Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kadın kendisi için yoksulluk nafakası isteminde bulunmuş ise de miktarını açıklamamıştır. Davacının kendisi ve çocuğu için 250 YTL. nafaka istediği görülmekle davacıdan kendisi ve çocuk için istemiş olduğu nafaka miktarları ayrı ayrı açıklattırılmadan (HUMK.m.74) yoksulluk nafakası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Davacı kadının 15.1.2004-4.5.2006 arasında kendisi için tedbir nafakası talebinin bulunmadığı 15.1.2004 ve 4.5.2006 günlü oturumlardaki beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu yön gözetilmeden tedbir nafakası konusunda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

    Somut olayda, boşanma davası reddedildiği için tedbir nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devam edemez. Zira, iştirak ve yoksulluk nafakaları boşanmadan sonra hüküm doğuran, talep edilebilen nafaka türleridir. Eldeki davada hükmedilen nafakalar ise evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamaya hak kazanan davacının ve onun yanında kalan ortak çocuğun yararına takdir edilen tedbir nafakalarıdır....

      Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının yoksulluk nafakasına dönük taleplerinin davacı lehine geçerli bir nafaka kararı bulunduğundan nafaka artırımı talebi niteliğinde olduğunu, nafaka artırımında TMK 169. maddesi kapsamında tedbir nafakasına hükmedilemeyeceğini, aksinin ise dava sonucuna yönelik ihsas-ı rey anlamına geldiğini, taraflar arasında geçerli ve icra edilebilir bir yoksulluk nafakası kararı bulunduğundan davacının nafaka talebinin aslında nafaka artırımı talebi niteliğinde olduğunu, bu nedenle nafaka artırımı taleplerinin mahkeme nihai kararında sonucu bağlaması gerektiğini ve dava sürerken tedbir nafakası niteliğinde ara kararda hükmetmemesi gerekirken ara karar ile tedbir nafakası verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkili hakkında SED raporu alınmadan nafaka kararı verildiğini, bu yöndeki itirazları incelendiğinde 13/04/2023 tarihli celsede eksiklik fark edilerek davalı müvekkili hakkında SED raporu alındığını, önemli bilgilerin yer aldığı...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        Davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakası karar tarihinden itibaren, yoksulluk nafakası ise boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ödenebilir (muaccel) hale geleceğinden, yoksulluk nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde “nafaka bedellerine karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7.maddesi gereğince hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca nafaka alacaklısı davacı; davasını ikametgahında açabilecekken, boşanma davasında yetkili mahkemeler buna göre daha sınırlıdır....

            Mahkemece, alacaklıya icra emrinde istediği 7.200,00-TL birikmiş nafaka alacağının türü ve hangi aylar olduğunun sorulduğu, alacaklının 4 aylık tedbir nafakası olarak talep ettikleri yönünde beyanda bulunduğu, dayanak ilamın boşanma yönünden kesinleştiği, eklenti durumundaki iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının infaz edilebilir duruma gelmiş olup tedbir nafakasının kesildiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile 7.200,00-TL tedbir nafakası alacağının ve işlemiş faizinin icra emri ve takip talebinden çıkartılmasına karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. İİK’nun 17. maddesinin 1. fıkrasına göre ‘‘ Şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir.’’ Borçlu vekili takibe konu edilen tedbir nafakalarının daha önce açılan icra dosyasına ödendiğini belirttiğinden, Mahkemece yapılması gereken iş, ilk takip dosyası olan ... 13....

              Davalı eşin ortak çocuk için öngördüğü nafaka miktarı önlemleri re'sen alacak Aile Mahkemesi hakimi için "temenni" niteliğindedir. Bu temenni Aile Mahkemeleri hakimini sınırlamaz. Hakim çocuğu ana babasına karşı dahi korumak zorundadır. Çocuğun ihtiyacına göre temenni edilen tedbir nafakası miktarlarının altında veya üstünde bir miktara hükmedilebilir. Çocuğun ihtiyacı daha fazla ancak daha az istendi diye az nafaka vermek çocuğun güvenliğine ağır bir darbe oluşturur. 4-ARB/HA/MO...

                Bu durumda, eldeki davadan önce kadın lehine hükmedilen TMK'nın 197.maddesine dayalı aylık 500 TL tedbir nafaka ilamı olduğu, bu ilam uyarınca hükmedilen nafaka devam ederken, sonradan açılan bu boşanma davasında TMK'nın 169.maddesi uyarınca kadın lehine hükmedilen aylık 300 TL tedbir nafakası kararı bulunduğu, nafakaların niteliği ve amacı dikkate alındığında, boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının bağımsız tedbir nafaka davasında hükmedilen nafaka ile birlikte tahsil edilemeyeceği, mahkemece boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin ara karar ve de hükümde bu nafakanın bağımsız tedbir nafakası davasında hükmedilen nafaka ile mükerrer tahsil edilmemek üzere karar verildiğinin belirtilmesi gerekirken bu konuda açıklama yapılmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının ne şekilde infaz edileceğinin ve hangi tarihe kadar devam edeceğinin açıklanarak hükmün düzeltilmesi yönünde karar verilmesi...

                Ancak, takip konusu boşanma ilamında alacaklı eş için hükmolunan tedbir nafakası hakkında karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devam edeceğine ilişkin bir karar verilmediğinden bu tedbir nafakası karar kesinleşinceye kadar hüküm ifade eder.Bu sebeple takip konusu yapılan tedbir nafakası ile ilgili olarak ilamın kesinleşme tarihi göz önüne alınıp gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak eş için istenen tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde sona ereceği dikkate alınmak sureti ile istenebilecek miktar tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu