Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, hisse devri gereğince müvekkiline 10 adet bono verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takip yapıldığını savunarak, davanın reddini, %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında 11.11.2008 tarihli noter ve aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile hisse devri yapıldığı, noter hisse devrinin adi sözleşmeyi ilga edecek nitelikte bulunmadığı, noterde devir bedelinin nakten ve tamamen alındığı belirtilmekle birlikte ödeme detayına ilişkin bilgi olmadığı, adi yazılı sözleşmede ise ödemenin 10 taksitte yapılacağının düzenlendiği, noter onaylı sözleşme ile hisse devrinin gerçekleştirilmesinin, adi sözleşme ile de devir bedelinin ödeme esaslarının belirlenmesinin amaçlandığı, davacıların bono bedelinin ödendiğini ispatlayamadığı, davalının tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacıların davasının ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece, taraflar arasında 11.11.2008 tarihli noter ve aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile hisse devri yapıldığı, noter hisse devrinin adi sözleşmeyi ilga edecek nitelikte bulunmadığı, noterde devir bedelinin nakten ve tamamen alındığı belirtilmekle birlikte ödeme detayına ilişkin bilgi olmadığı, adi yazılı sözleşmede ise ödemenin 10 taksitte yapılacağının düzenlendiği, noter onaylı sözleşme ile hisse devrinin gerçekleştirilmesinin, adi sözleşme ile de devir bedelinin ödeme esaslarının belirlenmesinin amaçlandığı, davacıların bono bedelinin ödendiğini ispatlayamadığı, davalının tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacıların davasının ve davalının tazminat talebinin reddine dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 29.11.2013 tarihli kararı ile onanmıştır. Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. .../.......

      Mahkemece bu gerekçeye dayanarak ortaklar kurulu kararının iptali yönünde hüküm kurulmuş ise de; 6762 sayılı TTK'nun 520. maddesine uygun bir hisse devrinin olup olmadığı yeterince araştırılmamış, davacının imzası dışındaki imzaların sıhhati ile söz konusu imza sahiplerinin, ortak sayısının ve esas sermayenin 3/4üne tekabül edip etmediği, davacının imzası haricindeki ortakların imzasının ortaklar kurulu kararının geçerliliği için yeterli olup olmadığı araştırılmaksızın, eksik incelemeye dayalı olarak, sadece davacının imzasının sahte olması nedeniyle ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Noterliğinin 17.04.2012 tarih ve 04447 yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile %50 hisseyi ...'den devraldığını, söz konusu hisse devir sözleşmesinin 26.04.2012 tarih 8056 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanarak ilan edildiğini, hisse devrinin ... tarafından ... 3. Noterliğinin 04.11.2011 tarih ve 10749 yevmiye numaralı vekaletname ile ...'a vekil tayin etmesine istinaden müvekkili ... tarafından imzalandığını, yapılan hisse devrinin ... adına vekaleten ..., ... ve ... adına vekaleten ... tarafından imzalanarak onaylandığını, fakat ... adına muhatap olunan dava dışı ...'ın kararı ...'na imzalatarak müvekkiline getirdiğini, karar defterinin onaylatılıp yayına verildikten sonra hisse pay defteri ve karar defterinin ...'ı temsil eden ...'a ofiste teslim edildiğini, ...'e ait hissenin ...'ya devrinin gerçekleşmesi için ... tarafından ...'...

