WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a devrettiğini, ancak davalılar tarafından bu durumun ticaret sicil memurluğuna bildirilmediğini ve hisse devrinin tescil edilmediğini belirterek hisse devrinin tespitine, tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, belgelerin incelenmesinde davacıların hisselerini ... ve ...'a 13/01/1997 tarihinde devrettikleri, yine aynı tarihte şirket ortaklarının yaptıkları toplantı ile hisse devrinin kabulüne ilişkin karar aldıkları anlaşıldığı, hisse devrinin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.'...

    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, noterde düzenlenen limited şirket hisse devir sözleşmesi ile bu devre onay veren ortaklar kurulu kararının sahteliği sebebiyle hisse devrinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece hisseyi devralan ile hisseleri devredilen şirketin hasım olarak gösterildiği davada davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili dava dışı noterlikçe tasdik olunan limited şirket hisse devir sözleşmesinde yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürmekte ve müvekkili adına olan imzanın sahteliğini iddia etmektedir. Dairemizce daha önce verilen 2012/12282 E. - 2013/10936 K. sayılı ve 20.05.2013 tarihli ilamda da ifade olunduğu üzere hisse devrinin dayanağı olan noter sözleşmesinde yer alan imzanın inkarı nedeniyle açılan dava aynı zamanda 6100 s. HMK 208/4 (HUMK'nın 314) maddesi anlamında açılmış bir sahtelik davasıdır. Öte yandan, 6100 s. HMK 204 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 82/f....

      ya muvazaalı şekilde devrettiği mallara ilişkin derdest davalar bulunduğunu, ana sözleşmenin 6.maddesi uyarınca diğer ortakların yazılı ön muvafakati alınmadan payın devredilemeyeceğini, ana sözleşme hükmünün tüm tarafları bağladığını, hisse devir sözleşmesinin ana sözleşmedeki bağlam kuralına aykırı olduğunu, hisse devrinin şirkete ihbarı için gönderilen ihtarnamenin şirket çalışanına tebliğ edilmediğini, muvazaalı işlem yapıldığını, hisse devrinin tarafın gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki muvazaalı hisse devrinin iptali istemine ilişkin davada Ankara 20. Asliye Hukuk ve Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi ve Yargıtay 17 Hukuk dairesince yargı yerinin belirlenmesinden sonra, Ankara 20. Asliye Hukuk ve Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, muvazaalı hisse devrinin iptali istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 25/III. Maddesinde; “Yargıtay’ca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamından, Ankara 20. Asliye Hukuk ve Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararları karşısında, Yargıtay 17....

          Mahkememizin..... tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; söz konusu uyuşmazlık konusunda rapor hazırlanması için dosyanın ..... bilirkişisine tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan ........tarihli bilirkişi raporunda özetle; davanın davalı adına ........Şubesinden..... tarihinde yapmış olduğu EFT gönderisinde, bu gönderinin .....i” ifadesinin yer aldığını, davacının hisse devrinin dava dışı ..... adına yapılması konusunda, yazılı belge olmadığından, rızasının olup olmadığının anlaşılamadığını, davacının, kendi adına hisse devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle, davalıdan ..... TL asıl alacağının var olduğu bildirilmiştir. Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davaya konu olan hisse devrinin yapılacağı ........ Pazarlama ve Ticaret Aş'nin hissedarlarının ........İnş. Sah. Ve Tic. Ltd....

            Mahkemece bu gerekçeye dayanarak ortaklar kurulu kararının iptali yönünde hüküm kurulmuş ise de; 6762 sayılı TTK'nun 520. maddesine uygun bir hisse devrinin olup olmadığı yeterince araştırılmamış, davacının imzası dışındaki imzaların sıhhati ile söz konusu imza sahiplerinin, ortak sayısının ve esas sermayenin 3/4üne tekabül edip etmediği, davacının imzası haricindeki ortakların imzasının ortaklar kurulu kararının geçerliliği için yeterli olup olmadığı araştırılmaksızın, eksik incelemeye dayalı olarak, sadece davacının imzasının sahte olması nedeniyle ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Ortaklar kurulu 19/02/2016 tarih ve 5 nolu kararı ile ... ve ... arasındaki şirket hisse devri işleminin kabulüne karar vermiştir. Usulüne uygun şekilde noterde düzenlenen Limited Şirket Hisse Devri ve hisse devrinin ortaklar kurulu tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen yine şirket yetkilileri tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına tescil edilmesi gereken bu karar uzun süre şirket yetkilileri tarafından yerine getirilmediği için davacı ... Ankara .... Noterliği'nin 08/01/2019 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesiyle hisse devrinin tescil ve ilan edilmesi istemiş, ihtarnamenin 10/02/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen hisse devrinin tescil ve ilanı yapılmadığı için mahkememizde yasal koşulları bulunan bu dava açılmıştır....

                Davalı vekili, hisse devri gereğince müvekkiline 10 adet bono verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takip yapıldığını savunarak, davanın reddini, %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında 11.11.2008 tarihli noter ve aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile hisse devri yapıldığı, noter hisse devrinin adi sözleşmeyi ilga edecek nitelikte bulunmadığı, noterde devir bedelinin nakten ve tamamen alındığı belirtilmekle birlikte ödeme detayına ilişkin bilgi olmadığı, adi yazılı sözleşmede ise ödemenin 10 taksitte yapılacağının düzenlendiği, noter onaylı sözleşme ile hisse devrinin gerçekleştirilmesinin, adi sözleşme ile de devir bedelinin ödeme esaslarının belirlenmesinin amaçlandığı, davacıların bono bedelinin ödendiğini ispatlayamadığı, davalının tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacıların davasının ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                  Mahkemece, taraflar arasında 11.11.2008 tarihli noter ve aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile hisse devri yapıldığı, noter hisse devrinin adi sözleşmeyi ilga edecek nitelikte bulunmadığı, noterde devir bedelinin nakten ve tamamen alındığı belirtilmekle birlikte ödeme detayına ilişkin bilgi olmadığı, adi yazılı sözleşmede ise ödemenin 10 taksitte yapılacağının düzenlendiği, noter onaylı sözleşme ile hisse devrinin gerçekleştirilmesinin, adi sözleşme ile de devir bedelinin ödeme esaslarının belirlenmesinin amaçlandığı, davacıların bono bedelinin ödendiğini ispatlayamadığı, davalının tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacıların davasının ve davalının tazminat talebinin reddine dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 29.11.2013 tarihli kararı ile onanmıştır. Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. .../.......

                    Bu durumda, hisse devrinin muris muvazaasına dayalı olarak iptali istemine yönelik bu davanın, 6102 sayılı kanunun 4. maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5. maddesinde yazılı olduğu gibi nispi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan iş bu davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, ..." karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu