WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ...’in maliki olduğu 315 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak 28.12.1985 tarihinde davalı torunu...’e ( İsmet oğlu) satış yolu ile temlik ettiğini, davalının satış anında 16 yaşında olup işlemin velayeten yapıldığını, mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı bulunmayıp davalının da alım gücü olmadığını ileri sürerek 315 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, satış bedelinin anne ve babası tarafından ödendiğini, mirasbırakanın başka taşınmaz almak için dava konusu taşınmazı sattığını, mirasbırakanın davacıya ve çocuklarına da paylar devrettiğini bildirip davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine dair verilen karar Dairece “ ......

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, muris babalarının 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 2/10 payını davalı ikinci eşine satış yoluyla aktardığını, işlemin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, işlemin muvazaalı olmadığı gibi, davacıların haklarından da feragat ettiklerini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, murisin çekişme konusu payını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemle davalıya temlik ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne verilmiştir....

      Mahkemece, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için aciz belgesinin sunulması gerektiği, davacının bu belgeyi sunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... hakkında takip yapıldığını ve takibin sonuçsuz kaldığını, dava konusu taşınmazı 22.10.2008 tarihinde davalı ...'a devrettiğini belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve davanın İİK'nun 284.maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini, bu yargılama devam ederken mal kaçırma amacı ile muvazaalı olarak ...’nun dava konusu taşınmazı davalı kardeşi ... adına tescil ettirdiğini belirterek, muvazaalı işlemin iptali ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davacının alacağının dayanağı olacak İstanbul (Anadolu) 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasının yargılamasının devam ettiğini, ortada kesinleşmiş bir alacak ve takibin olmadığını, dava dışı ...’nun davada taraf gösterilmediğini, taşınmazın gerçek malikine husumetin yöneltilmesi gerektiğini ayrıca dava konusu taşınmazı ...’dan... isimli şahsın aldığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumetten reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'den boşandıklarını, mal tasfiyesi davası açtıklarını boşanma davası sırasında mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak önce davalı ...'a onun tarafında da diğer davalı ...'a devrettiğinden bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, taşınmazın müvekkili tarafından satın alındığını kar amaçlı olarak satıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazı iyiniyetle satın aldığını tarafları tanımadığını belirtmiştir. Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....

              Dava, davalı şirket ile davacı arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılık ve muvazaa iddialarına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Davacı tarafça, ...'ın satış şeklinde gösterilen işlem ile muvazaalı olarak taşınmazı tapuda devraldığı ileri sürülmüş olup, muvazaalı olduğu iddia edilen işlemin tarafları davalı olarak davada yer almaktadır. Mahkemece, işin esasına girilerek muvazaa iddiası yönünden taraf delilleri toplanıp, değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, muvazaalı bir hukuki işlem ile davacı üçüncü kişinin zarara uğratılmasının ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğinde olduğu ve işbu davanın ileri sürülüş tarzına göre haksız eylemi işlediği iddia edilen ...'ın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmamasının muvazaalı işlemin yapısının ve özelliğinin bir gereği olduğu gözönünde bulundurulmadan, yanılgılı gerekçeyle sonuca ulaşılması doğru görülmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği teslim edilmesi gereken dairenin tapusunun verilmemesi üzerine anılan şahıs hakkında alacak davası açtığını, bu aşamada mal kaçırma amacı ile dairenin diğer davalı ...'ye satışının yapıldığını belirterek, satışın iptali ile tapunun Mustafa adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, taşınmazın bedelinin banka aracılığı ile ödendiğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    Açılan dava 818 sayılı BK’nın 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, muvazaalı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü muvazaalı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak üçüncü kişilerin muvazaalı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, muvazaalı işlemde bulunandan alacakları olmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu