Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 2019/1065 Esas sayılı yardım nafakanın kaldırılması davasının reddedildiğini, kararın 17.07.2020 tarihinde kesinleştiğini, davalı oğlunun yüz yüze eğitim görmediğini, eğitim giderinin bulunmadığını, üstelik oğlunun 25 yaşında olması, sağlıklı ve engel durumu bulunmadığını, bir işte çalışabilecek durumda olmasına rağmen mahkemenin bu hususları dikkate almayarak nafaka ödemesini karar vermesinin kanunlara aykırı olduğunu, davalı adına aylık 522,00 TL nafaka ödediğini, bu nafakanın emekli maaşından ödendiğini, davalının öğrencilik hayatının Haziran 2021 tarihinde sona ereceğini ve mezun olacağını, kendisinin 2.581,00 TL maaşının bulunduğunu ve 2016 yılında boşandığı eşine de aylık 952,00 TL nafaka ödediğini, davalı içinse aylık 522,00 TL nafaka ödediğini ve bu nafakalara ilişkin icra dairesince yaşlılık ve emekli maaşına haciz konulduğunu, oğlunun eğitim gideri bulunmadığını, sadece yılda 450,00 TL kayıt parası ödediğini, kendisinin maaşından yapılan nafaka kesintileri...

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davalı taraf aleyhine indirim yapılan yıllık nafaka miktarı (150 x12=1.800) 3.110 TL sının altında olup, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Anılan ihbarnamede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 esas, 2005/37 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, somut olayda şikayet hakkının şahsa bağlı...

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/283 Esas sayılı dosyasında davacı olarak bulunan T3 T1 vasisi Ömer Atsız ile birlikte hareket ederek nafakanın kaldırılması davası açtığını, T1'ın rızası ve lehine bir durum olmamasına rağmen ve bu konuda Sulh Hukuk Mahkemesinden açık bir yetki veya izin almadan nafakanın kaldırılması davasında muvafakatname imzalatarak nafakanın kaldırılmasına sebebiyet verdiğini, bu davada vasinin yetkisiz işlem yaparak nafakanın kaldırılmasına sebep olmasının hukuka aykırı olup müvekkilini mağdur ettiğini, bu kararın 04/02/2010 tarihinde verildiğini, temyiz edilmesine rağmen miktar itibariyle temyiz edilemez olduğundan temyiz incelemesinin reddedildiğini, müvekkili bu dosyadan sonra defalarca nafakanın artırılması davası açsa da davalarının nafakanın kaldırılmış olması sebebiyle hep reddedildiğini, müvekkilinin dosyalarının taraflarınca incelendiğini, müvekkilinin yaşı ve sağlık sebeplerinden dolayı bir işe devam edip kendi zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayacağını beyan...

    Rize Aile Mahkemesinin 2016/417- 2016/504 E-K sayılı ilamının incelenmesinde; davacı T1 tarafından davalı T3 aleyhine açılan nafaka davasında çocuk lehine aylık 300,00 TL nafakaya hükmedilmesine,nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına dair karar verildiği, ÜFE artırımı sonucunda nafaka miktarının 897- TL.ye ulaştığı anlaşılmakta ise de; tarafların Rize Aile Mahkemesinin 2016/417- 2016/504 E-K sayılı nafaka ilamını tebliğ almadıkları, önceki nafaka ilamının kesinleşmediği, dolayısıyla nafakanın ÜFE oranında artırılmadığı anlaşılmaktadır.Davacı düzenli işi ve geliri bulunmadığını, kirada kaldığını, çocuğun büyümesi sebebiyle ihtiyaçlarının arttığını, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını beyan etmiştir....

    Nafaka alacaklısının gelirinde artış olsa dahi nafakanın kaldırılması şartları oluşmamış ise çoğun içerisinde azı da vardır kuralı gereğince kaldırma talebinin indirmeyide kapsadığı kabul edildiğinden nafaka kaldırılmayıp indirilebilir. Somut olayda; davacı babanın tapu kayıtlarına göre 50 dönüm civarı tarlasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu taşınmazlardan gelir elde edip etmediği ya da ne kadar gelir elde edilebileceği bilirkişi marifetiyle tesbit edilip bütün deliller toplanmalı sonucuna göre yukarıda belirtilen ilke ve esaslara göre hüküm verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünün Uyarlanması (Nafakanın Kaldırılması) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından nafakanın kaldırılması talebinin reddi, nafakanın Türk Lirası olarak belirlenmemesi yönünden; davalı kadın tarafından ise davanın kabulü ve reddedilen kısım üzerinden lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, tarafların istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine bölge adliye mahkemesince, davalı kadının vekâlet ücretine yönelik istinaf itirazı kabul edilerek, davalı kadının sair erkeğin ise tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir....

        Aile mahkemesinin 2017/763 esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafın başvurusu ile müşterek çocuğun eğitim giderlerine ilişkin ara karar kurulması talep edildiği, mahkemece 02/07/2019 tarihli ara kararı ile "davacının katılım ve iştirak nafakasının arttırılması, ayrıca eğitim giderinin hükmedilmesi şeklindeki talebinin nafakanın hüküm altına alındığı tarihten bu yana geçen süre yasanın velayeti kendisi olmayan tarafa nafaka dışında herhangi bir hükümlülük yüklememesi, eğitim giderininde nafakanın içinde olması nedeniyle davacının bu konudaki taleplerinin reddine" şeklinde kurulduğu, takip konusu nafakanın tedbir nafakası olması hasebiyle tedbir nafakasının mahkeme ara kararında belirlenen şekilde nakdi olarak ödenmesi zorunlu olup davalı takip borçlusunun takipte talep edilen tedbir nafakalarından eğitim gideri adı altında yaptığı ödemelerin mahsubunu icra mahkemesinden itirazın kaldırılması davasında ileri süremeyeceği, kaldı ki eğitim giderlerine ilişkin beyanlarının tedbir nafakası...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin bütün, davacı vekilinin, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre; nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir....

          DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm asıl dava yönünden nafakanın kaldırılması, birleşen dava yönünden nafakanın artırılması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. maddesi ve 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.05.12.2016(Pzt.) ......

            UYAP Entegrasyonu