WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ... ...’ın 114 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 no’lu kahvehaneyi davalı oğlu ...’e satış suretiyle,2 no’lu dükkanı davalı kızı ...’e ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle, 85 ada 71 parsel sayılı taşınmazın ½ paylarla davalı kızı ...’a ve davalı damadı ... ...’e satış suretiyle temlik edildiğini, yapılan işlemlerin kendisinden mal kaçırmaya yönelik ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar; murisin bütün mirasçıları arasında paylaştırmaya gittiğini ve davacıya da taşınmaz verdiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olmadığını, davalı ...’in murise uzun yıllar bakmakla ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklı bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

    Zira, hukuki işlemin iptali davasının asıl dayanağı olacak olan “alacak veya tazminat” davasının davacı lehine sonuçlanıp sonuçlanmayacağı sonuçlansa dahi borçlu (davalı) nun hukuki işleminin (tasarrufunun) konusu olan mal veya hak haricinde başka mal ve hakkının olup olmadığı, bunların davacı (alacaklı) nın alacağını karşılayıp karşılamayacağı belli değildir....

      Davacının alt işveren işçisi olması nedeniyle asıl işveren işçisine sağlanan haklardan faydalanamadığı, davacının şahsından kaynaklı kişisel nedenlerle değil tabi olunan hukuki statü gereği asıl-alt işveren ilişkisinden kaynaklı olarak ücret farkı bulunduğu, muvazaalı işlemin tespiti ile davacının da bu haklardan faydalanacağı, davacının bu tespit yapılana kadar asıl işveren değil alt işveren işçisi olduğu ve asıl işverenin sadece alt işverenin borçlarından dolayı sorumluluğu bulunduğu, eşit durumda bulunan işçiler açısından ayrımcılık yapılmadığı anlaşıldığından ayrımcılık tazminatı talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile isteğin hüküm altına alınması hatalı olup bozma nedenidir. Kabule göre de ayrımcılık tazminatının miktarı açıkça yazılmadan, talep harçlandırılmadan miktar olarak değil "4 aylık ücret tutarında" ayrımcılık tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi de doğru olmamıştır....

        -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle;davanın,muvazaa iddiasına dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, kural olarak üçüncü kişiler, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği, çünkü danışıklı olan bir hukuki işlem ile üçüncü kişinin zarara uğratılmasının ona karşı işlenmiş haksız eylem niteliğinde olduğu, tüm dosya kapsamından ve toplanan delillerden dava konusu taşınmazın bilirkişi raporu ile belirlenen satış tarihindeki değeri ile davalılar arasında yapılan satış miktarı arasındaki fark ve davalıların ilişkileri dikkate alındığında yapılan işlemin muvazaalı olduğu davacının da bu nedenle zarar gören üçüncü kişi durumunda bulunduğunun anlaşıldığı,davacının amacının yaptığı icra takibi sonucunda alacağının tahsili olağanına kavuşmak olduğu,hernekadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte tapu iptali ve tescili istenmiş ise de çoğun içinde azında bulunduğu ilkesi gereğince...

          Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir. Muvazaalı işlemin iptali için salt bedel farkı yeterli olmayıp işlemin iki tarafınında fikir birliği içinde olması gerekir. Somut olayda salt davalı borçlunun mal kaçırma amacı ile hareket etmesi yeterli olmayıp, davalılar Levent ve Cengiz'inde borçlunun bu amaçla hareket ettiğini bilen veya bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğunun ispatlanması gerekir. Dosya içeriğinden davalı borçlu ve üçüncü kişilerin birbirlerini tanıdıkları veya yakınlıklarının olduğu da iddia ve ispat edilememiştir. Bu halde mahkemece, üçüncü kişilerin kötüniyeti ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’dan boşandığını ve boşanma ilamında mali haklara hükmedildiğini, davalı eşin mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazı diğer davalı ...’ye sattığını belirterek, muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir....

              Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve borcun 23.08.2002 tarihili iş kazasından doğun rücuen tazminat istemine ilişkin olup tasarrufun borcun doğmundan sonra yapılmış bulunmasına ve davanın davacı tarafından dava dilekçesinde BK'nun 19.maddesine göre açıldığının belirtilmesine ve mahkeme nitelmesinninde bu yönde yapılmış bulunmasına göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2. BK'nun 19.maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1.fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....

                Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı üçücü kişinin sunduğu banka dekontlarının 24.04.2009 tarihinden başladığı, iptal edilen bononun ise bu tarihten önce 20.01.2009 tarihinde düzenlenmiş olduğu, bu hali banka dökümünün bu borca ilişkin olduğunun kabulünen mümkün bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19. maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....

                  Her ne kadar muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu iptali de istenilmiş ise de; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin açılan dava yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK’nun 283. maddesi düzenlemesi yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK’nun 283. maddesi hükmü gereğince muvazaalı işlemin iptaline gerek kalmaksızın, davacının dava konusu taşınmazın haczi ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu yönü itibariyle yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı da gerektirmediğinden, HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle hüküm bölümünün (1) fıkrasının çıkarılarak, yerine “Tapuda ...... Yayalar mahallesi, dağ arkası mevkii parsel 1009 sayılı kayıtlı taşınmazın, ...... 1.Bölge .........

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı yargılamanın yenilenmesi talebnin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/202 Esas 2011/292 Karar sayılı dosyası ile açılan BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, kabul kararının Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 2012/10681 Esas 2012/16883 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onandığını, ancak belirtilen kararda esas alınan katkı payı alacağı davasında davalının davasının red edildiğini bu nedenle muvazaalı işlemin iptali davasının dayanaksız kaldığından yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Davalı haksız açılan davanın reddi gerkteğini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu