Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ismini kullanarak yaptığını, Nüfus müdürlüğünün kendiliğinden Halime ismini ... olarak düzelttiğinden bahisle değişikliğe kadar kullandığ.... adını kullanması ve nüfus kaydının buna göre düzeltilmesi istemine ilişkin talebi ismin değiştirilmesi değil, nüfus müdürlüğünün yaptığı işlemin yani ismin düzeltilmesidir.Bu nedenle 5490 Sayılı Kanunun 36/1-a-b maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 10.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, nüfus kayıtlarında yaş tashih talebine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre bu tür davalarda doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Ancak, 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün değildir. Düzeltilen doğum tarihi ile daha önce kütüğe geçirilmiş aynı ana bir kardeşlerden birinin doğum tarihi arasında yüzseksen günden daha az bir zaman olamaz(NHKUY.m. 33/1- a), bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün değildir....

    İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının nüfus kaydında doğum tarihinin 22/09/1970 olarak yazıldığını, gerçekte doğum tarihinin 1966 olup, ailesinin nüfusa çok geç yazdırdığını, yaşının düzeltilmesinde hukuki yarar olduğunu ileri sürerek nüfustaki 22/09/1970 olan doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak üzere 22/09/1966 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkememizce davacının hastaneye sevk edilerek kemik yaşının tespitinin talep edildiği, aile nüfus kaydı, doğum tutanağı ve eklerini ile okul kayıtlarının celbedilerek dosyamız arasına alındığı, Sarıkaya İlçe Nüfus Müdürlüğünün 02/02/2021 tarihli cevabı yazısının ekindeki doğum tutanağına göre davacının 22/09/1970 tarihinde nüfusa 22/09/1970 doğumlu olarak tescil edildiği, Sarıkaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabı yazısına göre davacının okul kaydının olmadığı, 28/01/2021 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre ise davacının tam kemik yaşının...

    un nüfus kütüğünde 1993 olan doğum tarihinin 10.09.1991 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde ...'un kayden 15.03.1993 olan doğum tarihinin 10.9.1990 olarak düzeltilmesi istenilmiş; yargılama sırasında adı geçenin doğum tarihinin 15.9.1991 olarak değiştirilmesi isteminde bulunulmuştur. 1-Doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'un Kastamonu Devlet Hastanesinden alınan 30.03.2007 günlü sağlık kurulu raporunda kemik ve fiziki gelişimine göre yaşının 17 olduğu, kayden 15.09.1990 doğumlu kardeşi ...'un aynı günlü sağlık kurulu raporunda 18 yaşında bulunduğu, böylece iki kardeşin ikiz olmadıkları saptanmıştır....

      "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kez açılabileceğine" ilişkin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36'ncı maddesinin (1.) fıkrasının (b) bendinin ilk cümlesinde yer alan hüküm, Anayasa Mahkemesi tarafından 30.3.2012 tarihli 34-48 sayılı kararla iptal edildiğinden (R.G. 6.10.2012 tarih ve 28433 sayı), ikinci bir dava açılmasının önündeki yasal engel de ortadan kalkmıştır. Emniyetteki "suç" kaydı da, değişen isim üzerinden takip mümkün olduğundan, ismin değiştirilmesine engel teşkil etmez. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 27'nci mddesinde yer alan "haklı sebeplerin" varlığı kanıtlanmıştır. Bu hakkı sınırlandıran ve müdahaleyi haklı kılan yasal bir sebep de somut olayda bulunmamaktadır. O halde, davanın kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır....

        , ancak nüfus kayıtlarında isminin Behçet olarak geçtiği ve doğum tarihinin de 1962 olarak yazıldığını, asıl doğum tarihinin 1956 olduğunu, okula gittiğinde emsallerinden çok büyük yaşta olduğunu, dava dilekçesinin kabulüne delillerinin toplanmasına, sağlık kurulu raporu için uygun görülecek hastaneye sevkinin yapılmasına doğum tarihinin 02/02/1956 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        nin baba adı ile doğum tarihinin, ....'nin ise adı ile baba adının yanlış yazıldığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle ad ve baba adı düzeltme talebinin kabulüne, doğum tarihi düzeltimine dair talebin ise tapu kaydında bulunması zorunlu bilgilerden olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının nüfus kaydında "..." olan isminin "..." olarak değiştirilmesi ayrıca doğum tarihinin ve doğum yerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, nüfus kayıtları düzeltilmesi davalarında nüfus kaydı düzeltilecek olanın yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise Nüfus Kanununun 36. maddesinde belirtilen ilgilinin oturduğu yer mahkemesinin kesin ve kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı olmadığı, tarafların her hangi bir yetki itirazında da bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

            Dava, nüfus kayıtlarının değiştirilmesi iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin 1/c bendi de tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....

            ve ... ... kızı olarak nüfusa kayıtlı olduğu halde ayrıca ...'nin ... ile yaptığı evlilik sonrası ... Köyü 33 hanedeki kütüğünde 01.07.1919 doğumlu olarak yine ... ve ... kızı ... olarak tescil edildiğini, bu kaydın geçerli kabul edilerek ... beldesi Hane 18 deki kaydının iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemece davanın kabulü ile 1.7.1921 doğum tarihli ... ...'in kaydının iptaline, 1.7.1919 doğumlu ... ile 1.7.1921 doğumlu ... ...'in aynı şahıslar olduğunun tespitine karar verilmiştir. Oysa; 1-Davacının kalmasını istediği ... ve iptalini istediği ... Köyündeki nüfus kayıtlarındaki kardeşlerinin ve mirasçılarının yöntemince davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa uyulmaması, Kabule göre de; 2-Kapalı nüfus kaydı üzerinde bir işlem yapılamayacağından, davacının iptaline karar verilen Edirne ... ... Köyü Cilt 5 Hane 29 daki kaydın evlenmekle gittisi olan ......

              UYAP Entegrasyonu