Davada; nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesi ile nafakanın kaldırılması, ıslah dilekçesinde ise nafaka miktarının indirilmesi talep edilmiş, mahkemece; babasının ölümü neticesinde davalıya yetim maaşı bağlandığı, kayısı bahçesinin miras kaldığı, mahkeme kararı ile davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek davalı adına tescil edildiği, tüm bu olaylar neticesinde davalının zenginleştiği, yoksulluğunun ortadan kalktığı kanaati ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, bu talep kabul görmez ise indirilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile birlikte, davalı lehine hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 150,00 TL ye düşürülmesine, iştirak nafakasının düşürülmesine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
acentesine bir çok yatırım yapması ve boşanma davası sonucunda nafakaları ve tazminatları ödeyebilmek için kredi çektiğini, DR Gayrimenkulün şahıs firması olduğunu, zararı olduğunu, müvekkilin şu an kanser aşamasında tedavi gören annesinin masraf ve tedavi giderlerini karşıladığını, aralıksız 7 aydır nafaka ödediğini, yoksulluk nafakasının ömür boyu sürmesinin adalet hissiyle bağdaşmayacak sonuçlar doğurduğunu, yoksulluk nafakasının anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, nafaka alan eşi tembelliğe sürüklediğini, bu nedenle kadının çalışma hayatından kendisini çekmesini ve kayıt dışı çalışmasına olanak sağladığını, müvekkilin 2013 yılından beri hem davacıya hem de kızına nafaka ve tazminatları eksiksiz ödediğini ve kızıyla fazlasıyla ilgilendiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, karşı davasında da nafakanın kaldırılmasını istemiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Mahkemece, davalının babasından kalan maaşının ve taşınmazlarının bulunduğu, belirtilerek davacı tarafından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ancak davalıya miras kalan taşınmazların değeri tespit edilmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/03/2015 NUMARASI : 2013/507-2015/256 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Aksaray Aile Mahkemesinin 19.08.2005 tarih, 2005/912 Esas ve 2005/949 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, Mahkemece davalı lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, yoksulluk nafakasının fahiş olup, müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, müvekkilinin bu nafakayı ödeyemediğini, bu sebeple icra takibine maruz kaldığı ayrıca nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını belirterek, varolan yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların...
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ....in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davacının yoksulluk nafakasının tamamının kaldırılması talebinin reddine, Davacının yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile; Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/141 Esas 1994/194 Karar numaralı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına hükmedilen aylık 200 Amerikan Doları nafakanın dava tarihinden itibaren 100 Amerikan doları indirilerek aylık 100 Amerikan Doları yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir. Davalı kadın istinaf dilekçesinde, davacı ile karşılıklı kabulleri kapsamında 200 Dolar nafakada anlaşarak boşandıklarını, davacının, mahkeme huzurunda beyan ettiği iradesinden sonra nafakanın kaldırılmasını ya da indirilmesini isteyemeyeceğini, Kastamonu 1....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin bir başkası ile evlenmediğini, ekonomik durumunda herhangi bir değişiklik olmadığını, yine müvekkilinin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelir sahibi olmadığını, davacının gelir kaynaklarını sakladığını, ticaretle uğraştığını durumunun iyi olduğunu, aldığı nafakanın davalının asgari giderlerini karşıladığını, geçinmesi için ödenen bir nafaka olmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;davacının davalı lehine olan yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacının davalı lehine olan yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kabulü ile nafakanın 400 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir....
İSTİNAF : Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılarak talepleri gibi yoksulluk nafakasının 3.000,00 TL'ye çıkarılarak her yıl enflasyon verileri oranında artırılmasını istemiştir. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların evliliğinin 4 ay sürdüğünü, mahkemenin kadına süresiz ve ömür boyu nafaka ödemeye karar vermesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE : Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması, karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi kanaat halinde indirilmesi davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Bu doğrultuda, yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 14.05.2013 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....