Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....

    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesine dair gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış ise de mevcut ekonomik şartlar, paranın alım gücü, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadın için takdir edilen tedbir nafakası tutarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacı kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000 TL tedbir nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı erkeğin yerine görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklanmıştır. Temyize konu tedbir nafakasının yıllık miktarı 6.000,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 47.530,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....

      Her ne kadar, takip dosyasında, takibe konu alacağın iştirak nafakası olduğu belirtilmiş ise de, nafaka alacağının doğduğu dönemler ve boşanma kararının kesinleştiği tarih nazara alındığında, takibe konu alacağın tedbir nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Boşanma veya ayrılık davalarında, tedbir nafakasına hem eş hem de ergin olmayan çocuklar için hükmedilir (TMK 169). Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Buna göre, gerek tedbir gerek iştirak nafakalarının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Bahse konu nafaka alacağı, küçüğün reşit olması ile sona erer. Çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından, çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir....

        ait takip talebinde 01/01/2020- 01/06/2020 tarihleri arasında toplam 6 ay için tedbir nafakası olan 150 TL yerine 250 TL olan yoksulluk nafakasının talep edildiğini, ayrıca devam eden aylar için de aylık 250'şer TL nafaka talebinde bulunulduğunu, takibin sadece 600 TL'lik tutarının değil, Haziran 2020 tarihinden sonraki bütün nafaka alacaklarının da hatalı olduğunu, 6 aylık 600 TL fazla tutarın kısmen iptalinin ve düzeltilmesi mümkün olsa da devam eden aylara ilişkin hatalı istenen yoksulluk nafakası yerine tedbir nafakası ödenmesi gerektiği şeklinde kısmi iptal ve düzeltme yapılmasının mümkün olmadığını belirterek öncelikle takibin tamamının iptaline, mahkeme aksi kanaatte fazladan talep edilen nafaka miktarı ile her ay muaccel hale gelecek fazla nafakanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1194 esas, 2002/208 karar sayılı kararı ile 150 YTL nafakaya hükmolunmuş, davalı kadın cevap dilekçesinde bu tedbir nafakasının 400 milyon TL.'ye artırılmasını istemiş, mahkemece nafaka artırım talebi kabul edilmemiş ve yargılama süresince de nafaka konusunda bir başka düzenleme yapılmamış, kadının nafaka artırımına yönelik temyiz itirazı da dairemizce reddolunarak kesinleşmiş bulunmasına rağmen bozma kararından sonra nafakanın artırılarak 250 YTL tedbir nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Hükmün tedbir nafakası yönünden 2. bentte açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, yoksulluk nafakası ise maddi tazminat yönünden 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.10.2006...

          "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde kendisi için nafaka talebinin bulunmadığını belirtmiş, ön incelemede ise 500 TL tedbir ve 500 TL yoksulluk nafakası taleplerinde bulunmuştur. Davacının davalıdan nafaka istemediğini açıklaması, nafaka isteğinden feragat niteliğindedir. Bu beyan davacıyı yoksulluk nafakası konusunda bağlar. Tedbir nafakasından feragat edilmesi ise geriye etkili sonuç doğurduğundan, daha sonra yeniden istenmesi mümkündür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, taraflar evli olup, davacı eşin taraflar arasındaki reddedilip kesinleşen boşanma davasından sonra müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının sona erdiğini belirterek, halen ayrı yaşadıkları ve fiilen kendisinin baktığı müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre mahiyeti itibariyle talep edilen nafaka tedbir nafakası niteliğindedir (MK. 197 md.)....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, hükmolunan nafaka niteliği itibariyle tedbir nafakası olmasına ve karar gerekçesinde de nafakanın tedbir nafakası olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece sehven iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

                Buna göre, nafaka davaları açıldığı tarih itibariyle hüküm ifade edeceğinden; somut olayda tedbir nafakasının dava tarihi olan 11.04.2011 tarihinden değilde, davalı tarafın davacısı olduğu boşanma dava tarihinden başlatılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, boşanma davasından ayrı ve bağımsız olarak açılan tedbir nafakası ile hükmedilen nafaka kaldırılıncaya kadar devam eder. Bu nedenle, mahkemece; kararın kesinleşeceği tarih ile sınırlı olarak tedbir nafakasına hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31/10/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu