in, 59 parsel sayılı taşınmazın satışı için dava dışı kızı Fatma'yı vekil tayin ettiğini, vekilin de anılan vekaletnameye istinaden taşınmazını kızı olan davalı ...'e temlik ettiğini, işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Asli müdahiller, mirasbırakanın sağlığında bütün çocuklarına para veya yer verdiğini, geriye kalan dava konusu yer gibi diğer bazı yerleri ise paylaştırmadığını, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazı miras paylarına mahsuben ..., ..., ... ve ...'e verdiğini, paylı olarak temlik yapılamadığından, adı geçenlerin talep ve rızaları ile kendisi adına tescil edildiğini, davacılardan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 167 ada 21 sayılı parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalı gelinine devretmesi içindavalının babası dava dışı ... ... 10.11.1992 tarihinde temlik ettiğini, adı geçenin de 1 yıl sonra taşınmazı davalıya aktardığını, amacının davalı gelini ile oğlunun evliliklerindeki sorunların giderilmesi olduğunu taşınmazın davalıya bağışlandığını, ancak davalının evini terk edip taşınmazı da satışı çıkardığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davada zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, davacının tarafı olduğu ilk satışın muvazaalı olduğunu iddia edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “ ......
nın tapunun 175 cilt, 99 sayfa, 89 sıra numarasında kayıtlı taşınmazını 19/09/1972 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, kadastro tespitinde 45 ada 17 parsel olarak revizyon gören taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır. Davalı,10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, ayrıca taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muris tarafından yapılan temliki işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
(eski ... parsel), ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlardaki miras payını kendilerinden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak babası ...’nin kardeşleri olan davalıların mirasbırakanlarına temlik ettiğini, bu muvazaalı temlikle ilgili mirasbırakanın 08.11.1964 tarihli vekaletname ile dava dışı ...’yı vekil tayin edip kendisine intikal edecek taşınmazların ...’ya satışı konusunda yetkili kıldığını, bu vekaletnameye dayalı olarak 19/11/1964 tarihinde rızai taksim sözleşmesi yapılıp, aynı gün tapuda intikal, taksim ve mirasbırakana isabet eden taşınmazların satışının gerçekleştirildiğini, muvazaalı işlemler sonucu mirasbırakan adına taşınmaz kalmayıp herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, 1964 yılında mirasbırakanın mal satmasını gerektirir bir durum bulunmadığını, taksim sözleşmesi yapılmış gibi görünse de gerçekte mirasbırakana yer verilmediğini, çünkü verilmiş gibi görünen yerlerin aynı gün dava dışı ...’ya muvazaalı olarak satıldığını, yine mirasbırakanın hissedar olduğu...
in Işıklar Köyü 246 ada 35 parsel sayılı taşınmazının satışı için ...'e vekaletname ile satış yetkisi verdiğini, vekil ...'nın taşınmazı 1995 yılında ...'e sattığını, ... mirasçılarının da taşınmazı 2002 yılında davalıya satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, ilk satış üzerinden 19 yıl geçtikten sonra dava açılmasının iyiniyet ile bağdaşmadığını temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temliklerin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
in maliki olduğu 246 ada 33 parsel sayılı taşınmazın satışı için ...'i vekil tayin ettiğini, vekil ...'nın taşınmazı 1995 yılında ...'e sattığını, ... mirasçılarının da 2002 yılında davalıya yine satış suretiyle devrettiklerini, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, ilk satış üzerinden 19 yıl geçtikten sonra dava açılmasının iyiniyet ile bağdaşmadığını, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temliklerin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilerek Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Mahkemece TBK'nun 19. madde gereğince muvazaalı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. 2- BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davalarda; davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Bu madde sadece davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin kıyasen uygulanması olup üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına da gelmemelidir. "açıklamalarına yer verilmiştir. Davacının terditli talebi BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali ve tazmin talebine ilişkin değerlendirme yapıldığında; dava konusu aracın davalılar arasındaki devir işleminin muvazaalı olduğu kesinleşmiş Tokat 2....
İlçesi Saray Mah. 748 ada 9 parselde kayıtlı 11 nolu bağımsız bölüm ile 31 ada 15 parselde bulunan taşınmazları üzerine diğer davalı ... lehine 3 yıl süreli 200.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettirdiğini, davalılarca yapılan bu işlemin muvazaalı olduğunu, davalı ...'in davacıyı zarara uğratma kastıyla hareket ettiğini, her iki davalı arasında enişte-kayın ilişkisi bulunduğunu, davalılar arasında yapılan ipotek tesisine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, açılan davanın gerekli şartları taşımadığını, müvekkilinin iyiniyetli olarak işlem yaptığını, davacı tarafın iddiası gibi muvazaalı bir işlem olmadığını, yapılan ipotek işleminin müvekkilini zarara uğratacağını, davacının ipotek işleminin muvazaalı olduğu iddiasını yazılı bir belge ile ispatının gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş olmasına ve davalı ...'in borçlunun teyzesinin oğlu olarak, davalı ...'in mal kaçırma amacını bilecek kişilerden olduğu gibi zabıta araştırmasına göre de alım gücünün olmadığının sabit bulunmasına göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19.maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....