Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin isminin düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı velinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin isminin düzeltilmesine ilişkin istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, isminin düzeltilmesi istenen malikin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bir kimsenin tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilebilmesi için nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ....k Mahkemesi tarafından ise ölüm tarihinin tespiti istenilen kişi ....nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacı babaannes... ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydına işlenmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin halası ve murisi ....1934 yılında vefat ettiğini, nüfus kayıt örneğinde adı geçenin ölüm tarihinin yazılı olmadığını, ....Mahkemesinin 2016/27 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen veraset davasında murisin ölüm tarihinin tespiti hususunda dava açmaları yönünde kesin süre verildiğini belirterek muris ...'...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, nüfus kayıtlarında tashih talebine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde 10/03/1991 tarihinde doğan ve vefat eden aynı isimli Elif adlı ablasının nüfus kaydının davacıya verildiğini beyan etmiştir. Davacının nüfusa tescil edildiği tarihin 26/04/1991 tarihi olduğu, talep edilen tarihin 05/02/1996 olduğu, nüfusa tescil tarihinin ise 26/04/1991 olduğu kayıtlardan anlaşılmıştır. Davacının öldüğü halde kayıtlarda sağ gözüken kardeşinin kaydını kullandığını iddia etmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise davacının yerleşim yeri adresinin "..." olduğu ve iptali istenen kaydında doğum yeri ve yerleşim yerinin "..." olduğu, ayrıca davacının oturma yeri ve yaşam faaliyetlerini sürdürdüğü yerleşim yerinin tam olarak tespiti için kolluk araştırması yaptırılarak davacının "..."'de oturduğu ve nüfus davalarında mahkemenin yetkisinin kesin olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, kızı ... ...'in 1982 yılında özürlü olarak doğduğunu ve doğumundan 20 gün sonra eceli ile vefat ettiğini, kızı ... ...'in nüfus kaydında sağ olarak gözüktüğünü, ölüm olayının nüfus kaydına işlenmediğini, bu nedenle nüfus kaydında sağ görünen esasında 1982 tarihinde vefat etmiş olan kızı ... ...'...
Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek anneleri yerine, başkasının nüfusuna onların çocukları olarak hatalı şekilde tescil edilen Hızır ve ölü kardeşleri ... ve ...'ın bu hatalı kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ...'ın 2008 yılında, ...'in ise 2003 yılında ölümleri üzerine nüfus kayıtlarının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde, ilgililerin nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahip oldukları 14. maddesinde ise ölüm ile nüfus kaydının kapalı hale geleceği ve artık üzerinde işlem yapılamıyacağı hükme bağlanmış olup, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edildiğinden ve davacılar murislerinin anne adının düzeltilmesini talep ettiğinden, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince düzeltme istemi içinde tespit de bulunduğundan, öncelikle verilecek karardan hukukları etkilenecek olan ...'...
ERTEN'in, isminin ve adresinin belli olmaması, bununla birlikte nüfus kaydında "Ölüm kaydı: Kapalı" bilgisinin yer alması dolayısıyla ve davacıların bu isimli bir akrabalarının olmadığı beyanı üzerine mirasçılık belgesinin iptali adına Büyükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde mirasçılık belgesine itiraz yoluna gidildiğini, Büyükçekmece 6.Asliye Hukuk Mahkemesince resen yapılan araştırma neticesinde ilgili nüfus kaydının defter nüshasına ulaşılmış olup, söz konusu nüshalar incelendiğinde (isimsiz) ... ERTEN (TC NO: ) adlı şahsın doğum tarihi vd. bilgilerinin elektronik sistemde yer alan bilgilerle uyuşmadığı, doğum bilgilerinin diğer mirasçılar ile karıştırıldığı ve dahi herhangi bir ikamet ve diğer nüfus işlemlerine haiz olmadığı, aslında söz konusu kişinin sehven nüfus idaresi kayıtlarına girdiğinin anlaşıldığını, bu nedenlerle dava konusu (isimsiz) ......
nin bu ikinci kayıt üzerinden evlilik yaparak başka haneye gittiği, ilk nüfus kaydında ise herhangi bir nüfus işlemi olmadığı, davacı ...'nin nüfus kaydının mükerrer olduğunu Bafra 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/491-2014/412 sayılı dosyasında görülen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında Gündüz kızı ... olarak tebligat çıkarılması üzerine öğrendiği, ...'in ...'ün kızı olduğu dosyaya yansıyan mektuplarda ifade edildiği sabit olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı ...'nin gerçek nüfus kaydının ... ve ... kızı 01.06.1990 doğumlu olarak nüfusa tescil edilen kayıt olup, sonradan oluşturulan ve işlem gören ... ve ... kızı 01.03.1991 doğumlu ... kaydının ise mükerrer olduğu anlaşıldığından mahkemece, davanın kabulü ile; 01.03.1991 doğumlu ...'nin nüfus kaydının iptaline ve bu kayıtta yer alan nüfus olaylarının 01.06.1990 doğumlu ...'...
Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, davacının mirasçılığını gösteren veraset ilamı veya nüfus kaydı da alındıktan sonra davanın esası incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin baba isminin düzeltilmesine ve tespit kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı velinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....