"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ...si 12. Sınıf öğrencisi olduğunu, iki yıl yurt dışında yaşadığı için yaşıtlarına göre geri olduğunu, davalı babasından 125 TL nafaka aldığını ve başka geliri olmadığını ancak nafakayla geçinemediğini, mağdur olduğunu ve nafakanın 500 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile de talebinin yardım nafakası olduğunu belirtmiştir....
Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 204/07/2017 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 06/05/2021 tarihinde açıldığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumunda boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığı, davacının ev hanımı olduğu, 676,49 TL ölüm aylığı aldığı, davalının ise; Milli Eğitim Müdürlüğünde hizmetli olduğu, aylık 3.900 TL maaşının olduğu adına kayıtlı 2 adet aracın bulunduğu anlaşılmaktadır....
Dava, iştirak nafakasının artırımı talebine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür (TMK m.364/1). Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Nafaka yükümlüsünün geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacının iş bu davadaki talebi, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkin olup; mahkeme gerekçesinde dava yardım nafakası olarak ifade edilmiş ve hüküm kısmında nafakanın niteliği açıklanmamıştır. Ayrıca, hükümde nafaka bağlanan küçüğün ismi M. K. A. olduğu halde Y. K. olarak yazılmıştır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 650,00- TL yardım nafakasının 1.500,00TL’ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; hali hazırda ödemekte olduğu yardım nafakasında artış yapılmamasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KISMEN KABULÜ ile; Fatsa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 23/06/2020 tarih, 2018/467 E, 2020/213 K, sayılı kararı ile T.C Kimlik Numaralı davacı T1 lehine taktir edilen aylık 650,00- TL yardım nafakasının dava tarihi itibariyle 750,00.-TL arttırılarak aylık 1.400,00....
GEREKÇE : Asıl dava; iştirak nafakasının arttırılması, birleşen dava ise; yardım nafakası isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Asıl davada, müşterek çocuk Yuşa Nur için aylık 400,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 300,00 TL arttırılarak, 700,00 TL'ye yükseltilmesine hükmedilmiş olup, yıllık arttırılan nafaka miktarı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Birleşen davada, davacı Fatma Nur lehine aylık 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiş olup, yıllık yardım nafakası miktarı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, asıl davada arttırılan, birleşen davada ise, hükmedilen yıllık nafaka miktarları itibariyle ayrı ayrı kesin niteliktedir....
Davalı, cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kendisinin kirada oturduğunu ekonomik durumunda değişiklik de olmadığını, nafaka arttırım talebinin reddine karar verilmesini; mahkeme eğer aksi kanaatte ise, nafakaların her yıl enflasyon oranı kadar artırılmasını talep etmiştir. Mahkemece; davacı tarafından açılan yoksulluk nafakasının artırımı davasının kısmen kabulü ile, 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 14.08.2015 tarihinden itibaren 350TL olarak belirlenip davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, ...'...