Yönetimi, 06/08/2014 tarihli dava dilekçesiyle, ...ilçesi Merkez Beldesi sınırları içinde bulunan ormanların 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları 55 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapıldığını ve 08/10/1987 tarihinde düzenlenen askı mazbatasıyla ilan edilerek kesinleştiğini dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde bırakıldığını, ...ilçesi ....köyünde 27 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan ve 26/01/1990 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman tahdit kadastrosunda dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığını, arazi kadastrosunun 2010 yılında yapıldığını, çekişmeli taşınmazın kişi adına tespit edilerek kesinleştiğini, 27 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan kadastronun mükerrer olup yok hükmünde olduğunu ileri sürerek ikinci orman kadastrosunun iptali ile davalı adına yapılan tapunun iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Hukuk Dairesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/388 Esas - 2020/1263 Karar sayılı kararıyla, davacının dava dilekçesinde 04/08/1989 tarihli ve 14 ada 7 parsel sayılı tapu kaydına dayanması, aynı dilekçede tapu kaydının geldisinin daha eski tarihli olduğunu ve davacının burayı satın aldıktan 1 yıl sonra kadastro geçtiğini bildirmesi, yine taşınmaz yönüyle mükerrer kadastro olmadığının belirlenmesi ve taşınmaza yönelik kadastro tespitinin 1990 tarihli olması hususları birlikte gözetildiğinde davanın; kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, Davanın açıklanan bu niteliğine göre 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen hak düşürücü süreye tabi olduğundan kuşku bulunmamasına, somut olayda; çekişmeli 314 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 1990 tarihinde yapıldığı ve söz konusu tespitin itirazsız olarak 14/08/1992 tarihinde kesinleşmesine ve bu halde tespitin kesinleştiği 14/08/1992 günü ile davanın...
Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kabulü ile 314 ada 157 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfiyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir....
Köyünde daha sonra yapılan kadastro çalışmalarında 167 ada 1 parsel sayılı Hazineye ait taşınmaz içerisinde mükerrer olarak tespit ve tescil edildiği iddiasına dayanarak Hazine adına yapılan mükerrer kaydın iptali istemiyle; Hazine ise kendisine ait 167 ada 1 parselin tapu kaydındaki mükerrerlik şerhinin kaldırılması ve davalı adına olan 2184 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep ederek dava açmıştır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı B.. Ç..'ün davasının kabulü ile Hazine adına kayıtlı 167 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı B.. Ç..'e ait H. Köyü 2184 parsel sayılı taşınmazı kapsayan 13.573 metrekarelik kısmının iptal edilerek 167 ada 1 parselin 133.164,29 metrekare olarak tapuya tesciline; Hazine'nin açmış olduğu davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-birleşen dosya davacısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Tapu ve Kadastro Ankara Bölge Müdürlüğü Kadastro Harita ve bilgilerinin güncellenmesi işi kapsamında bulunan Sincan İlçesi, Alcı Mahallesinde; 22/a çalışmaları tamamlanmış olup, 22/a çalışmalarının değerlendirme aşamasında 879, 875, 878, 877 nolu mera parselleri ile Alcı Mahallesinin muhtelif imar ve kadastro parsellerinin mükerrer olduğnun tespit edildiğini ve hatanın giderilinceye kadar ilgililerin hak kaybına uğramaması için "bu parselde mera parseli ile mükerrerlik vardır" belirtmesinin tapu sicillerine yapıldığını, dava konusu taşınmazlar ile mera ile mükerrerlik tespit edilen bölümlerinin tapusunun ve tahsisinin ifrazen iptaline yönelik talebi kabul etmeyerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mükerrer tapu kaydının iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., 27.5.2004 tarihli dilekçe ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.07.1986 gün 1983/188-1986/310 sayılı kararıyla adına tescil edilen ... 4781 parselin, 1993 yılında yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında 312 ada 10 parsel numarasıyla taşınmaza hiçbir zaman zilyet olmayan ... ...'ın zilyet olduğu kütüğün beyanlar hanesine yazılarak mükerrer olarak Hazine adına tesbit ve tescil edildiğini, tapu kayıtlarındaki mükerrerliğin giderilmesi ve ... ...’ın zilyet olduğuna ilişkin şerhin iptali istemiyle dava açmıştır....
suretiyle taşınmaz hakkında mükerrer biçimde feragat nedeniyle davanın reddine dair karar verildiği, şu halde bahsi geçen bu kararın mükerrer nitelikte olduğu, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas kararın önceki tarihli Kaynarca Kadastro Mahkemesinin 2001/22 Esas, 2004/15 Karar sayılı kararı olduğu ve taşınmazın tutanağının 08/11/2004 tarihinde hükmen kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4....
Kadastro Mahkemesince Kadastro Kanununun 25. maddesine dayanılarak görevsizlik kararı verilmiş ise de, kadastro tutanağı düzenlenen üç adet taşınmaz yönünden taşınmazların aynına ilişkin olarak muvazaaya dayalı tapu kaydının iptali davasında, mirasçıların muvazaa nedeniyle akdin iptalini dava etmeleri yenilik doğurucu nitelik taşımadığından anılan Yasanın 25 ve 27. maddeleri uyarınca Kadastro Mahkemesinde bakılması gerekir. Muris muvazaası nedeniyle ölünceye kadar bakma akdine dayalı olarak oluşturulan dava konusu diğer dokuz adet taşınmazın tapu kayıtlarının iptali yönünden ise istem yenilik doğurucu davalardan olmakla, bu konudaki uyuzmazlı- ğın Kadastro Kanununun 25/son maddesi gereğince genel mahkemelerde görülmesi gerekmektedir....
Dava, tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sonucu Gümüşkavak mahallesi çalışma alanında bulunan 669 parsel sayılı 6.540 m2 yüzölçümündeki taşınmazın hükmen dava dışı Mehmet Kaya ve arkadaşları adına, daha sonra satın alma nedeniyle de davacılar ... ve ... adına tescil edildiği, tapu müdürlüğünce davacılar adına kayıtlı 669 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... mahallesi kadastro çalışma alanında 461 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 461 ada 20 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrer kadastro durumunun oluştuğu gerekçesiyle 30 gün içerisinde hukuk mahkemelerinde dava açma hakkının bulunduğunın davacı tarafa bildirildiği, davacılar ... ve ...'...
Hukuk Dairesi K A R A R İddianın ileri sürülüşüne ve Mahkemenin kabulüne göre, eldeki dosyada mükerrer kadastrodan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlığın, kadastro sonucu oluşan taşınmazın kamulaştırma nedeni ifrazı sırasında oluşturulan parsellerin mükerrer şekilde tapuya tescil edilmelerinden kaynaklanan yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil istemi olduğu anlaşılmakta olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....