Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup bozma ilamı sonrası davacı vekilinin harç ikmali talebi ile verdiği dilekçesi üzerine her ne kadar ıslah harcı adı altında harç alınmış ise, de davacı vekilinin dilekçe içeriğinden talebin “talep arttırımı” mahiyetinde olduğu anlaşıldığından 21.03.2019 tarihli dilekçenin talep arttırımı dilekçesi olarak kabulü ile davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle ile sonucu itıbarıyla doğru olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
Kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıka, asıl dava dilekçesi incelendiğinde; kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının talep edildiği ve talep edilen alacaklar yönünden miktar olarak herhangi bir ayrıştırma yapılmaksızın toplamda 1.000,00 TL'nin (belirsiz olan alacağın yargılama sırasında belirli hale gelmesinin ardından miktarın arttırılması kaydı ile) tahsiline karar verilmesinin istendiği tespit edilmiştir. Mahkemece yargılama sırasında, asıl davadaki taleplerin miktar olarak ayrıştırılması için davacıdan açıklamada bulunması istenmediği gibi yukarıda belirtildiği üzere faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih ve dava tarihi arasındaki süre gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a nafaka bağlandığını, ...'ın geçimini bu nafaka geliri ile devam ettirdiğini, meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden ...'nin ölümü üzerine nafaka alacaklısı eski eşi ...'ın müteveffadan gördüğü maddi destekten yoksun kaldığını, somut olaya bakıldığı zaman ...'nun kırmızı ışık ihlali ile meydana gelen trafik kazası arasında nedensellik bağının tam olduğunu, müvekkilinin emniyet kemeri takmasının ya da takmaması ile kaza arasında herhangi bir nedensellik bağının bulunmadığını, hayatın olağan akışı çerçevesinde bakıldığı zaman müvekkilinin hak ettiği miktar hükmedilen kadar olmadığı halde Yerel Mahkemece verilen kararın hakkaniyetten uzak bir karar olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Yargılama sırasında ıslah veya bedel arttırımı yolu ile dava değeri arttırılmamıştır. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle miktar veya değeri 1.500-TL geçemeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararları kesindir. Davacının toplam talep ettiği miktar 1.000-TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Bu durumda HMK 346/1 hükmü uyarınca miktar itibariyle red kararının mahkemesince verilemesi gerekli ise de temyiz mercine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1190 gün ve 1989/03 - 1990/04 sayılı içtihati birleştirme kararı gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1871 KARAR NO : 2022/1239 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 31/07/2014 (Dava) - 13/12/2019 (Karar) NUMARASI : 2014/257 Esas - 2019/792 Karar DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) BAM KARAR TARİHİ : 07/09/2022 KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/09/2022 Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/12/2019 tarihli 2014/257 Esas 2019/792 Karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İlk Derece Mahkemesince; "...Davanın talep arttırımı da gözetilerek 64.832,79-TL üzerinden kabulüne, alacağa 27/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,.." karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı ... Şirketi vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur....
Davalı istinaf dilekçesinde 21/12/2018 tarihli olağan genel kurulunda sermaye arttırımı yapıldığı, davacıların rüçan hakkını kullanmadığı, bu nedenle paylarının %10'un altına düştüğü gerekçesiyle TTK'nın 420. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirtmiş ise de, 21/12/2018 tarihli genel kurulun iptali için açılan davada genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması istemli ihtiyati tedbir talebinin reddi üzerine davacıların istinaf talebini inceleyen dairemizin 19/09/2019 tarih 2019/1284 esas 2019/837 karar sayılı kararı ile, sermaye arttırımı ve rüçan hakkına ilişkin 5, 6 ve 7 nolu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiği, yine davalı şirketin 29/03/2019 tarihli olağan genel kurulunun 9. maddesi ile sermaye arttırımı ve rüçan hakkının kullanılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince 9. maddenin yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiği, kararın istinafı üzerine dairemizin 04/02/2021 tarih 2020/1562 esas 2021/250 karar sayılı kararı...
Maddesindeki koşullar oluşmadan yapılan sermaye arttırımı işleminin de ayrıca usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin kurulduğu günden bugüne aktif olmayıp, hiçbir ekonomik faaliyette bulunmamasına rağmen düzenlenen bilirkişi raporunda şirketin zarar ettiği tespitinde bulunulduğunu, üç taşınmazın satışı neticesinde şirket kasasında tespit edilmesi gereken para hakkında hiçbir tespitte bulunulmadığını, davalı müdür tarafından şirket yönetiminde yapılan usulsüzlüklerle ilgili başka davalar da bulunduğunu, bazı davalardan feragat ettirildiğini,davalı şirketin tüm malvarlığı olan taşınmazların satışına ilişkin İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/135 E. Sayılı dosyasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında; malvarlıklarının değerinin çok düşük tespit edildiğini, söz konusu 11 adet parsel için ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, ödenen 175,00 TL iştirak nafakası ile 175,00 TL yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek, nafakaların her birinin 500.00.- 'er TL' ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili lehine hüküm altına alınmış olan aylık 500 TL yardım nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; nafakanın 500 TL'den 900 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkilinin yerleşim yerinde açılması gerekirken, davacının dahi gerçek yerleşim yeri olmayan yerde açıldığını, nafakanın yeterli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....