KARŞI OY YAZISI Taraflar arasında düzenlenen 24/04/2012 tarihli sözleşme ile bir adi ortaklık kurulduğu, buna göre davacının adi ortaklığa nakit para, davalının da otobüsün mülkiyetini sermaye olarak koyduğu ve adi ortaklığın herhangi bir resmi şekil şartına bağlı olmadığı (TBK md. 620) anlaşıldığına göre, tarafların ortaya koydukları sermaye ve yaptıkları ödemeler de dikkate alınarak adi ortaklığın tasfiyesi yoluna gidilmesi gerekirken, bir ortağın sermaye borcu olarak koyduğu otobüsün mülkiyetinin devri konusunda KTK'nin 20/1 maddesinde öngörülen şekil şartına uymaması nedeniyle adi ortaklığın geçersiz sayılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.17/10/2019...
İcra Müdürlüğünün 209/1178 esas sayılı takip dosyasında haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, haciz yapılan işyerinin mülkiyetinin müvekkiline ait olup, borçluya kiraya verildiğini, dava konusu takibin kira bedellerinin ödemesinden kaynaklandığını ileri sürerek, 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini ve tazminat talep etmiştir. Davalı 3.kişi davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, borçlu ile 3.kişi arasındaki ilişkinin işyeri devri niteliğinde olduğu, işyeri devrinin İİK.nun 44 ve BK.nun 179'a uygun yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 3.kişinin istihkak iddiasının ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş;hüküm, davalı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin devri olmazsa alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince araç tesciline ilişkin talebinin reddine, alacağa ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kaskolu, davalıya ait aracın 11.3.2007 tarihinde çalındığını, 19.4.2007 tarihinde 22.031 TL araç bedelinin sigortalıya ödendiğini bu tarihte aracın mülkiyetinin müvekkiline geçtiğini, 17.8.2007 tarihinde aracın hasarlı olarak bulunduğunu, davalıya seçimlik hakkını kullanması için ihtar gönderildiğini ihtara cevap verilmediğini, aracın üzerindeki hacizler nedeniyle tescilinin yapılamadığını belirterek 19.4.2007 tarihi itibariyle aracın müvekkilinin mülkiyetine geçtiğinin tespitine, müvekkili adına tesciline ve üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; sanık ile şikayetçinin akraba oldukları, iş makineleri taşımak için kullanılan... plaka sayılı dorsenin mülkiyetinin şikayetçiye ait olduğu, sanığın iş adamı olması ve kendisine ait hazır beton şantiyesi bulunması nedeni ile şantiyenin önünde park yeri olduğu, şikayetçinin de dorseyi bu park yerine bıraktığı, dorsenin zaman zaman sanık tarafından, zaman zaman da şikayetçi tarafından kullanıldığı, sanığın, 2009 yılı Temmuz ayında şikayetçiye ait suça konu .... lastiklerini, jantlarını ve bazı elektrik aksamlarını söktüğü ve daha sonra müştekiye iade etmediği, böylece zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğu ve güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Ancak; Dolandırıcılık suçu, sanığın mağduru kandırabilecek nitelikteki hileli davranışlarla aldatıp, onu kendi veya başkasının mal varlığı aleyhine bir işlemde bulunmaya yöneltmesi ve bu işlem sonucunda sanığın kendine veya başkasına yarar sağlamasıyla oluşur.Dolandırıcılık suçunda failin hileli hareketleri sonucu sakatlanmış irade neticesinde kişiye ait malvarlığının mülkiyetinin devri, buna karşılık hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi,mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.Somut olayda sanığın para yardımı etme bahanesiyle müştekinin evine girerek müştekiden aldığı 50 TL parayı bozdurup geleceğini söyleyip ve evden farkettirmeden cep telefonunu da alarak olay yerinden uzaklaşması şeklindeki olayda; sanığın hileli hareketi sonucu müşteki tarafından 50 TL paranın geçici de olsa zilyetliğinin devredildiğinden söz edilemeyeceği...
Mahkemece, davacı ... yönünden feragat nedeni ile diğer davacı yönünden ise tapusuz taşınmazların mülkiyetinin zilyetliğin devri sureti ile geçtiği bu tür temliklerin muris muvazaasına konu yapılmalarının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 19/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tapuda kayıtlı taşınmaz mal mülkiyetinin devrinde hukuki işlem şeklini düzenleyen Türk Medeni Kanununun 706 ve yine gayrimenkul satımında aktin şekline ilişkin Borçlar Kanununun 213.maddeleri hükmünce taşınmaz mülkiyetin devrini amaçlayan her türlü sözleşmenin geçerliliği resmi şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlıdır. Resmi senetten maksat resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan sözleşmedir. Tapu Sicil Müdürlüklerinde düzenlenen resmi senet ise taşınmaz mal mülkiyetinin ve mülkiyetten başka ayni hakların kurulması ve devri için Tapu Sicil Müdürlüğündeki bir memur tarafından düzenlenip taraflar ve gerekiyorsa tanıklar tarafından imzalanan müdürce de imza ve mühür ile tasdik edilen resmi akittir....
B.İstinaf Nedenleri Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın ... ...’ya ait olduğunu, sadece davalılardan ...’in ...’a ait yer hakkında tasarrufta bulunmasının mümkün bulunmadığını, ...’ın ölümü ile taşınmazın mirasçıları ..., ..., ... ve ...’ye intikal ettiğini, iştirak halinde mülkiyete tabi bir taşınmazda ...’in tek başına satış yapmasının mümkün olmadığını, ... adına düzenlenen senet şekil şartlarını taşımadığına göre mirasçılardan ... adına mülkiyetin devri ve zilyetliğin devri işleminin de yapılmadığını, devir işleminin geçersiz olduğunu, geçersiz devir işlemi nedeniyle davacının devralma olgusu gerçekleşmemesine rağmen Mahkemenin devralma olgusunun geçerli olduğuna karar vermesinin hatalı olduğunu, ... mirasçıları tarafından zilyetliğin hiçbir şekilde devredilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemişlerdir. C....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/09/2021 NUMARASI : 2021/25 E 2021/1314 K DAVA KONUSU : Mülkiyetinin Devri) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; Müvekkil 13 yıldır Şahincili Mah. 510. Sk....