Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bor İlçe Nüfus Müdürlüğü, Hacı İbrahim kızı Hafiza Okçu adında bir adet, İbrahim kızı Hafize kaydında bir adet kişi kaydına rastlanıldığını bildirmiş, buna ilişkin nüfus kayıt örneklerini göndermiştir. İncelenmesinde kimlik numaralı Hafize'nin baba isminin Hacı İbrahim, eşinin isminin Mehmet olduğu görülmüştür. Ancak 4 kimlik numaralı 1894 doğumlu bir Hafize kaydı daha gönderilmiş olup bu Hafize'nin baba adı İbrahim, eşinin adı Osman, soy ismi Sürmelidir. Bu kişi 1894 doğum tarihli ve 1988 tarihinde vefat etmiş olup kadastro tespiti 1966 tarihinde yapıldığında malik İbrahim kızı Hafıza'nın ölü olduğu yazılmıştır. Bu nedenle tapu kaydında 1988 tarihinde vefat eden kadastro tarihinde sağ olan kişinin ölü olduğu yazılarak belirtilmesi mümkün değildir. Kaldı ki tapu kaydı ve dayanaklarında malik Hafize'nin eşlerinin isimleri de davacının murisi ile uyumludur. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile tapu malikinin tapuda yazılı eş bilgileri davacının iddiasını doğrulamaktadır....

Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; davacı, kardeşi ...'ın 1971 yılında vefat ettiğini kardeşinin "ölü" kaydının kendi nüfus kaydına yazıldığını, Kayseri Asliye Hukuk mahkemesinin 1980/645 E 1980/437 K sayılı kararı ile kendisinin sağ olduğunun tespiti ve nüfus kaydındaki "ölü" ibaresinin iptaline karar verildiğini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “... oğlu ...” şeklindeki kimlik bilgilerinin “ ... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın edinilmesine ilişkin 10.02.1975 tarihli resmi senet incelendiğinde taşınmazın ...'...

    in aslında ... oğlu ... olduğunun tespit edildiği, ...'in nüfus kayıtlarına ulaşıldığı ve mirasçılarının bulunduğu tespit edilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırmayla komisyon kararında adı geçenin nüfus kaydındaki kişi olup-olmadığı duraksamaya yer vermeksizin belirlenememiştir. Şöyle ki, kayyım atanılması istenen ... oğlu ...'in adı, kadastro komisyon tutanağında ve tapu kayıtlarında ... iken nüfus kayıtarında ...'tir. Bu durumda, komisyon tutanağındaki kişi ile nüfus kaydındaki kişinin aynı kişi olup olmadığı hususunda duraksama oluşmuş olup ...'e kayyım atanması talebinin kabulü gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      kızı ... ’ın mirasçısı ve oğlu olduğu belirtilen ... oğlu ... tarafından Av. ... ’a verilen 25.04.1961 tarihli vekaletname bulunduğu, ancak sonrasında 18.12.1986 tarihinde ... ’ın kendisine bozma öncesi 1971/91 Esas sayılı karar tebliği yapıldığı ve dosya içerisinde nüfus kaydının bulunmadığı anlaşılmakla; 25.04.1961 tarihli vekaletnamede yer alan ...’a ilişkin bilgiler de dikkate alınarak ... ’ın nüfus bilgilerinin etraflıca araştırılması, şayet sağ ise kendisine ölü ise tespit edilecek mirasçılarına kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi; 3. Karar başlığında davalı ... oğlu ... ismiyle yer alan kişinin aslında Ali oğlu ......

        nun nüfus kaydı getirtilerek sağölüolduğunun tespiti yapıldıktan sonra sağ ise davalıya, ölü ise mirasçılarına gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Kişinin kimlik bilgisinin ve Ölü Olduğunun Tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekili tarafından müvekkilinin kök murisi Mulla Mehmet Cömert'in açık kimlik bilgilerinin, öldüğünün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarına tescil edilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın reddine yönelik karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı dosyada mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, nüfus müdürlüğünün 27/02/2018 gün ve 305 sayılı cevabı yazısından T4 24/11/1925 tarihinde nüfusa yersel yazım ile tescil edildiğinin tespit edildiği, T4 babası Mulla Mehmet'in nüfusta kaydının olmadığı ve ölü Mulla Mehmet olarak yazıldığının tespit edildiği, yersel yazımda ölü olanlar nüfusa tekrar yazılmadığından Mulla Mehmet'e ait nüfus kayıt örneğinin gönderilemediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır....

          İ.. ile tapu malikleri arasındaki Hukuki ilişkiyi gösterir aile nüfus kayıt örnekleri ve veraset ilamları dosya arasına alındıktan, 4) Tapu maliki olarak görünen Penhan İrtürk'ün sağ ise aile nüfus kayıt örneği, ölü ise veraset ilamı dosya arasına alındıktan, 5) Tapu malikleri Nazan, Sümbül, Yakup ve Ahmet'in tapu kaydında soyadları yazılı olmadığından bu kişiler ile davalılar N.. Y.., S.. A.., Y.. İ.. ve A.. İ.. arasındaki bağlantıyı sağlayacak var ise tapuda isim tahsisine ilişkin mahkeme ilamı dosya arasına alındıktan, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mal Memurlarının kayyım tayin edilmesi hakkında kanun uyarınca davalılara kayyım atanması için taraflarına yetki verildiğini, daha öncesinde yapılan araştırmalarda kişilerin Tapu ve Nüfus Müdürlüklerinde yeterli bilgisine ulaşılamadığı, ölü veya sağ olup olmadığı konusunda da araştırmaların sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle adı geçen davalıların veya varsa mirasçıların haklarının korunması için 3561 sayılı yasa uyarınca Mal Müdürlüğünün kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

            O halde, yukarıda açıklanan şekilde dava, bir kısım talepler yönünden nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması ve bir kısım talepler yönünden de soybağını ilgilendirir mahiyette ise nihai talebi bir bütün oluşturan ve biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendiren uyuşmazlığın, bütün olarak özel yetkili aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Somut olaya gelince; davacı vekili müvekkili ...'nın ....'nın kızı ve nüfus kaydında ... olarak görünen kişinin torunu olduğunu, ... ile ...'nin aynı kişiler olduğunu, ...'in 403 sayılı Kanunun 1. maddesine göre vatandaşlığa kabul edildiğini, müvekkilinin babasının Türkiye'de doğduğu fakat nüfusa kaydedilmeden babası ile birlikte Suriye'ye gittiğini ve orada nüfusa yazıldığını belirterek müvekkilinin murisi olan ...'le olan soybağlarının tespitine, müvekkilinin murisi olan ...'in ölüm araştırmasının var ise ölüm araştırmasının kaldırılmasına, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine, ölü ise ölüm tarihinin nüfusa işlenmesine, oğlu ...'...

              dosyada mevcut nüfus kaydında sağ görünüyor ise de ölü olduğundan bahisle hükmün kendisine tebliğ edilemediği dosya içeriğiyle anlaşılmaktadır. İlgiliye ait nüfus kaydı getirtilerek sağ mı, ölüolduğunun belirlenmesi, sağ ise aleyhindeki mahkeme hükmünün 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun şekilde tebliği, temyiz süresinin beklenilmesi, ölü ise tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kayıt tablosunun ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmesi; 2-Davalı... mirasçıları ..,....,....,....,....,...,....,....,’e aleyhlerindeki mahkeme hükmünün tebliğini içeren belgeler dosyada bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu