Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda;tarafların 1995 yılında boşandığı,boşanma neticesinde davacı lehine aylık 1,50 YTL olarak hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/167 Esaslı dosyası ile açılan nafaka artırım davası neticesinde mahkemenin 31.05.2007 tarihli kararı ile aylık 120 YTL'ye yükseltildiği,yine davacı tarafından 2009 yılında açılan nafaka artırım davasında ise yoksulluk nafakası artırım talebinin davacının kendisine yoksulluk nafakası bağlandığı tarihten sonra babası nedeniyle ...'dan dava tarihi itibariyle aylık 526,19 TL maaş alması nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; İştirak ve Yoksulluk nafakasının artırımı istemiyle açılmıştır. Davalı taraf, ilk derece mahkemesi tarafından nafakaların hangi tarihten itibaren hükmedildiğinin kararda belirtilmediği, davacının Tefe/Tüfe ortalaması alınarak nafakanın arttırılmasını talep etmelerine rağmen mahkemece Üfe oranında artış yapılması yönünden süresinde istinaf başvuru talebinde bulunmuştur. TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1520 KARAR NO : 2023/456 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOZDOĞAN ASLİYE HUKUK ( AİLE ) MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2022 NUMARASI : 2020/418 ESAS - 2022/80 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan incelenmesi uygun görülerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle"...tarafların Aydın Aile Mah.2010/419 E-2011/1527 K.sayılı ilamı ile boşandıklarını,müşterek çocuk Furkan Recep'in velayetinin annesine verildiğini,sonradan Bozdoğan Asliye Hukuk(Aile)Mah.nin 2014/456 E-2015/316 K.sayılı nafaka artırım ilamı ile müşterek çocuk için aylık 200 TL.iştirak nafakası ile kadın için aylık 275 TL.yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,aradan geçen süre artan...
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine yoksulluk nafakası yönünden artırılan miktar fazladır. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan nedenlerle, endeks uygulanmak suretiyle nafaka miktarının artışına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu fazla miktarda artışa hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/11/2022 NUMARASI : 2021/567 ESAS 2022/897 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuk lehine hükmolunan nafakanın yetersiz hale geldiğini, müşterek çocuğun eğitim ve sosyal ihtiyaçlarının arttığını belirterek, müşterek çocuk Utku Ada Savcı lehine hükmolunan aylık 200,00 TL iştirak nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye çıkarılmasına, nafakanın takip eden yıllarda ÜFE oranında artırılarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 1.000,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 1.000,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Dava iştirak nafakasının artırımı davası olduğuna göre iştirak nafakası olarak tanımlanan kavram, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile ortaya çıkar. Başka bir ifadeyle iştirak nafakası kararın kesinleştiği 11/04/2015 tarihinde hukuken varlık bulmuştur. Boşanma kararının kesinleşmesi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 2 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içerisinde çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Aynı süre içinde davalı erkeğin geliri asgari ücretteki artış kadar artmıştır. Zira hem boşanma, hem de eldeki davada davalı erkeğin geliri asgari ücret düzeyinde tespit edilmiştir. Davacı kadının ise gerek boşanma gerekse de eldeki davanın yapılan yargılaması sırasında çalışmadığı tespit olunmuştur....
Dava tarihi itibariyle davacının reşit olduğu, dava dilekçesinde her ne kadar yardım nafakası ifadesini kullanmasa da davacının yaşı, talebi ve davasını şahsen kendisinin açtığı hususları dikkate alındığında, yardım nafakasını talep ettiğinin anlaşıldığı, hükmedilen nafakanın yardım nafakası olarak nitelendirilmesi gerektiği, mahkemece iştirak nafakasının artırımı şeklinde hüküm kurulduğu ancak bunun hatalı olarak yazılmış olmasının maddi hataya müstenit olduğu ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla bozma nedeni yapılmamış hükmün bu hali ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 02/06/2011 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık dört yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı; davalının ise, işçi olup, aylık 1.180 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....