Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle ara kararı ile verilen nafaka miktarı da nazara alındığında; takdir edilen tedbir nafakası miktarı çok az olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.maddesindeki “aylık 250 TL tedbir nafakası takdirine" ifadesinin çıkartılarak yerine “aylık 350 TL tedbir nafakası takdirine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 24.04.2012...

    Mahkemece; boşanma davası sırasında davacı ve çocuk lehine sadece tedbir nafakasına hükmedildiği, bunun dışında davacının herhangi bir nafaka talebinin olmadığı, mahkemece de nafakaya hükmedilmediği, verilen boşanma kararının 26.05.2006 da kesinleştiği, bu tarihten itibaren bir yıldan fazla sürenin geçtiği, bu nedenle davacının kendi adına nafaka istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası bakımından davanın reddine, iştirak nafakası yönünden ise davanın kısmen kabulüyle 375 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesinde boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasının artırılmasına karar verilmesi istenilmiş ise de ; boşanma davasının fer'i niteliğinde olan tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erdiğinden davadaki istem boşanmanın kesinleşmesinden sonraki yoksulluk ve iştirak nafakası talebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir....

      Kural olarak, nafaka davalarında; mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir. Bu husus, 28.11.1956 gün 15 E., 15 K. sayılı Y.İ.B.K.'da "nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder" şeklinde belirtilmiştir. Yine, belirlenen nafakanın aylık ödeneceği hususu da kanun hükmüdür. Mahkemece, hüküm altına alınması istenilen iştirak nafakasının "karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına " şeklindeki hükmü anılan İBK'na ve Yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırıdır....

        Yargılama aşamasında davalı tarafından açılan terk nedenine dayalı boşanma davasının, nafaka davası ile birleştirilmesine karar verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde mahkemece verilen hükmün, davalı/karşı davacı tarafından nafaka yönünden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 14.09.2010 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde, temyiz talebinde bulunan davalı/karşı davacı kocanın temyiz taleplerinin yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi ve hüküm altına alınan tedbir nafakasının miktarına yönelik olması, bozma ilamında sadece yoksulluk nafakasına talep olmadığından dolayı hükmedilemeyeceğinin belirtilmiş olmasına göre mahkeme kararının yoksulluk nafakasına ilişkin kısmı dışında kalan hüküm fıkralarının kesinleştiğinden davacı tarafın tedbir nafakası yönünden bir temyizi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk nafakası...

          belirterek şimdilik tedbir nafakası talep etmediğini beyan etmiştir. 14.03.2013 tarihli duruşmada davacı- davalı kadın vekili tedbir nafakası talebinde bulunmuş mahkemece dava tarihinden itibaren davacı-davalı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiştir....

            Öte yandan, eşin ayrı yaşamı için bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasında kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır. 16....

              İstek halinde nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda arttırılacağının karara bağlanması ancak irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası (TMK.m.176/son) iştirak nafakası (TMK.m.182/3), soybağının hükümleri içinde yer alan ana ve babanın çocuğa karşı nafaka mükellefiyetinde (TMK.m.330/2) ve yardım nafakasında (TMKmd.365/son) söz konusudur. Tedbir nafakasının istek olsa bile gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu yasal durum gözetilmeden davalı-davacı kadınla birlikte yaşayan müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesi ve iştirak nafakası olarak yazılması doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma ve Nafaka ile Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından nafaka; davalı-davacı (kadın) tarafından ise nafaka miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı koca, temyiz dilekçesi ile sadece davalı-davacı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur....

                  (TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yardım nafakası nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.i bendinde yer alan “kararın kesinleşmesinden itibaren yardım nafakası olarak olarak devamına" ifadesinin çıkarılarak yerine "kararın Kesinleşmesinden itibaren tedbir nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Kadın dava dilekçesinde tüm dava hakları saklı kalmak kaydı ile nafaka ve tazminat talep etmediğini beyan etmiş, ancak 09/03/2018 tarihli dilekçesi ile müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı 500 er TL tedbir ve iştirak nafakası, 600 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş ve geçerli bir özrü olmaksızın ön inceleme duruşmasına gelmeyen davalının yokluğunda da bu taleplerini yinelemiştir. Kadın tazminat ve nafaka haklarını dava dilekçesi ile saklı tuttuğundan dava dilekçesinde nafaka ve tazminat istememesi bu hakkın özünden vazgeçtiği şeklinde (Feragat) yorumlanamaz. Bu bakımdan kadına verilen nafakalarla tazminatların yerinde olup olmadığı, miktarının makul olup olmadığı esastan incelenmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu