Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. 5490 sayılı Nüfus Himetleri Kanunu'nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bilidiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilmemesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının Mülki İdare Amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin...
Mahkemece, sadece ölüm ve ölüm tarihinin tespitine karar verilmesi gerekirken, idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde nüfus kütüğündeki sağ kaydının ölü olarak tashihine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 22/2/2006 oybirliğiyle karar verildi....
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava ve birleşen davalar, evlilik kaydının iptali ve nüfus kayıt düzeltimi istemine ilişkin olup, mahkemece davaların kısmen kabulüne karar verildiği, bir kısım davacı ve karşı davalılar vekilinin temyizi üzerine yerel mahkeme kararının onandığı anlaşıldığından bir kısım davacı ve karşı davalılar vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin yeniden incelenmesi sonucunda; Davacılar... ve arkadaşları tarafından açılan davada ...'ün ölüm tarihinin düzeltilmesi, ... ve ...'nın evlilik kaydının iptali ve ...ün Ali'nin evliliğinden olmadığının tespiti istenilmiş; birleşen 2005/204 Esas sayılı davada ise; ... ... ve diğer ... ile ...ün Selime oğlu ... nüfusundan terkini ile Hatice kızı ... Köy nüfusuna yazılmalarını ve baba hanesine de çocukların kayıtlarda bekar görünen tabii babaları Ayşe'den olma ...'...
, hem babasının isminin Kâmil olarak düzeltilmesini hem de nüfus kayıtlarına ölü kaydının düşülmesini talep etmiştir....
in nüfus kaydı sorgulamasında babası ...' in ölüm kaydının "bilinmeyen", kardeşi Şadiye Halisdemir'in ölüm kaydının ise "kapalı" olarak göründüğü, mirasçılarının "sağ" olup olmadıklarının mevcut nüfus kayıt örneklerine göre belli olmadığı gerekçesiyle; dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yetki belgesine dayanılarak mirasçılık belgesi verilmesi istemli olup; yukarıda anılan gerekçe ile mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç doğru olmamıştır. Dosya içerisindeki nüfus kayıtları incelendiğinde; muris ...'in ... TC kimlik numaralı olup 1908 yılında doğup 1987 yılında vefat ettiği, babası ve baba bir kardeşi .....'...
Zira 5490 sayılı nüfus hizmetleri yasasının 36.mad. göre ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Nüfusta kaydı bulunmayan bir kimsenin nüfus kaydının düzeltilmesi söz konusu olamayacağından bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 30.maddesine göre doğum ve ölüm olgularının nüfus sicilindeki kayıtlarla ıspat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde ise gerçek durum her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu olgu gözetildiğinde, davacıya Nüfus Müdürlüğünce geçici kimlik numarası verildiği, bu şekilde saklı nüfus kaydının yapıldığı, ancak davacının bu davada T6 ve Esma Bircan'ın soyundan geldiğinin tespitini talep ettiği anlaşıldığından, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilmeden bu nedenle davanın reddine karar verilemeyeceği kuşkusuzdur....
Efendi’nin ölüm tarihini gösterir nüfus kaydının getirtilerek dosyasına konulması, (...’un oğlu ...’ın dosyada mevcut nüfus kayıtlarından da faydalanılarak ve gerektiğinde hükmü temyiz eden ...’un mirasçısı ... mirasçılarından da sorularak istenilen kaydın temin edilmesi) 5- Tespit ve komisyon maliki Mustafa oğlu ...’ın ölüm tarihini gösterir nüfus kaydının Nüfus Müdürlüğü’nden celbi ile dosyasına konulması, 6- Nisan 1316 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydının tedavül görüp görmediği Tapu Sicil Müdürlüğü’nden sorularak, tedavül görmüş ise tüm tedavüllerinin çıkartılarak dosyasına konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 5.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bilindiği üzere ölü olduğu halde nüfus kayıtlarında ölüm kaydı bulunmayanlar hakkında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33 ve Kanun'un uygulanmasına ilişkin Yönetmelik'in 69. maddesinde, idari yoldan ölüm kaydı düşülebileceği gibi anılan maddede düzeltmeye esas alınabilecek belgeler arasında mahkeme kararlarıda gösterilmiş olduğundan, 5490 sayılı Kanun'un 36/1- c maddesinde nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olan tespit davaları sonucunda verilen kararlara dayalı olarak ölüm kaydının düşülebileceği açıktır....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Gerekçeli karar müdahil ... vekili olarak Av. ... ’ye tebliğ edilmiş ise de, UYAP üzerinden yapılan nüfus kaydı incelemesinde müdahilin karar tarihi olan 05.07.2017 tarihinden önce 18.02.2017 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakta olup, ölüm tarihi itibariyle vekalet ilişkisi sona ereceğinden, gerekçeli kararın, müdahil ...’ın mirasçılık belgesine esas nüfus kaydının çıkartılması suretiyle belirlenecek mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 2- Yine hüküm davacılardan ... ve ... adına vekilleri Av. ... tarafından temyiz edilmiş ise de, UYAP üzerinden yapılan nüfus kaydı incelemesinde davacı ...’ın 25.04.2014 tarihinde, ...’nın ise 22.03.2012 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakta olup, ölüm tarihi itibariyle vekalet ilişkisi sona ereceğinden, adı geçenlerin ölüm tarihinden sonra (2017 yılında) vekilleri tarafından yapılan temyizin hukuken bir...
Bilindiği üzere doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir....