Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .........’in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olduğu, kendi evinde kaldığı, davalının ise orman işletme müdürlüğünden emekli olduğu, ....500.00 TL emekli maaşı aldığı, ayrıca çiftçilik yaptığı, kendi evinde kaldığı, tarlası olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile .........’in yayınladığı ..... oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir....
Somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Bu nedenle mahkemece, ortak çocuğun ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumundaki artış gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/07/2022 NUMARASI : 2022/231 ESAS 2022/441 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin tarafına verildiğini, 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafaka artırım davası ile 250 Tl ye yükseltildiğini, çocuğun okul, dershane ve servis masraflarının ortaya çıkması ile nafakanın yetersiz kaldığını belirterek 2.000 TL ye yükseltilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
nın 182. maddesi gereğince davacı anneye verilmesine, Velayeti davacı anneye verilen çocuk ile davalı baba arasında; şahsi münasebet tesisine, Velayet ve şahsi münasebete ilişkin hükümlerin karar kesinleşinceye kadar tedbiren aynen devamına, Müşterek çocuk Serra için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 800,00 TL tedbir nafakası taktirine, tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırım ile aylık 900 nafakanın karar kesinleşinceye kadar aynı şartlar altında tedbir nafakası olarak, karar kesinleştikten sonra aynı şartlar altında iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak müşterek çocuğa harcanmak üzere davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Davacı kadın için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 700,00 TL tedbir nafakası taktirine, tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 100 TL artırımı ile aylık 800 TL nafakanın karar kesinleşinceye kadar aynı şartlar altında tedbir nafakası olarak, karar kesinleştikten sonra aynı şartlar...
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.. -2- TMK.nun 328/2.maddesinde; "Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür." TMK. nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür"....
Yoksulluk nafakası koşullarının kadın açısından hali hazırda varlığını koruduğu, davalı erkeğin SGK emeklisi olduğu, adına kayıtlı taşınmaz bulunduğu, kira gelirinin de olduğu nazara alındığında hakkaniyete uygun bir biçimde nafakaya artırım yapılması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının yaşına ve ihtiyaçlarına, paranın satın alma gücündeki değer kaybına, kadının asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmasına göre, nafakanın aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesi dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun bulunmuş, kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile nafakanın aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. TMK'nın 331 maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....
Mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği son yıllardaki ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında önceki ilamdaki gelecek yıllardaki artış (ÜFE) hükmüne göre otomatik olarak artan nafaka şimdilik uygun olduğundan nafakanın artırılmasını ve önceki ilamdaki artış hükmünün günün koşullarına uyarlanmasını gerektirir olağanüstü değişiklik olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava;iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir....
Buna göre, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka artışına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....