Sayılı dosyasında nafaka miktarında artırım davası açılmış ve mevcut nafaka aylık 150,00 TL artırılarak aylık 750,00 tl ye yükseltilmiş olduğunu kararda “hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında” artırılmasına karar verildiğini, üfe oranındaki artışlar çak fazla oranda gerçekleşmiş olduğu şu anda ödemiş olduğum nafaka miktarı fahiş boyutlara ulaşmış ve emekli maaşımdan kalan miktar ile kendi geçimini sağlayamaz bir duruma geldiğini hatta ve hatta ihtiyaçlarını da karşılayamaz bir durumda olduğunu, emekli maaşı olarak 4.515,67 TL aldığını, aylık nafaka olarak 2.310,92 TL, birikmiş nafaka olarak aylık 596,35 TL olmak üzere toplam aylık 2.907,27 TL maaşından kesilmekte olup geriye maaşından 1.608,40 TL kaldığını, ayrıca öğrendiğine göre davalı taraf öğrenimini bitirmiş ve şu anda yardım nafakasına muhtaç olmadığını tüm bu nedenlerle aylık nafakanın 800,00 TL'ye indirilerek yargılama giderlerinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava...
GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde aylık ödenmekte olan yoksulluk nafakası ile aylık olarak davacının maaşından kesilen birikmiş nafaka olmak üzere toplam (365,93+504,92) 870,85 TL nafaka kesintisinin aylık 400,00 TL'ye indirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Bundan ayrı karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacının öncelikli talebi, aylık 365,93 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, asıl talep yönünden reddedilen aylık 365,93 TL miktar üzerinden yıllık nafaka tutarı 8.000,00TL'yi geçmemektedir....
(TMK m.330) Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. (TMK m. 331) Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin gerektirmesi gerekmektedir. Dosya incelendiğinde; tarafların Elazığ 2. Aile Mahkemesi'nin 12/07/2019 tarih, 2019/470- 444E/K sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın 31/10/2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 06/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesine ilişkin kararın kesinleştiği tarihten bu yana tarafların gelir durumunda nafakanın kaldırılmasını veya azaltılmasını gerektirecek bir değişiklik olduğu hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı, bu sebeple davanın reddi kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır....
Aile Mahkemesinin 2020/651 esas 2021/350 karar sayılı ilamı ile boşandıkları davalı kadın lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 17.05.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin boşanma davası sırasında kamu çalışanı olup aylık 4037 TL maaş aldığı, eldeki dava açıldığında ise maaşının 3000 TL olduğu, kadına oğlundan ötürü 750 TL şehitlik maaşı bağlandığı, kadının aylık toplam gelirinin nafaka ile birlikte aylık 1250 TL olduğu, bu rakamın asgari ücretin çok altında olduğu ve kadının yoksulluk durumunun devam ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, erkeğin gelirinde düşme mevcut ise de, aylık kazancına göre 500 TL yoksulluk nafakasının makul olduğu, nafakanın kaldırılması ya da azaltılması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar doğru olmuştur. Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/651 esas 2021/350 karar sayılı ilamı ile boşandıkları davalı kadın lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 17.05.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin boşanma davası sırasında kamu çalışanı olup aylık 4037 TL maaş aldığı, eldeki dava açıldığında ise maaşının 3000 TL olduğu, kadına oğlundan ötürü 750 TL şehitlik maaşı bağlandığı, kadının aylık toplam gelirinin nafaka ile birlikte aylık 1250 TL olduğu, bu rakamın asgari ücretin çok altında olduğu ve kadının yoksulluk durumunun devam ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, erkeğin gelirinde düşme mevcut ise de, aylık kazancına göre 500 TL yoksulluk nafakasının makul olduğu, nafakanın kaldırılması ya da azaltılması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar doğru olmuştur. Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." ./.. -2- TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
TMK.nun 176/IV maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir". Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektir. Somut olayda; yetim maaşı alan davacının aldığı maaş ile aldığı nafaka miktarı toplamının; ona, insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı, onu yoksulluktan kurtarmayacağı kuşkusuzdur. Yaklaşık 8 yıl önce hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının; paranın enflasyon nedeniyle satın alma gücünü yitirmesi ve davacının ihtiyaçlarının doğal olarak artması sonucunda; en azından değerinin düştüğü de bir gerçektir. Davalının ise, bu süreçte maaşında en azından enflasyon oranında artış gerçekleştiği gözetildiğinde; mahkemece tarafların ihtiyaçları ve gelirleri arasında bir denge kurulmalı ve hakkaniyet ölçüsünde nafaka artırılmalıdır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davacının gelirinin olmadığı, günün ekonomik koşullarında mevcut nafakanın yetersiz kaldığı gerekçesi ile davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 500 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkindir. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 28.07.2011 kesinleşme tarihli karar ile boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 9.maddesi uyarınca, nafaka davalarında; davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten (maktu vekâlet ücreti) düşük olmamak üzere, hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden nisbi vekâlet ücretine hükmolunur. Söz konusu yasal düzenleme uyarınca yoksulluk nafakası yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği vekalet ücretine hükmolunmaması da doğru görülmemiş, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir....