Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2004/774 esas sayılı takip dosyası üzerinden yatırıldığını, müvekkili aleyhine hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu, müvekkilinin emekli maaşı ile ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını belirterek müvekkili aleyhine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatteyse nafakanın hakkaniyet ölçüsünde düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; hükmedilen nafakanın davalının emekli maaşından kesildiğini, kendisine ve çocuklarına davalının nafaka haricinde hiçbir katkıda bulunmadığını, çocuklarını çok zor şartlarda okutup büyüttüğünü, nafakanın haricinde babasından kalan 450 TL maaş aldığını, başka bir geliri ile gayri menkulü olmadığını, annesi ile birlikte kaldığını bildirerek davanın reddine hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mersin 5. Aile Mahkemesinin 16/02/2021 tarih, 2020/293 Esas 2021/125 Karar sayılı ilamı ile özetle; davanın reddine karar verilmiştir....

Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davalı kadının babasından maaş ödemesi aldığı, iki evinin kirada olması sebebi ile kira geliri bulunduğu, babasından hisseli dükkanın miras kaldığı, üzerine kayıtlı taşınmazlarının bulunduğu, davacı erkeğin ise emekli olduğu, üzerine kayıtlı taşınmazlarının ve aracının bulunduğu, bal ve zeytinyağı satışı yaptığı anlaşılmaktadır....

Bu durumda, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosyanın incelenmesinde; tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının fabrikada işçi olarak çalıştığı, anne-babası ve müşterek çocuklarla birlikte oturduğu, davalının pastane imalatında çalıştığı, aylık 500 TL geliri olduğu görülmektedir. Nafaka alacaklısı kadının, aldığı ücretin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın en son arttırılmasına karar verilen 2012 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik şartları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak uygun miktarda artırılması gerekmektedir....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde; taraflarca başlangıçta kabul edilen nafaka yükümlüsünün çalıştığı sürece nafaka ödenmesi yönündeki protokol hükmü gereğince nafaka yükümlüsünün halen çalışıyor olması karşısında uyarlama koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, sadece nafaka alacaklısının tapu ve banka kayıtları dikkate alınarak yoksulluğunun ortadan kalktığı kanaati ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2021/57 ESAS - 2021/698 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı lehine hükmedilen aylık 350 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davasının reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde; davanın reddi yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; nafakanın kaldırılması talebine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava edilen her bir çocuk davada ihtiyari dava ortağı olduğu için her bir çocuk için kaldırılması istenen nafakaların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekeceğinden her bir çocuk için kaldırılması istenen 80 TL nafakanın yıllık toplamı 1430 TL'nin altındadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2 maddesine göre miktar ve değeri 1.430 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin olarak verilen kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235K....

        T4 DAVA-K.DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı-Nafakanın Kaldırılması/Azaltılması İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/03/2021 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİHİ :15/03/2021 Taraflar arasındaki nafakanın artırılımı-kaldırılması/azaltılması davası nedeniyle yapılan yargılaması sırasında, ilk derece mahkemesince verilen, karara karşı davalı tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İLK DERECE MAHKEMESİ SAFAHATI: Davacı dava dilekçesinde özetle; İzmir 17. Aile Mahkemesinin 2016/195 E ve 2016/428 K sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Gamze'nin velayetinin kendisine verildiğini ve küçük için aylık 500 TL nafakaya hükmedildiğini, aradan geçen zaman içinde davalının nafakayı kendiliğinden aylık 650 TL'ye yükselttiğini, müşterek çocuğun sağlık problemleri bulunduğunu ve nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 1000 yada 1500 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir....

          Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının branda ticaretiyle uğraştığı,aylık gelirinin 2000-2500 TL civarı olduğu,davalının ise bir tekstil firmasında asgari ücretle çalıştığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....

            CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının nafaka yükümlülüğünü yerine getirmediğini, nafaka alacağının emekli maaşından kesilebileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu