un nüfusta "... oğlu ..." olarak kayıtlı olduğunu ileri sürerek tapu kaydındaki isminin düzeltilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Sulh Hukuk Mahkemesi, “…dava tapu sicilinde yanlış yazılan isim, soy isim, baba adı cinsiyet gibi bilgilerin düzeltilmesine yönelik olmayıp, tapu kaydındaki bir kısım maliklerin isminin tapu sicilinden çıkartılması talebine yönelik olduğu, bu haliyle çekişmesiz yargı işi sayılamayacağı” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir (HMK md.22/2). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. Maddesinde "Asliye Hukuk Mahkemelerinin", aynı yasanın 4. Maddesinde ise "Sulh Hukuk Mahkemelerinin" görev alanı belirlenmiştir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değildir (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16790 Esas ve 2018/9473 Karar)....
Bu nedenle, Mahkemece, kaydı düzeltilmesi istenen maliklerin nüfusta kayıtlı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacılara iadesine,...
Mahkemece, davacının murisi annesi nüfusta "... ... kızı ... " şeklinde kayıtlı olup davacının babası ... ile resmi nikahı olmadan soyisminin değiştirilemeyeceği, ayrıca "... kızı ... " isimli nüfus kaydı bulunup davacının murisinin baba adının "... ..." olarak değiştirilmesi talebi yerinde görülmediği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi uyarınca açılan tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bir başka ifade ile tapuda isim düzeltilmesi davasında amaç tapu kaydındaki yanlış ve eksik bilgilerin nüfus kaydına uygun hale getirilmesidir....
Davacı isim değişiklik talebine haklı neden olarak ailesi ile arasındaki kırgınlık nedeni ile ailesi tarafından verilen ismi ve ailesinin soyadını kullanmak istemediğini beyan etmiştir. Davacı dilekçesinde tanık deliline dayanmış isede tanık isim listesi vermemiş, davacının almak istediği isim ve soy ismi kullandığına ilişkinde dosyaya delil sunmamıştır. Davacının ailesi ile kırgın olması isim ve soy isim değişiklik talebine haklı neden oluşturmamaktadır. Bu nedenle İlk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yönü bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1).b.1 maddesi gereğince incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı istinaf başvurusunun esastan reddine, kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İlk Derece Mahkemesinin Kararının Özeti: İlk Derece Mahkemesince; Davacı velilerin çocuklarının isim değişikliğinde haklı bir nedene dayanmadıkları anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacılar istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İddialarını yinelemiş, Çocuğun menfaati açısından kısa isim olması gerektiğini,Uzun ismin Resmi evrak ve yazışmalarda zorluk ve karışıklık yaratacağı gerekçeleriyle Kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, yaşı küçük çocuğun isim tashih talebine ilişkindir. 4721 sayılı TMK’nın 27. maddesinde; “Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez....
Düzenlemeye göre, cinsiyetini ve buna bağlı olarak ismini değiştirmek isteyen kimsenin; öncelikle mahkemeden cinsiyet değişikliğine izin verilmesini talep etmesi, bu izne bağlı olarak cinsiyet değiştirme ameliyatını gerçekleştirmesi ve bu durumu resmi sağlık kurulu raporu ile doğrulaması gerekmekte olup, ancak bu aşamadan sonra nüfus kayıtlarında düzeltme talep edebileceği açıktır. Dosyanın incelenmesinden, mahkemece 30.11.2017 tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına ve davacının isim talebi yönünden davanın tefrikine karar verildiği, aynı celse dava kabul edilerek davacı ...'ın "kadın" olan cinsiyetinin "erkek" olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
Buna gore, bir kimsenin nüfusta yazılı adının ve soyadının değiştirilebilmesi için, haklı nedenlerin varlığının kanıtlanması gerekecektir. Temel ilke olarak bu koşulun gerçekleşmesi durumunda mahkemece adın ve soyadın değiştirilmesine karar verilecektir....
Maddesi B bendi uyarınca Cumhurbaşkanının 05.01.2021 tarihli ve 3393 sayılı kararı ile Türk Vatandaşlığı kazandığını, Türk Vatandaşlığına geçtikten sonra isim ve soy isminin değiştiğini, davacıların İran ve BAE gidiş gelişlerinde sınır kapılarında ve hava alanlarında İran ve Türk pasaportlarındaki isim ve soy isimlerindeki değişikliklerden ötürü devlet görevlilerinin sorgulayan sorularına maruz kaldıklarını, mağdur olduklarını, bu nedenle müvekkillerin nüfus kaydında geçerli olan T3 olarak görülen isim ve soy ismin, “Seyed Hesam Mırhejazı” olarak değiştirilmesini, “ T2 olarak görülen “ Sadaf Denghan Darehshırı” şeklinde değiştirilmesini, aynı zamanda ebeveynleri oldukları nüfus kayıtlarında “ T1 “ isim ve soy ismin, “ Seyed Arman Mır Hejazı” olarak iran pasaportlarıyla uyumlu olacak şekilde değiştirilmesine, isim değişikliği talepleri saklı kalmak kaydıyla, soyadı birliği olması açısından mahkeme aksi kanaatte ise eş ve çocukların soyadının "Mırhejazı" olarak değiştirilmesine karar...
Davacının murisi .’ nüfusta kayıtlı olmadığına göre tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün değildir. Diğer bir değişle bağlantı ve dayanak oluşturacak bir nüfus kaydı yoktur. Bu durumda hak sahibi olduğunu iddia eden kişinin tapu malikinin murisi olduğunun tespitini isteyebileceği, tapuda isim düzeltilmesi yolu ile sorunun çözülemeyeceği düşünülmeden, davanın reddi yerine yargılamaya devamla tapuda murisin nüfus bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle karar bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 5.4.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....