ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2022 NUMARASI : 2022/30 ESAS - 2022/298 KARAR DAVA KONUSU : Müşterek Çocuğun Soy İsminin Yeni Eşin Soy İsmi ile Değiştirilmesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; Müşterek Çocuğun Soy İsminin Yeni Eşin Soy İsmi ile Değiştirilmesi talebine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; Davacı kadın ile davalılardan Ersen'in 20/05/2011 taihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden davaya konu 15/02/2012 d.lu T2 bir müşterek çocuklarının olduğu, anne-babanın Anamur 3....
, bugüne kadar çocuğun herhangi bir gösterisine, doğum gününe katılmadığını ve çocuğuyla sosyal ortamlarda birlikte olmadığını, çocuğun yeni dönem okul kaydı yapılacağından "neden annenle soy ismin farklı " sorularıyla çocuğunun muhatap olmaması ve psikolojisinin olumsuz yönde etkilenmemesi için çocuk Emine Anka'nın "Yıldırım" olan soy isminin " Kılınçkan" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
bilen olmadığını, müşterek çocuğun isminin Erva olarak değiştirilmesi çocuğun menfaatine olduğu gibi soyadının da kendi soyadı olana Kula olarak değiştirilmesinde çocuğun menfaatinin bulunduğunu, davalının çocukla görüşmesinin çok kısıtlı olduğunu, çocuğun da babası ile görüşmek istemediğini, ancak mahkeme kararı doğrultusunda görüşme yapıldığını, çocuğun kendisi ile yaşamasına rağmen babasının soy ismini kullandığını, müşterek çocuğun şu anda okula gittiğini, bütün işlemlerinde bütün zamanlarında kendisinin bulunduğunu, ayrıca soyadlarının farklı olmasının günlük işlemlerde sorun yarattığını, tüm bu nedenlerle 12/06/2013 doğumlu kızı Kezban Erva'nın isminin bilinen ve tanınan şekli ile ERVA olarak soyadının da KULA olarak tashihine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı Serkan'ın Ereğli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/499 E- 2010/463 K sayılı kararı ile boşandıklarını, tarafların müşterek çocukları T5 velayetinin davacı anneye verildiğini, çocuk ve davacı müvekkilinin Almanya'da yaşadıklarını, çocuğun soy isminin Yılmaz olarak görünmesinin hukuki ve fiili durumda sorunlar teşkil ettiğini, çocuğun soy isminin anne soy isminden farklı olmasından dolayı problemler yaşandığını, müvekkili olan davacı annenin yeni bir evlilik yaptığını ve Şahin soy ismini aldığını, bu nedenle davanın kabulü ile müşterek çocuk T5 soy adının Şahin olarak tashih ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı kurum temsilcisi cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının boşanmalarının ardından müşterek çocuk ile müvekkil babanın şahsi ilişki kurmasında davacı ve annesinin sorunlar çıkarttıklarını, davacı anne mahkeme ilamında yazılı günleri gelişi güzel olarak değiştirdiğin ve babası ile çocuğunun iletişim kurmasını zorlaştırmaya çalıştığını, müvekkili ise icra yoluyla müşterek çocuğun tarafına tesliminin çocuğunu etkileyeceğini düşünerek hiç bu yola başvurmadığını, müvekkili çocuğunu düşünerek sürekli olarak yapıcı çözümler getirmeye çalıştığını, müşterek çocuk için yapılan birçok harcamaların müvekkili tarafından yapıldığını, dava dilekçesinde müşterek çocuğun Çoban soy ismini küçük düşürücü bir soy isim olarak bildiğinin yazıldığını, müşterek çocuk devamlı olarak anne ve anneannesi ile yaşadığını, 5 yaşındaki bir çocuğun Çoban soy ismi hakkında böyle düşüncelere sahip olduğunu, müvekkili ile müşterek çocuğun şahsi ilişki kurabileceği zamanlar çok kısıtlı olduğunu, velayet hakkı davacı...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; "Müşterek çocukların anne ve babaya ait soyisimleri birlikte kullanmaları halinde de yine anne ile soy isimlerinin farklı olacağı iki soy ismin birlikte kullanılmasıyla dava dilekçesinde ileri sürülen ve sosyal hayatta ulaşılması istenilen sonucun bu durumda da elde edilemeyeceği, hatta çift soy isminin kullanılmasının uygulamada ve resmi işlemlerde müşterek çocuklar için sıkıntı yaratabileceği, soyadının, bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir unsuru hâline gelen, birey olarak kimliğin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri ve vazgeçilmez, devredilmez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkı olduğu, çift soy isiminin kullanılması halinde çocukların kimliğinin belirlenmesinde kargaşaya yol açabileceği, bu durumun çocukların yararına aykırı olacağı, diğer taraftan evli kadınların çit soy isim kullanabileceğine ilişkin TMK 187. madde düzenlemesi dışında çift soy isim kullanılmasına cevaz veren yasal düzenlemenin...
evliliğinden olan T5 Halise olan ikinci ismini müvekkilinin eski eşinin müvekkilinin bilgisi dışında T4 kendisinin koyduğunu, müvekkilinin, eski eşinin annesinin ismini müşterek çocuğu ile anılmasını istemediğini, yine müvekkilinin başından iki evlilik geçtiğini ve her evliliğinden bir çocuğu olduğunu, müvekkilinin çocukları ile bir yere gittiğinde üçününde soy isimleri farklılık gösterdiğini belirterek, müvekkili Siham ''Delihasan'' olan soy isminin ''Deniz'' olarak tashihine, müşterek çocuk T5 isminden ''Halise'' isminin çıkartılmasına, T5 ''Ada Deniz'' olarak soy isminin tashihine, mahkemenin aksi kanaati oluşması durumunda Ada Delihasan olarak tashihine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, davacı Garbi olan isminin Ez, Sönmez olan soyadının Bekes olarak düzeltilmesini, talep etmiştir. Davacı isim değişiklik talebine haklı neden olarak ailesi ile arasındaki kırgınlık nedeni ile ailesi tarafından verilen ismi ve ailesinin soyadını kullanmak istemediğini beyan etmiştir. Davacı dilekçesinde tanık deliline dayanmış isede tanık isim listesi vermemiş, davacının almak istediği isim ve soy ismi kullandığına ilişkinde dosyaya delil sunmamıştır. Davacının ailesi ile kırgın olması isim ve soy isim değişiklik talebine haklı neden oluşturmamaktadır. Bu nedenle İlk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yönü bulunmamaktadır....
Davalı baba tarafından yerel mahkeme kararına karşı davanın kabul kararının hatalı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece, davanın kabulü ile, müşterek çocuk Çınar'ın "ÖRS soy isminin annenin soy ismi olan "BAKIROĞLU" olarak değiştirilmesine karar verilmiş ise de; çocuğun velayeti altında bulunduğu annenin kızlık soyadına kullanmasına izin verilmesi talebi yönünden çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve çocuğun soyadının değiştirilmesinde haklı sebep bulunmadığı, bu durumun aksinin davacı tarafından ispat edilemediği göz önüne alındığında, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının tümden kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davacının ispatlanamayan davasının reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
soy isminin davalı açısından önem arz etmediğini gösterdiğini, taraflar arasında husumet olduğu açık olup, davalının, davacının soy ismini kullanmasının davacı ve eşine zarar verdiğini, bu nedenlerle anlaşmalı boşanma kararıyla soy isminin kullanılması için verilen iznin kaldırılarak davalının kullandığı "Akman" soy isminin iptali ile nüfus kayıtlarına işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....