"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının arttırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile .... Aile Mahkemesi'nin 2004/465 E. 2007/215 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, ortak çocuk Buğra'nın velayetinin kendisine verildiğini, çocuk için aylık 150 TL nafaka takdir edildiğini, çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını, dershaneye ve kurslara gittiğini, takdir edilen nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürerek, iştirak nafakasının aylık 600 TL.na çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mazeretin kabulü ile sözlü yargılama yapılmadan karar verildiğini, mazeretin mahkemece kabul edilmesine rağmen duruşmanın ertelenmesi ve yeni bir duruşma günü tayin edilmesi gerekirken sözlü yargılama için duruşma günü belirlenmeden karar verildiğini, müvekkilinin savunma kendini ifade edebilme hakkının kısıtlandığını, takdir edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, iştirak nafakasının arttırımı talebine ilişkindir. Nafaka davaları, HMK'nın 316/1. maddesine göre basit yargılama usulüne tabidir....
Dava, iştirak nafakasının arttırımı ve protokol hükümlerinin uygulanması talebine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir....
Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Açıklanan nedenlerle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu kanaatine varıldığından, davalı tarafın istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Kadının ölüm aylığı aldığı sabit olup, ödenen nafaka miktarı da dikkate alındığında mahkemenin ret gerekçesi isabetlidir....
Davacı kadın istinaf dilekçesinde, uzun süredir nafaka arttırımı yapılmadığını, nafaka arttırım talebinin reddine karar verilmesinin haksızlık olduğunu belirtmiştir. Tarafların Bartın Aile Mahkemesi'nin 2010/586 E. -2011/184 K. sayılı ilamı ile çekişmeli olarak boşandıkları, kadına 10/03/2011 tarihinde 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, iş bu kararın 13/09/2011 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı tarafça nafakanın 1.000 TL'ye çıkartılması talep edilmiş, mahkemece dava reddedilmiştir....
almış olduğu nafaka bedellerinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; nafakanın arttırımı talebine ilişkindir. Yargıtay HGK'nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının (farkı) dikkate alınacağı açıklanmıştır. HMK 352.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların kesin olduğu HMK'nın 341. maddesinde belirtilmiştir. 6763 sayılı yasanın 41'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesinde ön görülen kesinlik sınırı 2022 yılı için 8.000 TL'ye çıkarılmıştır. Davalı yönünden, müşterek çocuk lehine arttırımına karar verilen yıllık nafaka miktarı toplamı (550x12=6.600 TL) karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesinin kararına karşı yıllık nafaka miktarı itibariyle, istinaf talebinde bulunan davalı yönünden karar HMK 341/2. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir....
Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafaka Arttırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından birleşen davanın kabulü yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise nafaka davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadın tarafından açılan TMK'nın 197. maddesiyle düzenlenen tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298...