Hal böyle olunca; mahkemece çekişmeli taşınmazlara ait arazi kadastrosu sırasında düzenlenen kadastro tutanakları, çekişmeli taşınmazlar ve komşularını gösterir arazi kadastro pafta haritası, arazi kadastrosuna ait ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü cetveli, komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları, uygulama kadastrosuna ait ada raporu getirtildikten sonra harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, uyuşmazlığın mükerrer kadastrodan kaynaklandığı teyit edildiği takdirde, mükerrer olduğu ileri sürülen her bir taşınmazın tespit tarihi belirlendikten sonra mükerrer kadastro hükümlerine göre hangi taşınmazın veya taşınmazların mükerrer olan bölümlerinin tapu kaydının iptal edilmesi gerektiği tespit edilmeli, bundan sonra davacıya ait taşınmazın kadastrosu yapılan ilk taşınmaz olduğunun, başka bir ifade ile davalılara ait taşınmazların mükerrer olduğunun ve iptalinin gerektiğinin saptanması...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2019 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Mükerrer Kadastro Nedeniyle Tapu İptali KARAR : Salihli 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Dava, mükerrer tapu kaydının iptali davasıdır. İkinci kadastro yasağını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. Maddesine göre evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir. Bu hüküm uyarınca, daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir....
Köyü 719 sayılı parselle kısmen mükerrer olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş, bilahare Tapu Sicil Müdürlüğünün de davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 444 ve 719 sayılı parsellerin zemin de aynı yeri kapsadığı, iki tapu kaydının mükerrer olduğu, mükerrer tapunun teknik uygulamaların farklılığından meydana geldiği, davacıya ait 444 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin sonradan yapıldığı, Tapu Sicil Müdürlüğünün davada taraf sıfatının bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine, davacı ... Müdürlüğünce açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Aynı zamanda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi, doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır. Anılan kanun maddeleri dikkate alındığında, her ne kadar tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesi hukuken mümkün bulunmamakta ise de, mahkeme kararının, hükümde lehine pay verilerek tescil hükmü kurulan ...' ın kaydının mükerrer olması nedeniyle infaz edilemediği anlaşılmakta olup, nüfus müdürlüğünün yazı cevabında, söz konusu mükerrer kaydın iptal edildiğinin bildirilmiş olması ve mahkeme kararlarının infaz edilmemesi halinin kamu düzenine ilişkin olması karşısında; Mahkemece, tavzih talebinin kabulü ile kök murisin veraset ilamının çıkartılması suretiyle, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, mükerrer nüfus kaydı iptal edilen ...'...
Hukuk Dairesi K A R A R İddianın ileri sürülüşüne ve Mahkemenin kabulüne göre, eldeki dosyada mükerrer kadastrodan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlığın, kadastro sonucu oluşan taşınmazın kamulaştırma nedeni ifrazı sırasında oluşturulan parsellerin mükerrer şekilde tapuya tescil edilmelerinden kaynaklanan yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil istemi olduğu anlaşılmakta olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Tapu Kaydına Dayalı Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Dava, davacının kadastrodan sonraki nedenlere dayanarak mükerrer olduğunu belirttiği tapu kaydının iptali talebiyle açılmış olup, davacının tapu kaydı ihdasen oluşan tapu kaydı olduğuna göre, kadastro işlemi sırasında oluşmuş mükerrerlik durumu söz konusu olmadığından temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı Hazine; Hazine adına kayıtlı 622 ve 623 parsel ... taşınmazların bir bölümü ile davalılara ait çekişmeli 355 ada 1, 2 ve 356 ada 2 parsel ... taşınmazların bir bölümünün mükerrer olduğunu ileri sürerek, mükerrer kadastro işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı ...; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
İdaresi vekili, 03.05.2012 tarihli dava dilekçesinde; .... ilçesi, ... köyünde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarının 29.03.1990 tarihinde askıya çıkarılarak kesinleştiğini, daha evvel orman kadastrosu yapılmamış yerlerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yaplan kadastro çalışmasının orman kadastrosu sayılacağı, ancak, bu kadastro çalışmasının kesinleşmesinden sonra aynı köyde 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılarak 29 nolu .... Kadastro Komisyonunca 3402 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmalar sonucu tespit edilen 2/B parsellerine ilave olarak II, III, IV, VII, VIII, X, XI, XII, XIII, XIV ve XV nolu 2/B parsellerinin oluşturulduğunu ileri sürerek, bu parsellere ilişkin yapılan sınırlandırmanın mükerrer kadastro olduğundan yok hükmünde sayılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, 29 nolu .......
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, Hazineye ait sicil kaydının illetini teşkil eden tescil ilamında davacıların taraf olmadığı ve onları bağlamayacağı ayrıca davacılara ait çap kaydının 1956 tarihinde kesinleşen kadastro ile oluştuğu Hazine kaydının ise sonradan meydana geldiği buna göre, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 22.maddesi hükmü uyarınca mükerrer olan Hazine kaydının iptal edilmesinin doğru olduğu anlaşıldığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (6100 sayılı HMK.'nın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HMK.'nın 436.maddesi uyarınca ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....