Bu nedenle davaya nüfus kayıt iptali olarak bakılarak tüm deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Ölü olduğunun tespitine karar verilen kişinin ölüm tarihinin de belirlenerek nüfusa tesciline karar verilmesi gerekirken sadece ölü olduğunun tespiti ile yetinilmesi de yerinde değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ölü olduğu iddia edilenin, nüfus kayıt bilgilerine göre yerleşim yeri adresi bulunmamakta, Karatay Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğünden gelen 25/06/2021 tarihli müzekkere cevabı ekindeki belgede ölüm yeri olarak "Konya Merkez" gösterilmektedir. Öldüğü iddia edilen Fatma Küçükgönen'in Konya'ya yerleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ölü olduğunun tespiti istemli olarak açılan davada yetkili mahkemenin, kesin yetkili mahkeme olan Konya Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :YUKARIDA AÇIKLANAN GEREKÇELERLE 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Karşıyaka 2....
İlçesi nüfusunda sağ,. köyü nüfusunda ölü gözüktükleri ancak sağ oldukları tespit edildiğinden kaydın düzeltilerek.'daki mükerrer kaydın iptal edilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ..., . ve.'ın sağ olduğunun tespitine, ölüm kayıtları kaldırılarak. İlçesindeki kayıtlarının iptaline, Ümmühan ve ... için açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davalılar, ..., . ve ...'ın ölü olarak görünen nüfus kayıtlarının sağ olarak düzeltilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak; 1-Davalı ...'ın mükerrer kaydının iptali yönünde bir istemi olmadığı dikkate alınarak ona yönelik davanın reddi gerekirken mükerrer kayıt iptaline karar verilmesi, 2-. İlçesi. köyü.5, .1' de kayıtlı İmhan ile . İlçesi. Köyü ., . de kayıtlı .'...
İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Nüfus kaydı, tanık beyanları, İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: SKavak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/187 esas, 2020/127 karar sayılı kararında: Davacının, halası Mevlüde Eş'in gerçekte ölmüş olmasına karşın nüfus kayıtlarında hala sağ gözüktüğünü, bu nedenle halasının ölü olduğunun tespitini talep ettiği, mahkememizce yapılan araştırmada böyle bir kişinin yaşadığının yahut ölü olduğunun yapılan kolluk araştırması ve gelen müzekkere cevaplarından anlaşılamadığı, ölü olduğunun tespiti istenen kişinin öldüğünün, öldüğü gün ay ve yıl olarak şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespitinin zorunlu olmasına karşın gerek mahkememizce yaptırılan araştırmada gerekse davacı yanca Mevlüde Eş'in ölü olduğunun şüpheye yer kalmayacak şekilde tespit edilemediği anlaşılmakla; -Davanın REDDİNE, karar verilmiştir....
Davacı tarafından mirasçılardan... n ölü oldukları mirasçı olarak eş ya da alt soylarının bulunmadığı öne sürülmekte ise de nüfus kayıtlarının incelenmesinden Bedros oğlu ... ın kayden sağ olarak göründüğü,... ve ... ın kaydının kapalı olduğu ancak neden kapalı olduğunun Nüfus Müdürlüğün'den sorulmadığı için bilinemediği, ...... ın ise Bakanlar kurulu kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verildiği için 2001 yılında vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı düzenlenmiştir....
a çıkartılan tebligatlar ölü olduğundan bahisle bila tebliğ iade edilmiş ise de nüfus kaydında sağ olarak gözükmektedir. Adı geçen kişinin sağ olup olmadığının araştırılması, ölmüş ise nüfus kaydına işlenmesinin temini ve bundan sonra tüm mirasçılarına hükmün tebliği, sağ olduğunun anlaşılması halinde adı geçene hükmün yöntemince tebliği ve temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen kişinin ölüm tarihinin tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen 1880 doğumlu ....'nin 1921 den evvel bekar öldüğünün tespiti ile ölümün nüfusa tescilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, ... isimli şahsın 15.11.2005 tarihinde öldüğünün tespiti ile nüfus sicilindeki ölüm tarihinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, Ağır Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinde, bu kişinin sağlığında düzenlediği vekaletnameyle oğlu .... ölü kişinin 65 yaş aylığını bankadan alarak kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmaktan kamu davasının bulunduğu görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 70/1. maddesine göre, Cumhuriyet savcısının açacağı veya taraf olarak yer alacağı hukuk davalarının kanunda açıkça gösterilmiş bulunması zorunludur. Türk Medeni Kanununa göre, bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır....
Buna göre mahkemece dava tarihinde sağ olan kişilerin kendileri tarafından açılan bir dava bulunmadığı ve davalıların kayden ölü görünen maliklerle aralarındaki irsiyet bağının kanıtlanamadığı göz önünde tutularak gerek sağ olan ve davada yer almayan malikler ve gerekse davacılarla aralarında irsi bağlantısı kanıtlanmayan ölü malikler hakkında açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. II-Ayrıca, tapu maliklerinden ... ...’nin baba adı nüfusta ... olduğu halde tapuya Hacı ... olarak yazılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir. III-Davalı vekilinin yukarıdaki iki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
olan Kamile Çobanoğlu'nun soy isminden geldiğini, Kamile Çobanoğlu'nun, Haydar Sümer ile imam nikahlı olarak bir yaşam sürdürdüğünü, müvekkilinin annesi dünyaya geldiğinde hem annesi tarafından Şule Çobanoğlu ismiyle nüfusa kaydettirildiğini, hemde babası Haydar Sümer tarafından Şule Sümer olarak nüfusa kaydettirildiğini, Kamile Çobanoğlu ile Haydar Sümer'in resmiyette nikahları olmamasıyla iş bu karışıklığın ortaya çıktığını, Şule Çobanoğlu isimli kişinin, hala sağ ve bekar olarak göründüğünü, Şule Sümer isimli kişinin ise nüfus kaydında 22.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, Şule Çobanoğlu adına kayıtlı bir işlem tesis edilmediği gibi Şule Çobanoğlu isminde kayıt edilen kişinin adına hayatı boyunca herhangi bir işlem gözükmediğini beyanla davaya konu olan müvekkilinin annesinin evlenmeden önceki soyismi ile kayıtlı olduğu Şule Sümer (Şule Gündoğan) ile Şule Çobanoğlu'nun aynı kişiler olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....