NAFAKANIN UYARLANMASITAZMİNAT VE NAFAKANIN ÖDENME BİÇİMİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 176 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 19 ] 818 S....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, kabul edilen yıllık nafaka artırım miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İlk derece mahkemesi kararı kesin olduğundan istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2- İstinaf peşin harcının istek halinde yatırana İADESİNE, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14.03.2023 NUMARASI : 2021/1750 ESAS, 2023/440 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI-YOKSULLUK KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı-davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/533 Esas, 2007/438 Karar sayılı dosyası ile 29.07.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkiline davalı tarafından aylık 150,00 TL nafaka ödenmesine karar verildiğini, taraflar arasındaki boşanma kararının üzerinden 14 yıl geçtiğini, müvekkili adına bağlanan yoksulluk nafakasının büyük ölçüde değer kaybettiğini belirterek davanın kabulüne, müvekkili adına ödenen aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 3.000,00 TL olmasına, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE artış oranına göre arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, her bir çocuk yönünden kabul edilen yıllık nafaka artış miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İlk derece mahkemesi kararı kesin olduğundan istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2- İstinaf peşin harcının istek halinde yatırana İADESİNE, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi....
Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Davacının tanıklarının anlatımları ve toplanan delillere göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu, nafakanın niteliği, müşterek çocutların yaşları, ihtiyaçları, aradan geçen süre ve davacı annenin de katkısı nazara alındığında, artırılan iştirak nafakası miktarının hakkaniye uygun olduğu kanaatine varıldığından istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : NAFAKANIN ARTTIRILMASI -KARAR- Dava, nafakanın arttırılması isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 3.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Açıklanan nedenlerle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu kanaatine varıldığından, davalı tarafın istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
(TMK.182/2) TMK'nun 331. maddesi uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, müşterek çocuğun ihtiyaç ve giderleri, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında nafaka artış miktarının yerinde olduğu değerlendirildiğinden istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Her ne kadar boşanma hükümünde yer almasa da, davacının tarafların gerçek iradelerini yansıtan protokole göre talep edilen nafaka artış miktarını ödedikten sonra iadesini talep etmesi hukukun temel ilkelerinden olan iyiniyet kuralı ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, bir an için davacının talebinin yerinde olduğu düşünülse bile mahkememizce davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verildiğinden davacının davalıya irat biçiminde ödemesi gereken nafaka borcu devam etmektedir. Dolayısıyla davacının irat biçimindeki nafaka borcu devam ettiğinden fazladan ödediğini iddia ettiği 3.683,25.-TL'nin devam eden nafaka borcuna mahsubunu talep etmek yerine kendisine geri ödenmesini talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Sonuç olarak davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi ile 3.683,25....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, kabul edilen yıllık nafaka artırım miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine, HMK 348/2.madde gereğince davacının katılma yoluyla istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İlk derece mahkemesi kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2- Davacının katılma yoluyla istinaf talebinin REDDİNE, 3- İstinaf peşin harçlarının istek halinde taraflara İADESİNE, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi....