nüfusta kayden sağ görünmelerine ve davada davacı sıfatıyla yer almamış olmalarına nazaran bu kişiler hakkındaki istemin sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. 3-Keza nüfusta kayden ölü görünen tapu maliklerinden ... ile ...'nin aile nüfus kayıt tablolarının veya veraset ilamlarının getirtilerek öncelikle davacılar ile irsiyet bağının saptanması, irsiyet bağının var olduğu anlaşıldığı takdirde toplanan deliller çerçevesinde davanın esası hakkında hüküm kurulması, irsiyet bağının saptanmaması halinde sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir. 4- Keza ibraz edilen veraset ilamına göre davacı ... ...'in murisi olduğu anlaşılan ... ... ile tapu maliki ... ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : NÜFUSTA İSMİN DÜZELTİLMESİ KARAR : İzmir 20....
kayıtlı iken bu defa sanık tarafından Nüfus Müdürlüğüne yapılan beyan uyarınca ismi, doğum tarihi ve anne adının değiştirilmesi sureti ile yeniden kaydettirmekten ibaret eylemin, TCK'nun 231.maddesindeki "çocuğun soybağını değiştirme" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde 5490 sayılı Yasaya muhalefet suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı CMK'nun 302/2. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacılar istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece küçüğün isim hanesinden Baki isminin çıkarılması hususunda yeterli neden olmadığı kabul edilse de davamızın kabulü için yeterli gerekçe oluşmuş olup, iddialarının sübut bulduğunu, duruşmada dinlenen tanık Mustafa Emin Yaman'ın beyanında "Ben çocuğun adını Muhammed Baki olarak bilirim ama daha ziyade Muhammed olarak tek isim olarak kullanılır. Benim yanımda Muhammed olarak kullanıldığını duydum." denilmekle küçüğün Baki adını kullanmadığı ortaya konulduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davayı önce soy adı değişikliği olarak açtıklarını, ıslahla adı ve soyadı değişikliği talep edildiğini, haklı nedenlere dayanılarak dava açıldığını, davacının aile fertleri ile görüşmediğini, red kararının yerinde olmadığını, davacının haklı nedenleri bulunduğunu, yaşadığı olayların husumet derecesine dönüştüğünü, şu an ki adını ve soyadını kullanırken ruhsal bunalıma girdiğini, isim ve soy isim değişikliği hakkının tanınması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta ad ve soyad değişikliği istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Davacının nüfus kayıtlarının incelenmesinde; Davacının Hasan KASAP isim ve soyismi ile nüfusa kayıtlı iken, Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/362 esas, 2018/554 karar sayılı ilamı ile isim ve soyismini Ferhat Hasan GÖKALPDOĞAN olarak tashih ettirdiği; daha sonra Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/457 Esas, 2019/519 Karar sayılı ilamı ile ismini ve soy ismini T1 olarak tahsis ettirdiği, verilen kararı 13/02/2020 tarihinde kesinleştiği, davacının eldeki davayı ise bu kararın kesinleşmesinden sonra 09/12/2021 tarihinde açtığı, davacının isim ve soy isim tashihini gerektirir haklı nedenlerin varlığını ispat edemediği, bu nedenle ilk derece mahkemesince davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığının kabulü gerekmiştir....
Aile Mahkemesi tarafından ise, nüfusta anne/baba adının düzeltilmesi davalarında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından; davalı ...'ın, doğum bildirim formu düzenleyerek davalı ...'nın çocuğu olan ...'ı, resmi nikahlı eşi ... ile müşterek çocukları olarak nüfusa tescil ettirdiği, davalılar hakkında resmî belgede sahtecilik ve çocuğun soybağını değiştirme suçlarından açılan dava sonucu, davalıların çocuğun soy bağını değiştirme suçundan ayrı ayrı, davalı A..'in ise ayrıca nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca, ...'ın nüfus kaydındaki ana baba adının iptali ile annesi ... adına nüfusa kayıt edilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır....
de bu evlilik birliğinde doğan çocukları olarak nüfusta kayıtlıdır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Somut olayda davacı kadının evlenmekle kocası ...'ün soyadını almış olup, evlilik birliği sürdükçe ve kocası soyadını değiştirmiş olmadıkça kadın kocasının bu soyadını taşımak durumundadır. Saptanan bu durum karşısında davacının kendiliğinden evlenmekle aldığı soyadını değiştirme hakkı bulunmadığından mahkemece davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir....