğini, ancak aradan geçen zamanda davalının masraflarının arttığını ve hâlihazırda ki nafakanın çocuklarının giderlerini karşılamayacağına binaen, nafaka arttırımı davası açıp müşterek çocukları için ayrı ayrı 50'şer TL arttırılarak 200 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş ve toplamda...
Bu bağlamda mahkemece, davacının nafakanın kaldırılması isteminin reddinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı reddedilmiştir. Ancak her ne kadar asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektiren bir olgu kabul edilmese de yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince, nafakanın azaltılması talebini de içerdiğinden, davalının aylık elde ettiği gelir, nafaka miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır....