"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetkiye İtiraz DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:03.10.2016 K A R A R Uyuşmazlığın konusu ihalenin feshi talebine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. hakkında başlatıldığı, borçlunun yetkiye itirazı üzerine mahkemece takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmediği anlaşılmakla, İİK'nun 170/1. maddesinin ikinci cümlesi gereğince, tedbir kararı verilmeden yetkiye itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağından 18.07.2012-09.08.2012 tarihli satış talepleri ile yetki itirazının kabulüne dair kararın verildiği 10.03.2014 tarihleri arasında takip işlemi yapılmamış olup, 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur. O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı alacaklı dava dilekçesinde, davalı borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasını kabul ettiği halde, Mahkemece; HMK'nın 26.maddesine aykırı olarak davacının talebi dışında, sanki davacının icra müdürlüğünün yetkisine itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulüne, icra müdürlüğünün yetkisizliğine, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne karar verilmesi usule aykırıdır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; alacaklı, faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilâmsız takip yapmış, davalı borçlu tarafından süresinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durdurulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati hacze itiraz eden borçluların ileri sürdükleri itiraz sebeplerinin İİK.nun 265. maddesinde sayılan nedenlerden olmadığı, her ne kadar itiraz edenler kredi borçlarının gayrimenkul ipoteği ile teminat altına alındığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş iseler de, İİK'nun 45/2 ve 167. maddeleri uyarınca itiraz edenlerin imzalamış oldukları kambiyo senetlerine dayanılarak ve tahsilde tekerrür olmamak suretiyle icra takibi yapıldığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden borçlular vekilleri temyiz etmişlerdir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, itiraz eden borçlular vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Taraflar arasında imzalanan 15/12/2018 tarihli sözleşme ile bir adet bant kesme makinesi ve konveyör sisteminin toplam 150.000 Euro bedelle satışı ve bu tutarın 30 eşit taksitle ödeme takvimine göre senetlerle ödeneceği, sözleşmeden kaynaklanabilecek anlaşmazlıklar için İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Eldeki ihtiyati haciz talebi ise sözleşmede gösterilen ödeme takviminde 23 ila 30.sıralarda yer alan 8 adet bonoya dayalıdır. Mahkemece verilen ihtiyati hacze yetki yönünden itiraz edilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK'nın 258/1....
Borçlunun yetkiye itiraz tarihi 24.12.2020 dir. Borçlunun yetkiye itiraz ettiği tarih itibari ile diğer borçlu açısından takip kesinleşmiştir. Borcun kaynağı olarak gösterilen sözleşmede sözleşmenin yapıldığı yere ilişkin bir açıklama yoktur. Belirtilen hususlar gözetildiğinde borçluların adreslerinin ödeme emrinde yer almamasının borçlunun yetkiye itirazını doğrudan doğruya etkilediği açıktır. Ancak ödeme emrindeki bu usulsüzlük kamu düzeni ile ilgili olmamakla İİK nun 16. Maddesi kapsamında yedi günlük şikayet süresine tabidir. Borçlunun usulsüzlüğe ödeme emrini tebellüğ ettiği tarihte vakıf olduğu nazara alındığında yedi günlük itiraz süresi geçirildiğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf taleplerinin reddine ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK nın 353/1- b-2. Maddesi gereğince kaldırılmasına yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK 14.3.2001 tarih 2001/12- 233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....
Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.06.2007 tarih ve 834-409 sayılı hükmün sanığın temyizi üzerine Dairemizin 29.11.2011 tarih ve 22183-6699 sayılı ile düzeltilerek onanması yolundaki kararına karşı, Yagıtay Cumhuriyet Başsavcığılı'nın 11.01.2012 tarih ve 2008/44631 sayılı yazısı ile verilen kararın düşmesi yönünde Yargıtay Birinci Başkanığına itiraz talebinde bulunulması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun da 10.07.2012 tarih ve 2012/89-765 sayılı kararı ile 6352 sayılı Yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazla ilgili yeniden değerlendirme yapılmak üzerine dosya 04.09.2012 gününde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.01.2012 tarih ve 2008/44631 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin 29.11.2011 tarih ve 22183-6699 sayılı kararları kaldırılarak yeniden yapılan incelemede; Dosyada mevcut 05.09.2012 tarihli nüfus kayıt örneğine göre sanığın hükümden sonra 28.06.2009 tarihinde öldüğünün anlaşılması...
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçlunun yetkiye ve borca itirazının reddine, alacaklının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/541 ESAS - 2020/814 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 26.İcra Müdürlüğü'nün 2020/4652 Esas sayılı dosyasındaki takipten haricen haberdar olduklarını, müvekkilinin takibe konu senede imza atmadığını, borca, imzaya ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini, yetkili icra müdürlükleri ve mahkemelerinin İzmir olduğunu belirterek, yetkiye, imzaya, borca itirazlarının kabulüne ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....