Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 03/08/2018 tarihli cari hesap ekstresi bakiye alacağı sebebine dayanarak ilamsız icra takibi yapılmış, borçluya 16/08/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 17/08/2018 tarihli dilekçe ile takibe ve ödeme emrine ilişkin itiraz haklarının saklı tutulduğu, borçlu adresinin Akyurt olması nedeni ile takipte Akyurt İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu belirtilerek yetkiye itiraz edilmiş, 27/09/2018 tarihinde açılan dava ile yetki itirazının kaldırılması istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre; HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri, para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Konusu mal varlığı olan borçlar hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir....
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır. ---- tarihli cevabi yazı ile dava konusu kredilere ilişkin sözleşme ve diğer kayıtların----- gönderildiğinin bildirildiği, ancak --- gönderildiği, sözleşme ve eklerinin fiziki olarak gönderilmediği anlaşıldı. ---- Esas sayılı takip dosyasının gönderildiği, incelenmesinde: --- tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından --- tarihinde diğer borçlu--- birlikte borca ve yetkiye itiraz dilekçesi verildiği, ---- tarihli karar tensip tutanağı ile borçlu ---- yönünden takibin devamına karar verildiği tespit edilmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı tarafından başlatılan takipte ödeme emrinin davacıya 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 17.01.2020 tarihinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece beş günlük sürenin geçmesi sebebiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca, imzaya ve yetkiyi itirazlar İİK'nın 169. ve 170. maddelerindeki atıf ve 168/1- 4,5 bentleri gereğince beş gün içinde yapılmak zorundadır. Bu süre ödeme emrinin tebliği ile başlar....
Somut olayda, davalı/borçlu ... borca ve yetkiye itiraz etmiş yetkili icra dairesinin haksız fiilin vuku bulduğu Görele İcra Daireleri olduğunu belirtmiştir. Diğer davalı/borçlu ...ise sadece borca itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. Bu durumda, mahkemece, davalı sigorta şirketi yönünden yetki itirazı bulunmadığından davalı sigorta şirketi yönünden dava tefrik edilerek davanın esası hakkında inceleme yapılarak davanın sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde davanın dinlenme olanağı bulunmadığından tümden reddine karar verilmesi isabetli değildir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
3 adet çekin davacı firmaya teslim edildiğini; çeklerden ------ seri numaralı, 06/11/2018 keşide tarihli, ----- tutarlı çekin günü geldiğinde ----------- ibraz edilerek ödendiğini; ancak diğer 2 adet çekin vadesinde ödenmediğini; çek bedellerine ilişkin ----------- sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle --------- sayılı kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığını; ancak söz konusu takibe davalı tarafından ------ esas sayılı dosyası ile imzaya, borca ve yetkiye itiraz konulu dava açıldığını; yetki itirazının kabul edildiğini; ------ dosyasında gönderildiğini; davalı tarafa ----- tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini; yine davalı vekilince ----- sayılı dosyasında borca ve imzaya itiraz ettiğini; -----------takip dosyasında imzaya itiraz iddiası haklı bulunduğundan İİK.nun 170/3.maddesi gereğince itiraz eden borçlu ------- yönünden takibin durdurulmasına, alacaklı senedi takibe koymada ağır kusurlu bulunduğundan İİK.170/4.maddesi gereğince...
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, davacının yetkiye ve borca itiraz ettiği mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği , davalı vekilince bononun ticari senet olması nedeniyle Erzurum'un yetkili olduğuna dair yetki şartının geçerli olduğu iddiasıyla istinaf yasa yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....
İNCELEME ve GEREKÇE: ----- takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine---- tutarındaki alacağın, fer'ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, takip dayanağının; ----- adet çek olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçlulara---- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu----- tarafından----- tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca, ferilerine, borçlu ---- itiraz dilekçesi ile borca, faize ve ferilerine ve borçlu ------- tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği ve bu haliyle eldeki davanın yasal süresi içerisinde açılmış olduğu görülmüştür....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58., 61. maddeleri uyarınca takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali, ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. HMK'nın 297/1- c maddesinde, hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. T.C....
Takibe konu faturalara dayanak sözleşme ve ekindeki taahhütnamenin 13/11/2013 tarihli olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça takipte süresi içinde yetkili icra dairesini İstanbul icra daireleri olarak belirterek yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edilmiştir.Takip sözleşmede belirlenen yetkili İstanbul İcra müdürlüğünde yapılmadığından usulüne uygun yapılmış bir takip bulunmadığı açıktır. 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 1....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2022 NUMARASI : 2021/456 ESAS - 2022/88 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 11.İcra Müdürlüğü'nün 2021/4690 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği, müvekkilinin takipten 02.04.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Eskişehir İcra Müdürlüğü olduğunu, borca da itiraz ettiğini, davacının tacir değil tüketici olduğunu, tüketicinin yapmış bulunduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde...