Davacı ( kadın )vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, Üfe artış taleplerinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirlenen nafaka miktarının az olduğunu belirterek nafakanın ıslah dilekçesi gibi 500 Euro olarak belirlenmesine ve yıllık Üfe artışı uygulanmasını, karşı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, velayeti annede olan müşterek çocuk için iştirak nafakasının artırımı davasıdır. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir....
Çocuklardan Yusuf Buğra Şahin için reddedilen nafaka artırım miktarı 450,00.-TL x 12 = 5.400,00.-TL olmakla bu yönden istinaf kanun yolu açık olup, Yusuf Buğra Şahin için talep edilen ve mahkemece reddedilen nafaka yönünden yapılan istinaf incelemesinde ise; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre; mahkemece takdir edilen nafaka miktarının makul olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asıl davada, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakası miktarının 200 TL olduğu, karşı davada talep edilen arttırım miktarının 300 TL olduğu, reddedilen arttırım ve kaldırılmasına karar verilen nafaka miktarının yıllık toplamının, karar tarihi itibariyle, HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kararın kesin nitelikte olduğundan, davalının istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesine, mahkemece, iştirak nafakası arttırım talebi hakkınd olumlu - olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle kadının iştirak nafakası arttırım talebine yönelik istinaf talebinin kabulü ile iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi gerektiğikanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda; davacı taraf reddedilen nafaka miktarı yönünden istinaf isteminde bulunmuş olup, istinafa konu edilen reddedilen nafaka (450,00.-TLx12=5.400,00.-TL yıllık) miktarın hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunan davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, boşanma kararının kesinleşme tarihi, aradan geçen süre, çocuğun yaşının ilerlemesi, eğitim durumu dikkate alındığında küçük için belirlenen iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun görülmemiştir. Bu haliyle davalı kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Lüleburgaz 1....
-TL olmak üzere toplam 700,00.- TL nafaka ödenmesine hükmedildiğini, boşanma süresinden sonra geçen zaman nezdinde çocuklarının temel ihtiyaçları ve kendisinin geçiminde zorluklar yaşadığını, nafaka miktarının yeterli olmadığını, icra yoluyla aldığı nafakanın düzensiz ödemelerden ve kesintilerden dolayı sağlıklı bir şekilde fayda sağlanamadığını, davalının harici olarak ta kendilerine herhangi bir katkısının olmadığını, talep edilen toplam 1.500,00.-TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiş, davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş, davacı vekili 18/10/2022 tarihli ıslah tarihli dilekçesi ile, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müvekkili anne Duygu için aylık 1.000,00.-TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukların her biri için aylık 1.000,00'er TL katılım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı süresi içinde yazılı beyanda bulunmamıştır....
Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hükmedilen nafaka miktarı hakkaniyete uygun olduğundan davanın kabulüne yönelik davalının istinaf talebinin, nafaka miktarına yönelik davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin özet kısmında "davacının bir şirkette insan kaynakları müdürü olduğunu, aylık 9000 TL gelirinin bulunduğunu, 1450 TL kira ödediğini, davalının endüstri mühendisi olduğunu, özel bir şirkette çalıştığını, aylık 5,648 TL gelirinin olduğunu, 725 TL kira giderinin olduğu, müşterek çocuğun özel okulda okuduğu yıllık okul ücretinin 30.450 TL servis ücretinin 3.652 TL olduğunun" ibaresi dosyanın tarafları ile ilgisiz olduğundan davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, bu ibarelerin gerekçeli karardan çıkartılmasına karar verilmiştir....
nafaka da kesinti dahi yapmadığını, 12 ay düzenli olarak nafakayı ödediğini, çocukların müvekkili ile kaldığı süre zarfında dahi müvekkilinin nafakayı ödemesi davacının bu 1 aylık süreçte çocuklar yanında olmadan nafaka aldığı anlamına geldiğini, kadın erkek eşitliğine dayanılarak 1 aylık süreçte mantıken müvekkilinin hem davacı kadına 1 aylık nafaka gönderdiğini, hem de 1 aylık harcama da yaptığını, davacı kadının bu süreçte çocuklar için hiçbir harcaması olmadığını, bu hususların da sayın mahkeme tarafından göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkilinin Vakıfbank'tan konut kredisi çekmiş olduğunu, aylık ödemesinin 5.250,00....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02.03.2023 NUMARASI : 2022/728 ESAS, 2023/130 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı T3 ile İstanbul 12. Aile Mahkemesinin 2015/341 Esas, 2015/437 Karar sayılı kararı ile 24.06.2015 tarihinde boşandıklarını, çocukların velayetlerinin davalı anneye verildiğini, çocukların her biri için aylık 300,00' er TL iştirak nafakası ile davalı kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, çocuklar Elif ve İrem'in reşit olduğunu ve çalıştıklarını, davalı annenin ise mali müşavir olduğunu, gayri menkulleri ve kira gelirleri olduğunu belirterek İstanbul 12. Aile Mahkemesinin 2015/341 Esas, 2015/437 Karar sayılı kararı ile verilen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir....
Aile Mahkemesinin 2015/4 esas 2015/921 karar sayılı kararı ile nafaka artırım davası sonucu nafakanın 400.TL ye çıkarıldığını ve her yıl için TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğinden aylık 700.TL yoksulluk nafakası ödediğini, ancak davalı tarafın boşanma sonrası ekonomik durumuna kıyasla şu an çok daha iyi durumda olduğunu, ayrıca dava dilekçesinde belirilen adreste kasti olarak nikah yapmadan aynı müşterek hanede kalmak sureti ile Ocak 2018 yılından bu yana Yusuf Dinç adlı kişi ile evli olduğunu, sırf nafaka alabilmek için nikah yapmadığını, bu hususun ATV isimli ulusal yayın yapan ve Esra Erol isimli 19 Mart 2019 tarihinde yayınlanan programda birlikte olduklarını ve evli olduklarını sözlü ve görsel beyan ettiklerini, annesini bile menfaat elde etmek için dolandırdığını bu nedenle haksız yere ödediği nafakanın kaldırılmasına mümkün olmadığında ise makul bir orana düşürülmesine, harç ve giderlerin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....