İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2020/39 ESAS 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2019/167 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna dayalı olarak icra emri gönderildiğini, müvekkilinin icra emrini 22/11/2019 tarihinde tebliğ aldığını, icra takibine dair yetkiye, husumete, borca, takibe ve faize itiraz ettiklerini bildirerek takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli olduğundan alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 29/09/2015 tarih ve 2015/438 Esas-2015/4590 Karar sayılı ve 26/03/2018 tarih ve 2017/53 Esas-2/18/1155 Karar sayılı kararları) 2004 sayılı İİK'nun 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir....
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davalı yan işbu dava konusu icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine hak düşürücü süre içerisinde icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde kefaletin geçersiz olduğunu, borcun bulunmadığını, rehin bulunduğundan önce rehnin paraya çevrilmesi gerektiğini, borcun tamamına, yetkiye, faize ve fer'ilerine itiraz ettiğini belirtmiştir. İtirazın iptali davalarında, usulüne uygun olarak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK'nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Bu durumda İİK'nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının incelenmesi gerekmektedir....
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davalı yan işbu dava konusu icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine hak düşürücü süre içerisinde icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde kefaletin geçersiz olduğunu, borcun bulunmadığını, rehin bulunduğundan önce rehnin paraya çevrilmesi gerektiğini, borcun tamamına, yetkiye, faize ve fer'ilerine itiraz ettiğini belirtmiştir. İtirazın iptali davalarında, usulüne uygun olarak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK'nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Bu durumda İİK'nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının incelenmesi gerekmektedir....
Davalı borçlu itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiş ve İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Dava Hendek İcra Müdürlüğünün 2020/556 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. İtirazın iptali davalarında; icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi durumunda; İİK'nın 50. maddesi uyarınca; öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca; ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Dairesi'nin bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır. (Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7....
İhtiyati hacze itiraz İİK’nun 265. maddesinde düzenlenmiş olup, borçlu ya da etkilenen 3. şahsın itiraz haklarının şekli ve tahdidi olarak sayıldığı, itiraz eden borçlunun ancak ihtiyati haczin sebebi ile teminata ve yetkiye itiraz edebileceği, bunun dışında menfi tespit davası, istihkak davası veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek hususların, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemeyeceği, itiraz eden vekili her ne kadar ihtiyati hacze dayanak yapılan senedin ödendiğini ileri sürmüş ise de bu hususun ancak açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebileceği açıktır. İhtiyati haciz kararı vadesi geçmiş üzerinde nakden kaydı bulunan senede dayalı olarak verilmiş olup;ilk derece mahkemesinin itirazın reddine yönelik ek kararında hukuka aykırılık bulunmadığından,ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
nun 73/1 (TBK.nun 89/1) maddesine göre alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalıların hesap kat ihtarı üzerine hesap katına itiraz etmediklerinden İİK nun 68/b maddesi gereği belgenin oluşması nedeniyle borca itirazının kaldırılması yetkiye itiraz da şartları oluşmadığından tazminata hükmedilmemesi gerektiği gerekçesi ile "davanın kabulüne, icra takip dosyasında borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasına, şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, itiraz edenler (borçlular) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, itiraz edenler (borçlular) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir....
Bu durumda ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin beyanlarında belirtildiği üzere Düzce 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/931 esas sayılı takip dosyasında itiraz eden borçlunun huzuruyla 29.11.2013 tarihinde yapılan haciz işlemiyle itiraz için belirlenen kanuni sürenin başlayacağı gözetilerek süresinde yapılan itiraz nedeniyle işin esasının incelenmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....