DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından; boşanma davasının reddi ve nafaka davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle nafaka davalarında reddedilen miktar üzerinden karşı taraf lehine vekalet ücreti verilemeyeceğinin (Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md. 9/2) tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2014...
Mahkemece TMK 166/3.md.gereğince tarafların boşanmalarına,karşılıklı nafaka-maddi ve manevi tazminat-eşya alacağı ve ziynet talepleri bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına,sunulan protokol aynen hüküm kısmında belirtilerek bu protokolün onaylanmasına"karar verilmiş,karara karşı davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle"...protokolde kendisi için nafakanın İzmir Mahkemeleri tarafından belirlenmesinin yer aldığını,buna rağmen hem bu protokolün onaylanmasına hem de nafaka istemediğine ilişkin hükümde çelişki bulunduğunu,duruşmadaki beyanının matbu olarak yeraldığını,nafaka hususunun açıklattırılması ve buna göre karar verilmesi gerektiğini,kararın kaldırılmasını"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE: Dava anlaşmalı boşanma talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasının 2011 yılında açıldığı, mahkemece tarafların hukuki durumlarının ve nafaka taleplerinin de 2011 yılında davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirileceği, boşanma davası tarihi ile iş bu dava tarihi arasında yaklaşık dört yıl gibi bir süre geçtiği ve buna göre davacının dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre davanın kısmen kabulüne ve davacı için ... 1....
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün 2. bentte belirtilen nedenle boşanma dosyası yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan nafaka dosyası yönünden 1. .bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2006...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen kendi tazminat ve nafaka talepleri ile velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Asıl dava yoksulluk nafakasının artırılmasına, birleşen dava ise bu nafakanın kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece boşanma kararındaki anlaşma protokolu gereğince nafakanın şartlı verildiği belirtilerek asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Tarafların boşanma davası dosyasındaki 28.03.2007 tarihli protokol hükümleri ile 05.04.2007 tarihli boşanma kararı okunup irdelendiğinde; davacının yeniden evlenmesine kadar davalının nafaka ile yükümlendiği anlaşılmaktadır....
Karşıyaka 2.Aile Mahkemesinin 2006/530-1172 karar sayılı dosyasında davacı ... boşanma talep etmiş, davalı-karşı davacı ... ... de boşanma ve nafaka talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı koca kusurlu bulunarak asıl (boşanma) davası reddedilerek, karşı davanın kabulü ile MK.166/1.maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 1993 doğumlu ortak çocuk ...'in velayetinin davalı anneye verilmesine ve 350 TL tedbir nafakası tahsiline, davalı kadının geliri olduğundan nafaka talebinin reddine, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davacı (karşı davalı) kocadan tahsiline karar verilmiş; hüküm tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, maddi tazminat yönünden 31.10.2007 tarihinde bozulmuş, derdest olup, diğer yönlerden onanmıştır. Bu davanın yargılaması sırasında Kanada Ontario Mahkemesinin nafaka kararı öne sürülmüş, mahkemece incelerek ve değerlendirilerek karar verilmiştir....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/350 Esas ve 2009/124 Karar sayılı ve 12.03.2009 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 09.06.2010 günü kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 24.11.2014 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası ile yardım nafakası davası, boşanma davası ile aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, 4721 sayılı TMK'nun 365/6.maddesine göre yardım nafakasına dair davalarda yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir....
Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Yargıtay'ın son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, bu ödemeler ahlaki vazifenin yerine getirilmesi kapsamında olup nafakaya mahsup edilemez....