Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2022 NUMARASI : 2021/660 ESAS - 2022/475 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının Ankara 11....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2022 NUMARASI : 2021/660 ESAS - 2022/475 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının Ankara 11....

hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekir. 6.Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; a.Somut olayda müştekinin 11.01.2022 tarihli dilekçesinde 2021 yılının Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ait nafaka alacağına ilişkin şikayette bulunduğu, 2021 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ait nafakanın ödenmemesi ile suçun oluştuğu...

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ..n yayınladığ.. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın..’in yayınladığı . oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2023 NUMARASI : 2022/599 ESAS - 2023/52 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının halen müşterek çocuk Esila Tuana için iştirak nafakası ödediğini, nafakanın son olarak Ankara 6....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davacı kadın bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 01.05.2001 tarihli karar ile boşandıkları; 1995 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, daha sonra tarafların anlaşması ile 2005 yılında nafakanın 350,00 TL'ye çıkarıldığı, eldeki artırım davasının ise 7 yıl sonra 28.08.2012 günü açıldığı, davacı annenin çalışmadığı; davalı babanın ise üniversite öğretim görevlisi olduğu anlaşılmaktadır....

          Davalı tarafından sunulan 13/12/2018 tarihli dilekçede nafaka artırımı davası açıldığı iddia edilmiş ise de bu hususta araştırma yapılmamıştır. Davacı borçlu 29/12/2006 tarihinden itibaren 10/11/2011 tarihine kadar 101 ayrı dekontla davalının muhtelif banka hesaplarına ödeme yapmıştır. Müşterek çocuklar için hükmedilen nafakaların çocuklar reşit oluncaya kadar anneye ödenmesi gerekir. Müşterek çocuk Büşra için 52, Muhammed Burak için 93 aylık nafakanın davalıya ödenmesi gerekmekte olup, eş için de 120 ay nafaka borcu tahakkuk ettiği kabul edilir ise davacı ödemeleri nafaka borcunu tamamen karşılamamaktadır. Ayrıca ödeme tarihlerine göre faiz hesabı yapılması gerekir. Bilirkişi raporunda diğer nafakalara ilişkin bir açıklama bulunmadığı gibi, nafakaların geç yatırıldığı dikkate alınarak faiz hesabı yapılması gerekirken tüm nafaka borçlarının dikkate alınmaması nedeni ile faiz hesabı da yapılmamıştır....

          Davalı vekili 22/01/2018 havale tarihli istinaf dilekçesi ile; davalı tarafın evli olup maddi durumunun iyi durumda olduğunu, müvekkilinin ise davacı ile olan müşterek çocuğu haricinde ayrıca 3 çocuğunun daha olduğunu, pandemi döneminde mali koşulların kötü olması sebebiyle artık nafakayı dahi ödeyemeyecek duruma geldiğini, yerel mahkemenin nafaka artırımına ilişkin kararının hatalı olduğunu, belirtilen gerekçelerle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK nın 341. maddesi uyarınca miktar veya değeri 5.390 TL sını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

          Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde, eş ve çocuklar için hükmedilen nafakaların ayrı ayrı kabul veya reddedilen yıllık nafaka miktarı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 25.04.2012 tarih ve 2012/7371 Esas 2012/10992 Karar ve 12.01.2015 tarih 2014/13494 Esas 2015/291 Karar sayılı kararları). Mahkemece, kaldırılması, olmadığı takdirde indirilmesi talep edilen nafakanın yıllık tutarı (200,00 TLx12=2.400 TL) miktar itibariyle, karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır ve karar kabul edilen miktarlar yönünden HMK'nın 341. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....

          UYAP Entegrasyonu