Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

    Hukuk Dairesi Asıl davada davacı vekili tarafından, 04.082015 tarihinde verilen dilekçeyle mülkiyete dayalı elatmanın önlenmesi, ecrimisil, maddi tazminat, birleştirilen davada davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine 26.04.2016 tarihinde verilen dilekçeyle temliken tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda: asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 11.04.2017 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi asıl dosyada davalılar, birleştirilen dosyada davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın asıl dosyada davacılar- birleştirilen dosyada davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- 6100 sayılı HMK'nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar, 361 ve 362. maddelerinde de temyiz edilebilen ve temyiz edilmeyen kararlar belirlenmiştir....

      Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/59 ESAS - 2020/249 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Elatmanın Önlenmesi Ve Tazminat Ve Ecrimisil) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sarıyer ilçesi, Reşit Paşa Mah. 151 ada, 1 parsel üzerinde tarafların murisi Gazi Yalçın'a ait tapu tahsis belgeli bina bulunduğunu, Gazi Yalçın ve eşinin vefatları ile terekenin 6 çocuğa intikal ettiğini, 4 daireli binanın kısmen fiilen, kısmen de kiraya vermek suretiyle davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve 100.000,00 TL ecrimisil talebinde bulunmuştur....

        Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklı maddi- manevi tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

            SAVUNMA: Davacı - karşı davalı vekili, mahkemesine sunmuş olduğu 07/10/2016 havale tarihli karşı davaya cevap dilekçesi ile; davalının haksız ve mesnetsiz olarak karşı dava açtığını ve gerçek dışı ve hukuka uygun olmayan sebepler ile yargılamayı yanlış yönlendirdiğini, dava konusu taşınmazın 142 ada 11 parsel olduğu ve tapu kaydında münhasıran müvekkiline ait olduğunun açık olduğunu, durumun davalının iddia ettiği gibi olayda mecburi dava arkadaşlığı değil ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan taşınmaza kötü niyetli tecavüzü öğrenen hissedarlardan sadece bir tanesi bile davayı ikame edebileceğini, tazminat talebine yönelik kesin hüküm ecrimisil ve zaman aşımı itirazı sadece türk hukuk doktrini olmadığını, evrensel hukuk doktirini açısından da kabul edilemeyeceğini, davalının ceza davasında ödemiş olduğu zarar bedeli bir tazminat olmadığını, müvekkilinin davalının kötü niyetli müdahelesi ve inşaası sonucu tespit edilecek maddi ve manevi zararın tazminini talep ettiğini, ceza yargılamasında...

            Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacılar, davalı tarafından taşınmazında yapılan bir kısım imalatın deniz manzaralarını kapattığını,maddi ve manevi zarar verdiğini iddia ederek el atmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunmuşlardır. Bozma kararından önce harita ve inşaat mühendisi eşliğinde yapılan keşif sonucu alınan raporda davalı binasında projeye aykırı imalatların bulunduğu tespit edilmiş ve mahkemece rapor doğrultusunda yıkılmasına karar verilmiştir. Dairemiz tarafından davacıların ne şekilde zarar gördüğü, deniz manzaralarının kapanıp kapanmadığı, zarar var ise nasıl giderileceği açıkça saptanması gerektiğinden bahisle eksik inceleme nedeni ile bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan keşif sonucu mimar ve inşaat mühendisi bilirkişiden alınan raporda bu kez davacıların manzarasını kapatan bir durumun olmadığı bildirilmiş ve bu rapor doğrultusunda dava ret edilmiştir....

              Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

              D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın tamamının 28600 m² olduğunu, müvekkilinin hissesine tekabül eden ve kullanması gereken alanın 9534 m² olduğunu, müvekkilinin zeminde 7946 m² kullandığının sabit olduğunu, buna göre zeminde kullanması gereken alanın bitişik alanın kullanıcısı olan davalı hissedar tarafından işgal edildiğinin ortada olduğunu, müvekkilinin zeminde az veya çok bir kısım alanı kullanması sebebiyle davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, esas olanın mülkiyet hakkı olup, bu haktan feragatin yazılı bir sözleşme ile ispatı gerektiğini, zeminde hatalı olan ve kullanılagelen uygulama sebebiyle mülkiyet hakkının göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerle mahkemenin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, el atmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu