Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki ecrimisil isteyebilir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır....
Mevkii, ... ada ... parsel ... numaralı bağımsız bölümün kayden davacı Banka adına kayıtlı olduğu, dava tarihi itibariyle davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacının maliki olduğu taşınmazı davalının kullanımının haksız olduğunu ileri sürerek ecrimisil istemiyle eldeki davayı açtığı, asliye hukuk mahkemesinde açılan davada, ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştirildiği, HMK'nin 20.maddesinde belirlenen yönteme göre dosyanın Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesinde görülmeye devam edildiği, görevsizlik kararı benimsenmek suretiyle yürütülen yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Dava, 4721 sayılı TMK'nin 995. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkından kaynaklanan ecrimisil istemine ilişkindir....
Ancak; Mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kaydını iptali ile ... adına tescili yerine, infazda tereddüde yol açacak şekilde terkin ve ... adına mülkiyet tesisine karar verilmesi, Doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının .... nolu bendindeki (Terkini ile ... adına mülkiyet hakkı tesisine) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (mülkiyet hakkının iptali ile ... adına tesciline) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,25.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile davalının elatmasının önlenmesine, 32.537,50 TL ecrimisil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı Fazilet dışındaki diğer mirasçılar Fatma Betül Kolağasıoğlu, Ahmet Kutsal, Ayşe Yeşilnacar, Hatice Bayel ve Hülya Kalyoncu tarafından usule uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından bu mirasçılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından davanın kabulü ile hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karara karşı yargılama aşamasında ileri sürülen ve istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçelerle kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, mülkiyet hakkından kaynaklı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir....
Bu durumda davacının ecrimisil ödemesi Hazinenin üstün mülkiyet hakkını kabul ettiği ve fer'i zilyet olduğu anlamına gelmeyeceği gibi kazanım koşulları oluşmuş mülkiyet hakkından vazgeçtiği anlamına da gelmez. Hal böyle olunca, taşınmazın komşularının, benzer nitelikteki davalar sonucunda hükmen davacı kişiler adına tapuya bağlandıkları da dikkate alınarak davanın kabülüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı O.. Ü..'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bununla birlikte; Davacıların ecrimisil talebine yönelik her ne kadar ilk derece mahkemesinin "Eyüp 1....
Barajı Kısa mesafeli Koruma alanı içinde kalmasından kaynaklı olarak bulunduğu iddia edilen kısıtlılık hali nedeniyle açılan davanın, mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin bir uyuşmazlık olması sebebiyle, davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden, gelinen aşama itibarıyla kesinleşmeyen kısım yönünden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği ve bu gerekçe ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum....
Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, Türk Medeni Kanununun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır....
Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, mülkiyet hakkının malikine sağladığı dava çeşitlerinden ikisi düzenlenmiş olup, "Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." Bu maddeye göre malik, aktif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de pasif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı üçüncü kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men'ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir. Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve Ecrimisil Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davalının haksız işgalci olmadığı, eski malik ile yaptığı kira sözleşmesi uyarınca taşınmazda kiracı olduğu, olayın bu özelliğine göre davanın tahliye ve kira alacağı davası olarak görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....