          ın kooperatif ortaklığının devrinin yasal düzenleme ve anasözleşmeye uygun olduğu, fakat ...'ın hisse devir sözleşmesi tarihi itibariyle kooperatife 160.321,82 TL borcu bulunduğu, kendisine düşen daireyi ise davacı dışı üçüncü kişiye sattığı, bunun karşısında davacının, ...'ın kooperatif hissesini ....000,00TL karşılığında birikmiş borçları birlikte devralmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, çünkü ödenen veya ödenecek aidatlar karşılığında kooperatiften elde edilmesi beklenen konutun hisse devrinden önce satıldığı, davacının elde etmeyi beklediği yararın ortadan kalktığı, davacının sadece borç devraldığı ve alacaklı durumda olan kooperatifin hisse (borç) devrine izin vermesi durumunda kooperatif ve diğer üyelerin zarar görmesi ihtimalinin söz konusu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Hisse devir kararının 31/12/2011 günü yapılmış olduğundan 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinin uygulanması hatalı olup, devrin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut olayda, hisse devrinin devrin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mülga 6762 sayılı TTK'nun 520.maddesi gereğince usulüne uygun olarak hisse devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde taraflar arasında ihtilaf olmadığı gibi dosya arasında bulunan davacı şirkete ait sicil kaydının incelenmesi sonucu davalılar tarafından hisse devrinin yapıldığı anlaşılmıştır. Davalılardan ... ve müteveffa ... ve dava dışı ortaklar arasında 31/12/2011 tarihli hazırlanan kararın 2. Maddesi uyarınca, davalılar ... ve müteveffa ...'ın ... Şirketinde ki hisselerine düşen dört aracı bir ay içerisinde davacı ... Ltd....

              Noterliği'nin 10/06/2008 tarihli hisse devir sözleşmesi ile hisselerinin 190 payını diğer ortak M.. G..'ye, 10 payını ise Ş.. T..'a devrettiğini, aynı tarihte devir işleminin oybirliği ile kabul edilerek pay defterine işlenmesine karar verildiğini, ancak bugüne kadar hisse devrinin pay defterine işlenerek Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilmediğini, müvekkilinin halen şirket ortağı olarak gözükmekte olup, bu durumun mağduriyetine sebebiyet verdiğini belirterek müvekkilinin şirket ortaklığından ayrıldığının tespit ve tesciline, hisse devrinin pay defterlerine tescili ile ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı M.. G.., noterde yapılan hisse devir sözleşmesi kapsamında davacıya ait 190 payı devraldığını belirtmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....

                ye devrettiğini öğrendiklerini, bu işlemin müvekkilinin miras haklarını bertaraf etmek maksadıyla muvazaalı olarak yapıldığını, devri haklı gösteren hiçbir makul sebep olmadığını, hisse devrinin murisin ölümünden çok kısa bir süre önce ileri hastalığı sırasında yapıldığını, murisin ...'nda sayılı ailelerden birinin mensubu olan hayli z...bir insan olduğunu, devir sonucunda elde edeceği paraya muhtaç olmadığını, şirket hisselerinin arsa ile birleşen değerinin çok yüksek olup, iki gerçek şahıs olan davalıların murise şirket hisse bedelini aktardıklarına dair bir banka havalesi veya emsal hiçbir ödeme vasıtasının mevcut olmadığını, bu nedenlerle hisse devrinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek ...Limited Şirketi'ndeki muris ... hissesinin ...'ye devredilen %45 payı ile ......

                  Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu, borcun tasarruftan önce doğduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle ön koşul yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi tasarrufun iptali davasının dinlenebilme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gereklidir. Somut olayda takip konusu borcun tasarruftan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davacı vekili takip konusu 20.3.2007 keşide tarihli çekin 15.5.2004 tarihli hisse devir sözleşmesi gereği düzenlenen protokolden kaynaklandığını belirterek bu yönde delillerini sunmuştur. 15.5.2004 tarihli protokol içeriğinden ......

                    A.Ş. vekili; müvekkil şirkette belirtilen tarihte genel kurul toplantısı değil yönetim kurulu toplantısı yapıldığını, yönetim kurulunun hisse devir sözleşmesinin kendilerine sunulması üzerine hisse devrinin kabulü kararı verdiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davalı ..., usulüne uygun tebliğ yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacının el ürünü olması, gerçekleşen hisse devrinin mevzuat hükümlerine uygun olması, davacının sözleşmenin kendi iradesini yansıtmadığı iddiasının yerinde görülmemesi gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu