Ayrıca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı (davacı) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecek, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9.madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir....
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." TMK. 330/1.maddesine göre; Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur." TMK. 331.maddesine göre; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya kaldırır." İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile çocuğun genel ihtiyaçlarına uygun olarak, ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Aile Mahkemesinin 10/12/2019 tarih, 2019/477 Esas, 2019/806 Karar sayılı ilamı ile özetle;davacının davasının kısmen kabulü ile; tarafların müşterek çocuğu yararına, Ankara 3.Aile Mahkemesinin 19/12/2013 tarihli 20131059 Esas ve 2013/1603 Karar sayılı ilamı ile ödenmesine karar verilen aylık 500 TL iştirak nafakasının, dava tarihinden geçerli olmak üzere 500 TL arttırımı ile aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; müvekkilinin annesine ve ablasına da baktığını, giderlerini karşıladığını, aylık 600 TL'ye kirada oturduğunu, zaruri giderleri bulunduğunu, yaşı küçük çocuğa her ay 600 TL nafaka adı altında ödeme yaptığını, davacının yüksek lisans mezunu olduğunu, çalışabileceğini, yerel mahkemece hükmedilen nafaka artırım miktarının fazla olduğunu belirterek İskenderun 1....
Aile Mahkemesinin 25.02.2015 tarih ve 2014/412 Esas 2015/115 Karar sayılı ilamı olduğu, takipte 3.948,00- TL asıl alacak (birikmiş nafaka alacağı) ile 835,40- TL işlemiş faizi olmak üzere 4.783,40- TL alacağın, ayrıca takip tarihinden itibaren işleyen nafakaların tahsilinin istenildiği, davacının müşterek çocuğun kendisi yanında kaldığı dönemler için nafaka ödememesi gerektiğini savunduğu, mahkememize ibraz edilen 28.09.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda Denizli 5. İcra Müdürlüğünün 2017/5719 Esas sayılı dosyasında, 23.08.2019 takip tarihi itibariyle davacının 877,00- TL nafaka ile 65,11- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 942,11- TL borçlu olduğu, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 20.11.2020 havale tarihli ek raporda da takip konusu alacağın 4.198,25- TL olduğu ve davacının borçlu olduğunun bildirildiği anlaşılmakla davacının son celse alınan beyanlarında borçlu olduğunu kabul ettiği de nazara alınarak sübut bulmayan davanın REDDİNE," karar verilmiştir....
Davalı-k.davacı erkek istinafında, nafaka arttırım talebinin kabulünün hatalı olduğunu, nafakanın kaldırılmasını aksi takdirde indirilmesini talep etmiştir. Davacı dava dilekçesinde, boşanma kararında lehine hükmedilen 1.400 TL nafakanın 800 TL arttırımı ile 2.200 TL'ye çıkartılmasını talep etmiş olup, mahkemece HMK 31.maddesi gereğince arttırım miktarının ne kadarının yoksulluk, ne kadarının iştirak nafakasına ilişkin olduğu hususunun açıklattırılması gerekirken bu hususa dikkat edilmeden yargılamanın sonuçlandırıldığı görülmüş olup, bu yönde istinaf olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2005/276 esas 2006/188 karar sayılı dosyası ile takdir edilen 250 TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 630 TL'ye çıkarılarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafaka miktarının, kararın kesinleşmesin den itibaren 1 yıl sonra başlamak üzere gelecek yıllarda her yıl TÜİK'in açıkladığı 12 aylık ÜFE ortalaması oranında arttırılmasına" karar verilmiştir. Davalının istinaf itirazlarının incelenmesinde; Nafakanın hükmedildiği tarih ile bu dava arasında geçen süre, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafaka alacaklısının ihtiyaçları, nafaka yükümlüsünün geliri paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları gözetildiğinde, belirlenen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 12.09.2019 tarih 2017 / 188 E. 2019 / 699 K. sayılı kararına uygun olduğunu, bahse konu nafaka artırımı kararına ilişkin nafaka artış hükmünün İstanbul Bölge Asliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi’nin 18.06.2020 tarih 2019 / 2441 E. 2020 / 775 K. Sayılı kesin kararı ile nafaka artış kararının onandığını ancak 08.03.2017 tarihi itibariyle 3.150,00 TL olarak belirlenen aylık nafakanın kesinleşme tarihi dikkate alınarak TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, şikayete konu edilen icra müdürlüğü işlemlerinin hükümsüz kalması sebebiyle davanın konusuz kaldığını iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, icra memur muamelesini şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nın 16/2 ve devamı maddeleri 3....
Aile mahkemesi'nin 21/07/20022 tarihli, 2021/656 esas 2022/514 karar sayılı kararın kaldırılmasını, açılan nafaka davasının reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin arttırımı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırma bedelinin arttırımı istemine ilişkindir. Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar yasa hükümlerine uygundur. Taşınmazın arsa niteliğinde kabulü doğrudur. Kamulaştırılan taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip, kıyaslaması yapılarak taşınmaza değer biçilmesinde, buna göre kamulaştırma bedelinin arttırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....