Köyü 332 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1998 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında ,orman olmadığı halde orman sınırı içine alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek orman kadastrosunun iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 Sayılı Yasanın 11. Maddesine göre tapuya dayalı olarak 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosunun iptaline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 10/07/1998 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....
köy ormanının 1947 yılında tapuya tescil edildiği, 1953 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sırasında 418 ada 1 parsel numarasıyla Hazine adına tescilinin yapıldığı, dava edilen yerin 1744, 2896 ve 3302 sayılı Yasa uygulamalarına tabi tutulmadığı, halen tahdit içinde olduğu ve üzerinde eylemli olarak orman ağaçları bulunduğu, orman kadastrosunun kesinleştiği, kesinleşme tarihi itibariyle de zamanaşımı süresi dolduğundan davacıların tazminat isteyemeyecekleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosunun iptali, tapu kaydının iptali ve tescil ile tazminat istemlerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744, 2896 ve 3302 sayılı Yasalar uyarınca yapılıp kesinleşen aplikasyon ve orman sınırları dışına çıkarma işlemleri vardır . ...
Her ne kadar; mahkemece, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da; kurulan hüküm dosyada bulunan bilgi ve belgelere aykırı düşmektedir. Tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü sürede genel mahkemelerde orman kadastrosunun iptali davasını açma hakkını 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 11. maddesini değiştiren 3373 Sayılı Yasa ile tanınmıştır. ... kişinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davası ise; 3373 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinde yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunun iptaline ilişkin bulunduğundan hukuki sorun; o tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre çözümlenir. Her ne kadar ... kişiler 323 parsel sayılı taşınmaz hakkında orman kadastrosuna itiraz davası açmamış ise de halihazırda 10 yıllık dava açma süresi henüz dolmadığından orman yönetimi tarafından açılan tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesi davasında ......
Ayrıca 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesi uyarınca askı süresi içinde açılan orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davalarıda kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılır. Somut olayda; çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde genel arazi kadastrosunun 1987 yılında yapılıp kesinleştiği, orman kadastrosunun ise 09.04.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleştiği, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, 1063 sayılı parselin orman niteliği ile, 1074 sayılı parselin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca tarla niteliği ile 24.07.2012 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edildikleri, eldeki davanın ise orman kadastrosunun askı süresinden sonra 23.10.2012 tarihinde açıldığı, yargılama sırasında orman kadastrosunun yapılmadığı anlaşıldığından 3402 sayılı Kanunun 25, 26, 27 ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesindeki yasal düzenlemeler karşısında davaya bakma görevi ... Asliye Hukuk Mahkemesine aittir....
Somut olayda; orman kadastrosu 3373 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce 1980 yılında yapılıp 1981 yılında kesinleştiği ve 3373 sayılı Yasanın geriye yürüyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığına, 1992 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının davacıya daha önce kesinleşen orman kadastrosunun iptali konusunda bir hak vermeyeceğine göre, dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulü yolunda hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 10 yıllık sürede tapu kaydına dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali – tescile ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosunun iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Yörede 1956 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 46 pafta 244 parsel sayılı 1880 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bağ niteliği ile tapu kaydı ile ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tesbit edilmiş, satış yoluyla davacıya intikal etmiştir. Davacı, taşınmazın tapulu olduğunu; ancak, 1994 yılında yapılan orman kadastrosunda tahdit içine alındığından tahdidin iptali iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydına dayalı 10 yılık süre içinde açılan orman kadastrosunun iptali istemine ilişkindir....
Yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1944 yılında yapılan orman kadastrosu, 4785 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce kesinleşmiştir. 3116 sayılı Yasa sadece hangi taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngörmüş olup tahdit dışında kalan yerlerde orman kadastrosunun yapıldığından söz edilemez. Bu nedenle, dava konusu 106 adad 41 sayılı parselin 3116 sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinin dışında bulunduğu anlaşıldığından, çekişmeli taşınmaz yönünden ilk orman kadastrosunun 30.05.2005 tarihinde 4785 sayılı Yasa hükümleri gözönüne alınarak 6831 sayılı Yasaya göre yapıldığının kabulü gerekmektedir....
Somut olayda; orman kadastrosu 3373 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce 1980 yılında yapılıp 1981 yılında kesinleştiği ve 3373 Sayılı Yasanın geriye yürüyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığına, 1992 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının davacıya daha önce kesinleşen orman kadastrosunun iptali konusunda bir hak vermeyeceğine göre, dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 19/03/2007 günü oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda; 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu 2007 yılında kesinleşmiş dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu kaydı oluşmuş ve taşınmaz kamu malı olmuştur. Temyize konu dava 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde anılan 10 yıllık süre içinde vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılmıştır. Ne var ki; kesinleşen orman kadastrosunun iptali 3402 sayılı Yasanın 16/D ve 6831 sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesi gereğince ancak tapuya dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebilir. Davacı tapuya dayanmadığından hak düşürücü süre nedeniyle kesinleşen orman kadastrosunun iptalini isteyemez (H.G.K. 08.06.2005 gün 2005/20-327-377 S.K.)....
Yine 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 Sayılı Tapu Yasası ile Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasanın 2. maddesi ile 6831 Sayılı Orman Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasının sonuna; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır" cümlesi eklenmek suretiyle 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun sonuçlarını doğuracağı, dolayısıyla 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunun 6831 Sayılı Yasa hükümlerine tabi olacağı kabul edilmiş, böylece 3402 Sayılı Yasanın orman kadastrosu ile ilgili hükümleri 6831 Sayılı Yasa hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir....