Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Benzer nitelikte İstanbul BAM 1 HD 2021/1997 E 2021/1526 K sayılı kararında davacının Abdullah Yaşa olan isiminin Apollan Yascha olarak değiştirilmesi talebi; "3.11.1928 tarihinde yürürlüğe giren 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun hükümleri uyarınca davacının, ad ve soyadının Türkçe okunduğu şekilde nüfus kütüğüne kayıt edilmesi zorunlu bulunmaktadır. Bilindiği üzere; 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır." gerekçeleri ile reddedilmiştir....

Yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalarda, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin dilekçeye eklenmesi zorunludur (5718 s.MÖHUK m.53/1). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun, yabancı mahkeme kararlarının tanınmasında da aranan "Tenfiz Şartları" başlıklı 54. maddesinde ise a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması. b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması. c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması. ç) O yer kanunları...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/06/2021 tarih ve 2021/315 Esas sayılı Ek Kararı ile; ".... dosyanın tetkikinde; aleyhine ihtiyati haciz verilen davalı tarafından ihtiyati haczin dayandığı sebeplere yönelik yapılan itirazda; yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfiz işlemi yapılmadan icra edilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, davacı tarafça tanıma ve tenfizi talep edilen yabancı hakem kararının apostilli aslının dosyamıza sunulduğu, söz konusu kararın kesinleşmiş olduğu, her ne kadar yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizi yapılmadan Türkiye'de icrası mümkün değil ise de, ihtiyati haciz kararının bir icra işlemi olmadığı, yine ihtiyati haczi tamamlayan işlerin yerine getirilip getirilmemesi gibi hususların da ihtiyati haciz kararı verilmesine engel oluşturmadığı, ihtiyati haciz kararının geçici bir hukuki koruma olduğu, verildiği ülke kanunlarına göre kesinleşmiş durumda bulunan hakem kararı ile alacağın muaccel hale gelmiş olduğu ve davacının davalıdan...

    (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır....

    Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki 5718 sayılı Kanunun 59.maddesinde; “Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder” denilmektedir. Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de hukuki sonuç doğurabilmesi için 5718 sayılı Kanunun 52 ve devamı maddeleri gereğince tenfizi için Türk Mahkemelerince tanınması ve tenfizi zorunludur. Yukarıda da açıklandığı gibi, Türk Mahkemesince, yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiş, tanıma (tenfiz) kararı 21.03.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı Türk vatandaşlığından izinle çıkmış ise de, taşınmaz Türkiye'de bulunduğundan 5718 sayılı Kanunun (MÖHUK'un) 15/2, 21, 41 HUMK.nun 13 ve 16. maddeleri gereğince davaya bakmaya Türk Mahkemeleri görevli ve yetkili olup, Türk hukuku uygulanır. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28. maddesi uyarınca davacı doğumla Türk Vatandaşı olup, (.....) tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam eder....

      C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 29.01.2019 tarihli 348302 FZ RK 19-173 dosya numaralı ve 7.02.2019 kesinleşme tarihli yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları ve yabancı mahkeme kararının Kayseri 5. Aile Mahkemesinin 2021/72 Esas ve 2021/436 Karar sayılı dosyası üzerinden tanınmasına ve tenfizine karar verildiği, dolayısıyla yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfiziyle birlikte tarafların zaten boşanmış durumda oldukları gerekçesi ile davacının boşanma talebi hakkında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kayseri 5....

        Maddesinde “Türk vatandaşlığını sonradan kazanmış olanlar da vatandaşlığı kazandıkları tarihten itibaren nüfus kütüğüne geçirilir.” ve aynı Kanunun “Kayıt düzeltilmesi” başlıklı 35/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 69. maddesine dayalı olarak çıkartılan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 80. maddesinde de maddî hataların düzeltilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Öte yandan 6100 sayılı HMK’nin “Dava Şartları” başlıklı 114/1- b bendinde “Yargı yolunun caiz olması” dava şartları arasında sayılmış, aynı Kanun’un “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115/1. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır....

        Nüfus kütükleri resmi sicillerdir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların değiştirilmesi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi anlaşılır. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne tescil edilmiş, kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

        Tanıma; yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm kuvvetinin diğer ülkelerde kabul edilmesidir. Bu şekilde bir ülkede alınan mahkeme kararı, ülkedeki etkisini bir başka ülkede de gösterebilecektir. Bu, kararın kesin hüküm etkisinin başvurulan devlet ülkesine de genişlemesi anlamını taşır.Yabancı bir kararın tanınması denilince akla, milletlerarası hukuk usulünde genel olarak bu kararın, kararın verildiği ülkede meydana getirdiği sonuçların diğer devlette de geçerli olması gelir, örneğin, kesin hüküm başka bir devlette aynı konudaki bir davada defi olarak ileri sürülebilir. Bu nedenle, tamına, karar sonuçlarının genişletilmesi şeklinde tanımlanabilir( Dr.Işıl Özbakan, Türk Hukukunda Yabancı Mahkeme Kararlarının tanınması ve tenfizi, Ankara 1987, syf 18 )....

          Yabancı mahkemenin davada kullandığı dava usulü de Türk kamu düzeninin müdahalesini gerektiren bir usul değildir. Türk tenfiz hukuku yabancı mahkeme kararlarının taşıdığı hükümlerin açıkça Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceği konusu ile ilgilenir. Bu kapsamda yabancı mahkeme kararlarının alınış sürecindeki usul tenfiz hâkimi tarafından incelenip nazara alınamaz. Tenfiz hakimine kararın gerekçesini incelemek ve dikkate almak görevi ve yetkisi dahi verilmemiştir Tenfiz şartları bu kuralların nasıl ve hangi ölçüde tenfizi engelleyeceğini ayrı ayrı göstermiştir....

            UYAP Entegrasyonu