Mahkemece makinanın davacı elinde bulunduğu, cihaza davacı yan tarafından başka parçalar eklendiği, davalı tarafın cihazın neden davacı elinde bulunduğunu açıklayamadığını, iddianın dayanağı ödeme belgesi ile taahhüde ilişkin yazıya cevap ve düplik dilekçelerinde davalı yanca itiraz edilmediği, hal böyle olunca davalının cihazın mülkiyetini davacıya devri gerekeceği Finansal Kiralama Sözleşmesi’yle kiralanan bir şeyin sözleşme süresi içindeyken kiracısı tarafından başkasına devrinin mümkün olmayıp, kira sözleşmesi sonunda elde edeceği satın alma hakkının temlik edilmesinin mümkün bulunduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne, 3286 nolu Finansal Kiralama Sözleşmesi’ne konu edilen Vutek Digital Printing Systems ve Zund Systemcnik adlı ekipmanın mülkiyetinin devir faturası kesilmek suretiyle davacıya devrine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, iddianın dayanağını teşkil eden 17.09.2002 tarihli taahhütname niteliğindeki belge altındaki imzayı inkar etmiştir....
Davalı vekili, sözleşme uyarınca dava konusu parselin mülkiyetinin zaten müvekkili şirkete ait olacağını, müvekkilinin iyiniyetli olarak hareket ettiğini, davacının ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, karşı ihtarnamede 5 no'lu parsel taşınmazın iadesine hazır olduklarını, karşı tarafa bildirdiklerini savunarak, davanın reddiyle, sözleşmenin yürürlükte olduğunun tesbitini istemiştir....
Davalılar ... ve ... vekili, dava konusu taşınmaz hissesinin çıplak mülkiyetinin müvekkillerin teyzesi olan davalı ... ... tarafından 25.12.1996 tarihinde davalı ...'ya bağışlandığını müvekkili ... tarafından da taşınmazın teyzesi davalı ...'ya iade edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı ... vekili,borçlunun aciz halinde olmadığını, dava konusu taşınmazın 1/2 çıplak mülkiyetinin müvekkili tarafından 25.12.1996 tarihinde davalılar ...'e bağışlandığını, taşınmazın halen müvekkili ve dava dışı kardeşi tarafından kullanıldığını, taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'e devri üzerine müvekkili tarafından dava açıldığını mahkeme kararı üzerine taşınmazı geri aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalıların kardeş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/1,280/3 madde gereğince iptale tabi olduğu, davalı ...'in dava konusu taşınmaz hissesini 3.alıcı, taşınmazın ilk maliki .....'...
Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarih, 2019/4250 Esas ve 2020/5451 Karar sayılı bozma ilamında; "dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin davalı borçlu tarafından 1/2'şer hisse oranında 27.4.2001 tarihinde çocukları davalılar ... ve ...'a, onlar tarafından da 1/6'şar hisse olarak 28.6.2002 tarihinde borçlunun eski eşi davalı ......
Somut olayda davalıların bu yönde bir taleplerinin bulunmadığı ve davacıların bu yöndeki taleplerinin de yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, mahkemece tarafların, kat mülkiyetinin terkini, paylı mülkiyete geçilmesi ve ortaklığın giderilmesi yönündeki taleplerinin incelenerek bu talepleri yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi....
devralınmasından tapu harç ve masrafları nedeniyle imtina edildiğini, bu suretle adat uygulamasının önüne geçildiği ve maliyenin zarara uğratıldığının iddia edildiğini, öncelikle mülkiyetin tapuda devralınmasından imtina edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, aksine bu dairelerin mülkiyetinin müvekkiline devri ve/veya müvekkili nam ve hesabına üçüncü kişilere devri için davalıya yöneltilen taleplerin karşılanmadığını, bağımsız bölümlerden birisinin davalı şirketin satış ofisi olarak kullanıldığını, diğerlerinin ise davalı şirket tarafından kiraya verildiğini, bu dairelerin müvekkili nam ve hesabına üçüncü kişilere satışının ise davalı şirketin uygulamaları nedeniyle imkansız hale getirildiğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir talebi ile birlikte davanın kabulü ile,--------- davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilinin yapılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
(TBK'nın 470. vd.) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi”, iş sahibinin bir arsanın muayyen bir payının bedel olarak devri veya devri taahhüdü karşılığında, yüklenicinin bir inşa (yapı) eseri meydana getirmeyi taahhüt ettiği, iki tarafa borç yükleyen, ivazlı, çift tipli bir karma sözleşmedir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bedel olarak taşınmaz mal mülkiyetinin geçirimi borcunu içerdiğinden, TMK'nın 706, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan BK'nın 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca taşınmaz devri yükümlülüğü getiren sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunludur. 818 sayılı BK'nın 11. (TBK'nın 12.) maddesi uyarınca, kural olarak kanunun emrettiği şekle uyulmaksızın yapılan sözleşmeler ise geçersizdir. Başka bir anlatımla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliği, bu sözleşmelerin noterde "düzenleme" şeklinde yapılmasına bağlıdır....
Bu özelliğinden dolayı arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri ani edimli sözleşme türündendir. Edimin bütünüyle yerine getirilmesinden evvelki çalışmalar eseri meydana getirme çalışmalarıdır. Yine somut olayda olduğu gibi, tarafların kademeli ferağ şeklini kabul etmeleri durumunda taşınmaz mülkiyetinin devri (arsa payının devri) ancak her iki yanında sözleşme hükümlerine uymaları durumunda mümkündür. Eldeki davada, yüklenici sözleşmenin teslime ilişkin hükmüne uymayıp temerrüde düştüğünden dava tarihinde dahi temerrüdü sürdüğünden ve ayrıca yüklenici sözleşmenin kademeli ferağ hükmünden yararlanmak için arsa sahiplerini temerrüde düşürerek tapu talep etmediğinden %80 fiziki seviyeye getirilerek eylemli olarak terk edilen işten bir istemde bulunamaz. Yüklenicinin doğrudan arsa sahibinden isteyemeyeceği bir edimi onun temlik işleminde bulunduğu üçüncü kişide talep edemeyeceğinden davacının mülkiyet aktarımı istemi açıklanan nedenlerle red olunmalıdır....
Somut olaya gelince; 12.03.1993 tarihli, 5990 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde miras payının devri sözleşmesi uyarınca dava konusu 103 ada 187 parsel sayılı taşınmaz açısından davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dava konusu 103 ada 18 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, mahkemece davalıların hissesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 103 ada 18 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar açısından tapuda paydaş olan ...’na ait ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/103 Esas, 2004/71 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre düzenleme şeklinde miras payının devri sözleşmesinde miras payını devralan davacı ...ile miras payını devreden-davalılar murisi ... murisin mirasçılarıdır. Düzenleme şeklinde miras payının devri sözleşmesi mirasçılar arasında yapılmıştır....
Hemen belirtilmelidir ki, tapusuz taşınmazların mülkiyetinin devri menkul mal zilyetliğinin devri hükmünde olup bu tür temliklerde 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek davaların reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Birleştirilen davanın konusu olan 133 ada 13 parsel sayılı taşınmazın keşfen belirlenen 250.000,00 TL değerinden davacıların miras payına (8/12) karşılık gelen 166.666,66 TL üzerinden harç yargılama sırasında tamamlanmadığına göre yazılı şekilde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur....