Şöyle ki; Dava tapu kaydında bulunan 123 cilt, 22 sayfa 79 sıradaki 154 ada 20 parsel numaralı kayıtla mükerrerdir şeklindeki şerhin iptali istemine ilişkindir. Dairemizin 04/06/2018 tarihli 2015/14236 Esas sayılı ilamında belirtildiği üzere; aynı yere ait iki ayrı tapu kaydı var ise bu kayıtlardan biri iptali edilmediği sürece iptali istenen şerhin dayanağı bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, davacı tarafa varsa mükerrer tapu kaydının iptali için ayrı bir dava açması hususunda süre verilmesi ve HMK 165. maddesi gereğince açılacak davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesidir. Dairemizin bozma ilamının içeriği farklı nitelendirilerek mahkemece kendiliğinden bu konuda bir karar verilmiş olması doğru görülmeyip hükmün bozulması gerekmiştir....
Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar murisi ... adına kayıtlı bulunan eski ... parsel sayılı 7250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ada 51 parsel numarasıyla ve 7.354,82 metrekare yüzölçümlü olarak uygulama kadastro tutanağının beyanlar hanesinde de ... ada 50 parsel sayılı taşınmazın 4.876,61 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile mükerrer olduğu belirtilmek suretiyle; Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan eski ... parsel sayılı 19622 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ada 50 parsel numarasıyla ve 19.732,62 metrekare yüzölçümlü olarak uygulama kadastro tutanağının beyanlar hanesinde de ... ada 51 parsel sayılı taşınmazın 4.876,61 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile mükerrer olduğu belirtilmek suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ..., ... ve ..., uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın ... ada 50 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrer olan 4.876,61 metrekare yüzölçümündeki bölüm ile buna ilişkin şerhin iptali istemiyle dava açmıştır....
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacıya ait 101082 ada 1 sayılı parselin mera parseli ile çakışmalı-binmeli olduğundan tapu kaydındaki şerhin dayanağı bulunmaktadır. Kayıtlardan biri iptal edilmediği sürece mükerrer olan kaydın devri halinde Hazine’nin sorumlu olacağı muhtemeldir. Şerhin varlığında her iki tarafın hukuki menfaati vardır. O halde mükerrer olan kaydın iptali gerçekleşmeden şerhin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde; aynı yere ait 2 ayrı ... kaydı oluştuğundan ... kaydındaki şerhin dayanağı bulunmaktadır. Kayıtlardan biri iptal edilmediği sürece mükerrer olan kaydın devri halinde ...’nin sorumlu olacağı muhtemeldir. O halde mükerrer olan kaydın iptali gerçekleşmeden şerhin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Temyiz nedenleri Davacı temyiz dilekçesinde; mahkemenin ret ilamının bu şekilde kesinleşmesi ile mükerrer kayıtların kapatılacağını, bu durumun Hazine ve diğer tapu maliklerinin mağduriyetine sebep olacağını, diğer bir tapu malikine karşı tapu iptal ve tescil davası açılmasının çözüm olmayacağını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mükerrerlik şerhinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. Değerlendirme Dava çift tapu nedeniyle şerhin terkinine ilişkin olup aynı yeri kapsayan mükerrer tapu sicili oluşturulması halinde geçerli olan tapunun ipkası, sonradan oluşturulan tapu kaydının iptali için tapu, iptal ve tescil davası açılarak mükerrerliğin sona erdirilebileceği, şerhin terkini ile mükerrerliğin sona erdirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf taleplerinin farklı gerekçeyle reddine karar verilmesi nedeniyle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT DÜZELTİM İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mükerrer şerhin iptali istemine ilişkin olup Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine verilen karar temyiz edilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 31.01.2019 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 16.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,20/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Kadastrodan Kaynaklı Şerhin Terkini K A R A R 1941 tarihinde yapılan Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan, 2261 ada 1 parsel sayılı 804.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ifrazı ile oluşan 2261 ada 60 parsel sayılı 251.891 m² yüzölçümündeki taşınmaz cins değişikliği yapılarak ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. 1980 yılında yapılan kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 213 parsel sayılı 3700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacılar ... ve ...'ın miras bırakanı ... adına mükerrer şekilde tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ... miras bırakanları ... adına tapuda kayıtlı bulunan 213 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı üzerindeki mükerrer olduğuna dair şerhin iptali için dava açmışlardır....
Somut olayda; davacı taraf, Sincan Tapu Müdürlüğü tarafından tapu kaydı üzerine mükerrer kayıt olduğu yönünde belirtme yapılması nedeniyle, mükerrerliğin giderilmesi yönünde dava açmak üzere kendisine yapılan bildirime dayanarak mükerrer kısmın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek mükerrerliğin giderilmesi istemiyle dava açmıştır. Kaldı ki, davacıya ait 217 ada 1 sayılı parselin, mera parseli ile çakışmalı-binmeli olduğundan tapu kaydındaki şerhin dayanağı bulunmaktadır. Kayıtlardan biri iptal edilmediği sürece mükerrer olan kaydın devri halinde Hazine’nin sorumlu olacağı muhtemeldir. Şerhin varlığında her iki tarafın hukuki menfaati vardır. Bu nedenle, mükerrer olan kaydın iptali gerçekleşmeden şerhin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile şerhin iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... ... Köyü 376 parsel sayılı taşınmazın yörede 1981 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini, tapu kaydı üzerindeki şerhin iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline; şerhin iptali davası gerçek muhatap aleyhine ikame edilmediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....
a karşı açılan şerhin iptali davacının reddine karar verilmiştir. Orman Yönetiminin şerhin iptali isteminin reddi yönündeki kararın yerinde olmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın tapu iptali ve tescil istemine yönelik kısmının kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; taşınmazın orman sayılan kısmı belirlenerek bu kısım ifraz edilip kişi adına olan tapu iptali edildiğine göre bu işlem öncesinde tapunun beyanlar hanesinde bulunan şerhin de aynen geçmesi söz konusu olacaktır. Açıklanan nedenlerle hüküm yerinde “davalılardan ...'a ait 7 adet ... ağacı (C) kısmı dışında kaldığından davalı ...'a karşı açılan şerhin iptali davasının reddine ” denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....