vd.vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Miras bırakan Şerif Özen’in mirasçılık belgesine esas olacak ve eşi Naime Özen’in ölüm tarihini gösterecek şekilde aile nüfus kaydının merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki davadan dolayı Bodrum 2.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 23.12.2009 gün ve 12-402 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Miras bırakan ...’ın mirasçılarını ve eşinin ölüm tarihini gösterir şekilde aile nüfus kaydının merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, yine miras bırakan ...’ın miras taksimi suretiyle edindiği 370 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların mirasçılarına veya üçüncü kişilere temlikine dair tüm akit tabloları ile anılan 370 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların son durum mülkiyet bilgilerini içerir şekilde çap(tapu) kayıtlarının merciinden temini ile evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a ait nüfus kaydının açıklamalar bölümünde "5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 33. maddesi uyarınca adı geçen hakkında ölüm araştırılması yapılmaktadır, araştırma sonuçlanıncaya kadar bu kayıt üzerinde işlem yapılamaz ve bu açıklama ölümün hukuki sonuçlarını doğurmaz" şeklinde açıklama mevcut ise de davacı tarafından aynı kişiye ait olduğu ileri sürülen ... ili, ... ilçesi, ...: ..., Hane: ...'de kayıttaki ... ve ... kızı 01.07.1901 doğumlu ... isimli bir şahsın yaşadığı ve 25.01.1967 tarihinde öldüğü belirtildiğinden yukarıda belirtilen her iki nüfus kaydı da yazı ekinde gönderilerek ... bu iki kaydın evveliyat kayıtları çıkartılmak suretiyle aynı kişiye ait olup olmadığının sorulmalıdır. 2-Ayrıca davacının murisi olduğunu ileri sürdüğü ... ili, ..., ... nüfusuna kayıtlı ...'...
Somut olayda, davacı tarafından Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/62 E. sayılı dosyasında açılan anne ve baba adının değiştirilmesi istemli davada 20/01/2022 tarihli muhtıra ile ilgilinin kayden yaş durumunun düzeltilmesi istemli dava açmak üzere süre verildiği, davacının bu muhtıraya istinaden dava açtığı, yaş düzeltilmesi istenen kişinin ... (...) olduğu anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Dolayısıyla mahkemece itiraz olup olmadığına bakılmaksızın bu husus mahkemece re'sen gözetilir....
Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, davacının babası ... hanesinde kayıtlı iken 03.12.1970 tarihinde evlenerek haneden ayrılması üzerine ... soyadı ile kayıtlı olduğu nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü yer almaktadır....
Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında soybağı davaları ile nüfus düzeltim davaları arasında davanın tarafları, dava açması süresi ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açıktır Bunlara göre; davacıların talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Açıklanan nedenlerle, yanlış beyana dayalı olarak oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, aile mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.07.1957 tarihli ve 1956/858-1957/457 E K. sayılı kararı ile bu tarihte boşandığını, 1951 yılında imza karşılığı taşınmaz teslim alan ve 1957 yılında boşanan ...’nın 1943 yılında ölmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ...’nın 1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Dava, "...’nın idarece 00.00.1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptali ile adı geçenin gerçek ölüm tarihinin tespiti" talebine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....
KARAR Davacılar, tapu maliklerinden ...’ın kim olduğunun bilinmesine yarar bilgi ve belgenin bulunmaması ile ölüm nedenine dayanarak TMK’nın 713/2 maddesi uyarınca olağanüstü zamanaşımı gereğince, dava konusu 156 ada 7 parseldeki 14/96 pay maliki ... adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Dahili Davalı ... Hazinesi vekili; TMK 713. maddede belirtilen kazanma koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bozma öncesinde gidilen keşif sonucu 02.01.2012 tarihinde alınan fen bilirkişi raporunda ...’ın soyadının Görmez olduğu, 1299 ... -... doğumlu olduğu bildirilmiştir. Bu rapor üzerine İç İşleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda ... isminde şahsa rastlanılmadığı ancak ... 01.07.1882 doğumlu ...Şarlak isminde bir kişinin kaydına rastlandığı bildirilmiştir. Davanın kabulüne ilişkin ilk kararın davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil KARAR Davacıların murisi ...’e ait veraset belgesi ya da ölüm tarihini içeren nüfus aile kayıt tablosu dosya içerisinde bulunmamaktadır. Davacı taraftan miras bırakan ...’e ait veraset belgesinin istenilmesi ya da ölüm tarihini içeren nüfus aile kayıt tablosunun ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek dosya içine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılabilmesi için geri çevrilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 13.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taleplerinin davacı müvekkilinin nüfus kaydında baba olarak görünen T4’in kaydının iptali ile nüfus kaydının düzeltilmesi talepli dava olup, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu davada babalığının tespiti ve babanun nüfus kaydında yazlması şeklinde bir talelerinin bulunmadığını, nüfus kaydının düzeltilerek, baba kaydının iptalinden sonra taraflarınca aile mahkemesinde davacı müvekkilinin biyolojik babasına karşı dava açılacağını, somut olayın; T1’in gerçekte dedesi olan davalı T4’in çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali istemine ilişkin olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus: davanın soybağının reddi-babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....